AKSİ’DE AYDINLIK GECELER

İstanbul’un eğlence hayatı Kadıköy’e kaydı büyük ölçüde, evet, hele yaz gelip de sıcaklar bastı mı, sokakları dolup dolup taşıyor. Her gün yeni bir bar, meyhane, canlı müzik mekanı açılıyor ve takip etmek pek zor. Nitekim benim de şaşırarak keşfettiğim Aksi Pub da onlardan biri.

Dr. Esat Işık Caddesi’nde, iki katlı bir mekan. Dışarıda masası olmadığı için çok da bir yaz mekanı kabul edilmemesi lazım. Fakat ediliyor, hem de sanat etkinlikleri, film izlemek ve sohbet için...Beni şaşırtan kısım da tam bu zaten. Aksi’nin ikinci katında olsa olsa 30-40 kişinin oturabileceği bir bölüm var. Buraya bir perde koyup film gösterimi yapıyorlar, insanlar bar taburelerinde ya da minderlerde oturup filmi izliyor, sonra da yönetmenle, ekiple söyleşi yapıyor.

Ben, vizyonda şaşırtıcı olmayan bir salon şanssızlığı yaşayan ‘Taksim Hold’em’in gösterimi için oradaydım ve açıkçası aklımda da “Bu şahane yaz gecesinde kim küçücük salona tıkılıp film izleyecek yani?” sorusu vardı giderken. Hatta hadi filmi izlediler diyelim, çıkışta söyleşi ne kadar sürebilir ki? Herhalde birkaç selfie çekinilir, mevzu biter diyordum.

Ve fakat gördüm ki, rezervasyonlar günler öncesinden dolmuş ve insanlar gayet hevesli bir şekilde tabureleri doldurmuş. Sanki bir pub değil, en ciddi festival sineması havasında o film izlendi, bittiğinde saat 23.00’e geliyordu ve yönetmen Michael Önder, yapımcı Jozef Amado ile oyunculardan Damla Sönmez, Kenan Ece, Emre Yetim ve Pelin Keskin Sayın seyircilerin karşısına, o saatte oturmuş oldu. Saat 01.00 falandı, artık bir şekilde konuları bağlayıp söyleşiyi bitirmeye karar verdiklerinde. Bıraksan sanırım sabaha kadar gidecekti, insanların konuşacağı, tartışacağı çok şey vardı daha.

İnsanlar sohbete koşup gelmiş

Bir gece eğlencesi olarak gördüğüm tablodan şaşırdığımı ve etkilendiğimi söylemem lazım. İnsanlar dansa, müziğe değil, sohbete koşup gelmişti. Asıl acil ihtiyaçları buydu.

Sonra baktım, Aksi bunu hep yapıyor. Sürekli film göstermiyor ama sık sık söyleyecek sözü olan yazarları, yönetmenleri, oyuncuları, müzisyenleri oraya davet edip gençlerle, okurlarla, izleyicilerle ve dinleyicilerle buluşturuyor.

Adı boşuna ‘Anlatacaklarım Var’ değil, bu bitmeyen akşamların, sahiden magazin şöhretine sahip olmak değil, anlatacaklarının olması geçer akçe bu pub’da. Yetmiyor, yine Aksi adında aylık bir dergi çıkarıyor ve bu söyleşilere de o dergide yer veriyorlar. Tabii birçok başka fikir yazısının yanı sıra.

Özetlemek gerekirse, sanatın siyasetin hararetine karşı duramayıp, sürekli gündemin arka sıralarına düştüğü bir dönemde, “Aydınlığa çıkış yolu sanattır, müziktir, felsefedir, sinemadır, bilimdir” mottosunu benimseyen bir ekip, kendi küçük vahasında üretmeye ve paylaşmaya devam ediyor. Takip edin, yolunuzu düşürün, bu paylaşıma ortak olun.