İlginçtir, yetmişli yıllarda parlayan Türk pop müziği yıldızlarının, anında diğerlerinden ayırt edilen ses renkleri var. Yani bir Asu Maralman’ı Esmeray’la, Seyyal Taner’i Işıl Yücesoy’la karıştıramazsın. Hepsinin sesi kendine özeldir. En kimseyle karıştırılamayacaklardan biri de, Yeşim’inkidir. Sadece kendisiyle özdeşleşen Şemi Diriker şarkısı ‘Olmaz Böyle Şey Yoksa Rüya mı?’ şarkısını duyduysanız, her karşılaştığınız yerde o buğulu sesi teşhis etmeniz kaçınılmazdır.
“Zaten başka hangi şarkısını nerede duyacağım ki?” derseniz, ‘80’lerden beri albüm yapmayan, sadece sahnede şarkı söyleyen Yeşim’e ait bir toplama albüm, nihayet raflarda. Yola çıkarken Türk popunun eski kayıtlarını temizleyip CD formatında basmak gibi şahane bir misyonu olan Ossi Müzik, epeydir ihmal ettiği ‘En İyileriyle’ serisine Yeşim CD’sini ekledi.
Tabii ki 1974 tarihli ‘Olmaz Böyle Şey’ ile başlıyor albüm, Şanar Yurdatapan’ın düzenlemesi ve Atilla Özdemiroğlu ile birlikte kurduğu Dün Bugün Yarın Orkestrası’nın yorumuyla. Ve 45’liğin arka yüzündeki ‘Aşk Alfabesi’ ile devam ediyor.
Toplam 15 şarkı var CD’de. İstanbul Gelişim Orkestrası ile kaydettiği, sözleri Çiğdem Talu’ya ait ‘Aklın Nerdeydi’ler, ‘Ne Var Ne Yok’lar, ilk şarkısındaki beyefendiye kendi sözleriyle bir kez daha seslendiği ‘Küçük Bey’, müzikal iş birliğini nikah masasıyla birleştirdiği Sefa Ulaşır bestesi ‘Aşkın Ömrü var mı?’, aşk alfabesini bir kenara bırakıp çocuklara değişik dillerde barışı öğretmeye karar verdiği Şanar Yurdatapan imzalı ‘Barış Ders’i ve cepheye yakılmış ‘Aslan Mehmedim’ türküsü ile Yeşim’in yetmişlerdeki yolculuğuna bir bakış atmış oluyoruz.
Uzun bir aradan sonra 1982’de çıkardığı 33’lük boyutundaki 45’likten üç parça izliyor bunları: ‘Her Yerde Kar Var’ın disko versiyonu ve Sefa Ulaşır’a ait ‘Değiştin Sen Artık’ ile ‘Al Kadehi Eline.’
Ve bir sürprizle kapanıyor albüm. Daha doğrusu üç sürprizle: ‘Hatırlar mısın?’, ‘Nereye Kadar?’ ve ‘Gel Bana Gel’ şarkılarını stüdyoya girip yeniden kaydetmiş Yeşim. Sözleri kendisine, müziği Sefa Ulaşır’a ait şarkılar bunlar. Son 45’liğini albüme koymak telif sorunları nedeniyle mümkün olmamış, Naim Dilmener’in Hürriyet’te yazdığına göre. Ama bence hayırlı olmuş, Yeşim’in sesini yıllar sonra duymamızı sağlamış. Şaşırtıcı; 2017’de ‘Hatırlar mısın?’ı söyleyen “O yaramaz, o tatlı kız” ile 40 yıl önce “Ben bu dertten ölürsem, söyle küçük bey” diyen arasında hiç mi fark olmaz?
Tiyatroda numarasız koltuk kabusu
Epeyce çok ve iyi oyunlar gördüğüm bir tiyatro sezonunun sonuna yaklaşırken, salon sahiplerine, topluluklara bir çağrıda bulunmak istiyorum: Çok rica ediyorum kotuklarınıza numara koyunuz. Oyun öncesi dışarıda tahminimce ihtimal veremeyeceğiniz, kıyasıya bir mücadele yaşanıyor. İhtimal verseniz kimsenin o süreçten geçmesine gönlünüz el vermez.
Tiyatro izleyicisi oldukları için birer centilmene ve leydiye dönüşmüyor insanlar. O sıralar dört koldan uzuyor, millet birbirini dirsek atarak, ayağına basarak bertaraf etmeye çalışıyor, inanın metrobüs girişinde yaşananlar halt etmiş.
Gerçek bir sinir harbinden geçerek, geldiğimize lanet ederek ve insanlıktan umudumuzu keserek giriyoruz tiyatro salonuna. O sırada kafamızda oturacağımız yeri hayal etmiş oluyoruz ve kapıdan geçmeyi başardığımız gibi sandalye kapmaca oyunu için sağa sola koşturmaya başlıyoruz. Oturduğumuzda enerjimizin dörtte üçü ve yaşama sevincimiz tükenmiş oluyor. Oyunlarınızı bu ruh haliyle izlememizi istediğinizden emin misiniz?