Yaptığımız işin, yaşadığımız hayatın, seçtiğimiz yolun amma sarp ve dikenli, aşılmaz engellerle dolu olduğunu, bizim her gün dağları delmek zorunda kaldığımızı anlatmayı ne çok seviyoruz. “Sormayın, bizim işimiz çok zor”.
Hele sana bunu medyada dile getirme fırsatı veren bir iş yapıyorsan. O film ne güçlüklerle çekilir, o oyun nasıl mücadelelerle çıkar, o setlerin, salonların dili olsa da söylese. Onların yok, biz söyleyelim o zaman.
Hayır, nesi zor? Ya da hangisi kolay? Doktorluk mu kolay? Mühendislik mi, avukatlık mı? Eğer sevmediğin bir işi yapmaya mecbur değilsen hayatını sürdürmek için, çünkü o sahiden zor, eğer seçtiğin işi yapabiliyorsan, hangisi diğerinden daha zor?
Türk Film Festivali için gittiğimiz güzelim şehir Prizren’de, oranın kültür hayatının göz bebeği DokuFest’in merkezi DokuKino’da Çağan Irmak’ın söyleşisini dinlemekteyim. O bildik “Bu iş zor” ön kabulü, gelen sorularda da var. Bekleniyor ki Çağan Irmak biraz maddi koşullardan, biraz yaratım sancılarından söz etsin. “Rağmen” sinema yapmanın kutsalığından dem vursun.
Fakat öyle olmuyor; “Ben hiçbir şeyden şikayet edemem” diye giriyor söze. “Edersem Allah beni taş eder, ben hayalleri gerçekleşmiş bir çocuğum. Çocukken ne istedim? Sinemacı olmak. Oldum. Kapat çeneni işini yap derler adama.”
Demezler aslında ama insanın durup durup kendisine bunu demesi lazım. O şimdi öfleyerek gittiği işi seve isteye seçtiği günleri kendisine hatırlatması lazım, dilinin ucuna şikayet geldikçe.
Çağan Irmak sinemayı bütün macerasıyla beraber nasıl sevdiğini, sinema diye bir şey olmasa dengbej olup köy köy dolaşarak hikaye anlatacağını, bütün meselenin sinemada çocukken gittiğimiz filmlerin coşkusunu kaybetmemek olduğunu gözünde o çocuk coşkusuyla anlatırken, benim kafamda bunlar dolaşıyor.
Koca adam kadın olup içimizdeki çocuğu büyütmemek marifet değil de, işini yaparken o çocuk coşkusunu korumak çok şeyi değiştirebilir.
Çağan Irmak’ın yeni macerası
Her yeni film onun için seyirciyle paylaşacağı yeni bir macera olduğuna göre, 25 Eylül’de yeni bir maceranın başlayacağını söyleyebiliriz: Çağan Irmak, gerilim sularına geri döneceği yeni filmini asıl olarak “Bir arınma, iyileşme hikayesi” olarak tanımlıyor.
Bir trafik kazasının travmasını atlatmaya çalışan iç mimar Kerem’in şifacı bir kadın ve köylülerle geçirdiği arınma süreci... Ancak görünen hikayenin ardında bambaşka gizemler var. Evet, gerilimi yüksek ama ‘umut veren bir hikaye’, Irmak’a göre.
Avşar Film’in yapımcılığında, terk edilmiş bir köyde çekilecek filmde Engin Akyürek, Şerif Sezer, Hilal Altınbilek, Birsen Dürülü, Osman Alkaş ve çok sayıda çocuk oyuncu oynayacak.
Prizren’deyken Çağan Irmak filmin adına karar vermeye çalışıyordu. Büyük olasılıkla isim ‘Çocuklar Sana Emanet’ olacak.