Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir travestinin ezberinizi  bozmasına var mısınız


Altın Portakallı belgesel 'Ben ve Nuri Bala', Esmeray’ın çarpıcı hayat hikayesini anlatıyor



Ailemden koptuğumdan beri ben her gece köyü rüyamda görüyorum. Garip bir özlem. Yürüdüğüm yerler, toprak, köyün girişi, kuzu otlattığım yerler, kayalar, dere... Kesin ben oraya gömülmeliyim diye düşünüyorum. Bazen diyorum ki, ‘Vasiyet bırakacağım, öldüğüm zaman beni götürün köyüme, herhangi bir yerine gömün.’ Ya da eskiden şey düşünüyordum, 60 - 70 yaşında giderim köye, gizliden giderim, gece, büyük derenin üstünde bir kaya vardı, oradan atarım kendimi aşağıya, orada görsünler ve beni gömsünler oraya.
Bir insan niye ayrı kalır her gece görmek üzere uykuya yattığı toprağından? Altına gömülmek için kendini bir kayanın üzerinden atmayı bile göze alacakken üstelik...
Bu hasrete daha da vazgeçilmez bir şey uğruna, ‘kendisine’ sahip çıkmak adına katlanan birinin, Esmeray’ın öyküsünden söz edeceğim size bugün. Doğumdaki adı Mehmet. Kürtçesi Mihammet Nuri. Annesi onu severken ‘Nuri Bala.’ Tarlabaşı bulvarında müşteri beklerken Çiğdem. Şimdi artık sadece Esmeray...

Haberin Devamı

Mehmet’i Esmeray’a götüren yol
Anlam veremediği ilk dayağını yedi yaşındayken, Kars’taki köyünde, diğer ‘kız çocukları’ gibi halı dokumayı öğrenirken yemiş abisinden ve babasından. Bir türlü çözememiş nedenini. Niye ablaları değil de o? Kız çocuğu olduğundan o derece eminmiş ki...
12’sinde ama, bu sefer köyün erkekleri gibi o da ekmeğini kazanmak için İstanbul’un yolunu tutmuş. 16 yaşındayken Kadıköy’de parkta tanıştığı bir adamın ona aşık olduğunu söylemesiyle başlamış Mehmet’i Esmeray’a götüren yolculuk. Bir süre direnmiş, eşcinsel olduğunu kabullenmek istememiş. Beş yılın sonunda ise “Yeter” demiş, “Kadınım ben.”
Ve bu çıkışla kesmiş köyüyle göbek bağını. Biliyormuş artık dönemeyeceğini. Uyarmışlar onu, “Polisten şiddet göreceksin” bir, “Bedenini satmak zorunda kalacaksın” iki.

Boğazınıza yumru takılıyor
Ne pahasına olursa olsun içindeki kadını bulmaya kararlı Esmeray için caydırıcı olmamış ikisi de. Mehmet’i kitlemiş mavi nüfus kağıdına. Artık sadece gözaltına alındığında polisten duyar olmuş doğum adını.
17 Ağustos depremine kadar otoyollarda geçmiş hayat. “Ahlaksız bulduğum için bırakmadım seks işçiliğini” diye anlatıyor yıllar sonra onu programına konuk eden Hülya Avşar’a. “Dayatıldığı için bıraktım. Bu işi yapmak zorunda olduğum için bıraktım.”
Travestilere, transseksüellere nasıl başka hiçbir alanda çalışma ve var olma hakkı tanınmadığını, 'Cadının Bohçası' adlı tek kişilik gösterisinde yüzüne vuruyor seyircinin, bütün ön yargılar ve çifte standartlarla birlikte. Ve dönmüyor otoyollara. “Bir travestinin ezberinizi bozmasına izin verecek kadar cesur musunuz?” diye soruyor oyununun afişinde. O bunu yapacak kadar cesur çünkü.
Feminist aktivist Esmeray’ın Kars’tan İstanbul’a uzanan yaşam öyküsü, belgesel oldu sonunda. Genç yönetmen Melisa Önel’in çektiği 'Ben ve Nuri Bala' geçen yıl Altın Portakal’da 'en iyi belgesel ödülü'nü aldı.
İzlerken boğazınıza bir yumru takılıyor. Ağlayamıyorsunuz da, çünkü bütün bunları yaşamış kişi bugün başından geçenleri hala bir mizah duygusuyla aktarabiliyorsa, sizin ne haddinize bu cesur kadının öyküsünü bir melodrama çevirmek?
'Ben ve Nuri Bala', perşembe saat 18.30’da İTÜ Taşkışla binasında gösterilecek. İzlemek için 0212 292 76 05 numarayı arayıp yerinizi ayırtmanız gerekiyor. İzleyin ve göremeyenlere anlatın. "Travesti Esmeray’ın öyküsü” demeyin ama, kızıyor. “Esmeray desinler” diyor, “Transseksüel Bülent Ersoy diyorlar mı?” Çok haklı... Esmeray o. Ve hala annesinin Nuri Bala’sı.