Paris’in her daim büyüleyici defile mekanlarında sevdiğiniz markaların koleksiyon sunumlarını ve moda şovlarını izlemek büyük bir keyfe dönüşüyor. Her sezon katıldığım defileler, sunumlar ve backstage’ler arasında koleksiyonlar kadar mekanla atmosfer de beni etki altına alıyor. Kaç sezondur çokça farklı mekan ve şov hem kalbime hem de aklıma kazındı. Şimdi düşündüğümde unutulmaz şekilde gözümde canlanıyor tüm o anlar... Fakat öyle bir marka var ki, tasarımcısına, ailesine, tavrına, duruşuna, ekibine ve elbette yeteneğine hayranım!
Gerçek bir marka
Her sezon davetiyesini aldığım andan itibaren bana büyük heyecan veren Elie Saab defilesi... İlk Elie Saab defilemi hatırlıyorum da, backstagede Saab ile sohbetle başlamıştı bu hayranlık... Çalışma disiplinine tanık olma, ailesiyle ve ekibiyle olan iletişimini gözlemleme şansı yakalamıştım. Tüm bu detaylara, iyice artan saygıya ek olarak büyüleyici koleksiyonu harika bir şovla izledikten sonra selam vermek için çıkan Elie Saab’ı alkışlarken tüylerim ürpermişti. Bu duygulanma ritüeli o günden bugüne hiç değişmiyor. Her sezon defileye koşa koşa gidiyor, coşkuyla izliyor ve en sonunda duygusal bir gurur yaşıyorum. Buradaki gurur haklı saygımdan kaynaklanıyor çünkü asla hayal kırıklığına uğratmayan koleksiyonlarla karşımıza çıkıyor her sezon!
Safari rüyası
Bu sezon da durum farksızdı... Yine ilk andan, markayla kurulan iletişimden, defilenin son anına kadar çok keyifli bir sürece tanıklık ettiğim bir sezondu. İşçilik ve kumaş kalitesi konusunda ne kadar başarılı bir tasarımcı zaten söylemeye gerek yok. O bir ‘couture ustası’... Haute Couture, moda haftalarında her detayıyla bizi büyülüyor. Fakat bu durum hazır giyim koleksiyonlarında da değişmiyor çünkü o hazır giyimi de couture dokunuşuyla ortaya koyan bir tasarımcı. Cam bir binanın içerisinde defile için beklerken gün ışığını da aldığımız bu dakikalarda hem renkleri, hem model seçimi, hem müziği hem de saç-makyaj detaylarıyla öyle enerjik bir koleksiyon sunuldu ki... Hemen o anda yaza dönmek istedik.
Bize bir Afrika rüyası sunan Saab, modellerin saç detayları, saç aksesuarları ve diğer aksesuarlarla bunu en iyi şekilde yansıtıyordu. Bir ‘Safari Şıklığı’ ancak bu kadar iyi yansıtılabilirdi. Safari detaylarının yer aldığı gömlek elbiseler ve pantolon ceketler en giyilebilir şekilde karşımızdaydı. Kadının gücü her koleksiyonda olduğu gibi bu çalışmada da karşımıza çıkıyordu.
Kemer detayları neredeyse her elbiseye eşlik ediyor ve bize bu gücü gösteriyordu. Benim en beğendiğim detaylar farklı kumaşlarda karşımıza çıkan tek renk, yuvarlak yakalı yere kadar uzanan uçuş uçuş salaş elbiseler oldu. Sarıda, yeşilde, uçuk pembede karşımıza çıkan bu elbiselerin ardından müthiş bir kırmızı tonla sergilenen yine upuzun, salaş ama aynı anda çok şık bu elbiselere aşık oldum. Safari şıklığını ayrıca Mısır Kraliçesi Nefertiti stili saç aksesuarları ve tasma kolyeler de, farklı şekilde besliyordu. Teşekkürler Elie Saab!