Maltepe Gülsuyu’nda, kentsel dönüşüm tehdidi altında bir mahalle... Altlı üstlü oturan Hatun ve Nesrin, Kadıköy Moda’daki evlere temizliğe gidip akşamları da çekirdek çitlerken dedikodu yapan, hayaller kuran iki kadın. Birinin kahveden kafasını kaldırıp akan lavaboyu bile onaramayan bir kocası var, ötekinin o bile yok, çekmiş gitmiş adam. Nesrin tek başına evi geçindirip küçük kızını büyütmeye çalışıyor.
Baktığınız zaman hayatın pek hoş bir tarafı yok onlar için ama Nesrin ve Hatun gene matrak bir şeyler buluyorlar, konuşup gülüşecek. Hele Hatun, ayakta kalmanın yolunu her şeyle dalga geçmekte bulmuş, daha sert ve dayanıklı bir kadın. Nesrin’in ise gözünün ucunda hep bir damla yaş. Dış dünyaya karşı birbirlerine dayanak olurken, aralarındaki abla - kardeş ilişkisi zaman zaman birbirlerini de ısırıp yaralamalarına yol açıyor.
Bir de ‘başka kadınlar’ var tabii. Evlerine gittikleri, karşılıklı kahve içip fallar baktıkları, dertlerini paylaştıkları ama hayatlarında ‘Toz Bezi’ kadar yer tuttukları için, kapıdan çıkınca onları unutan kadınlar. Nesrin’in bütün naifliğiyle yakınlıklarına bel bağladığı, Hatun’un “Ne demek, işimiz bu, siz kirleteceksiniz, biz temizleyeceğiz” deyip gündüz çektiği çilenin acısını akşam “Öyle pis ki, kadınlık yok bir kere” diye çekiştirerek çıkarttığı kadınlar.
Yönetmenin ‘utanç’ deneyimiYazarı ve yönetmeni Ahu Öztürk’ün söylediği gibi ‘karakter ağırlıklı’ bir film, ‘Toz Bezi’. Çok da incelikli şekilde, ilmek ilmek dokunarak yaratılmış iki karakter üzerine kurulu. Kendi teyzesi gündelikçi olduğu ve çocukken bir kez onu da yanında götürdüğü için aşina olduğu bu dünyayı, büyüyüp annesinin aşıladığı ‘utanç’ duygusundan kurtulunca anlatmaya karar vermiş Öztürk. En büyük travmayı içine mizah katarak aktaran annesinin izleri de belli ki Hatun’da vücut bulmuş.
Yalnız Nazan Kesal’dan da öyle bir Hatun çıkmış ki, sadece bu filmde değil, sinemamızda gördüğümüz en izlenesi karakterlerden biri. Hikayenin ve atmosferin ağırlığı içinde onun o acımsı mizah duygusu nefes aldırıyor seyirciye ve her an farklı bir yanını göstererek sürpriz yapıyor. Nesrin de Asiye Dinçsoy da bu yılın en sevindirici keşfi. Kısacası bu iki oyuncu tarafından oynanan iki kadın, onları buluşturan ve ayıran taraflarıyla hikayeyi son derece gerçek kılıyorlar.
Hepimize son derece tanıdık gelecek, ‘kadınını’ kimselerle paylaşmak istemeyip kendisine özel tarife yapmasını bekleyen, birini övmek için “Hiç Kürt gibi değil” diyebilen Ayten’de Serra Yılmaz, habire Nesrin’e akıl veren iyi niyetli psikolog Aslı Didem İnselel filmin ‘öteki’ kadınları. Hatun’un kocasını Mehmet Özgür’ün oynadığı filmin görüntü yönetimi Meryem Yavuz’a emanet.
Uluslararası prömiyerini Berlin Film Festivali Forum Bölümü’nde gerçekleştirmişti ‘Toz Bezi’, Türk izleyicisiyle İstanbul Film Festivali’nde buluştu, bugün de Başka Sinema’nın ‘İlkler!’ programıyla vizyona giriyor. Kaçırmamalı.