Geçtiğimiz hafta İstanbul, adeta bir moda başkenti gibi sektörün çok önemli etkinliklerine ev sahipliği yaptı. ‘Mercedes Benz İstanbul Moda Haftası’nın etkinlik detayları ve ilk gününden öne çıkanlarını, ana gazeteye yazmıştım. Dört günün ardından geriye kalan detaylar ise şimdi sizlerle...
Yeni yetenekler‘Mercedes Benz İstanbul Moda Haftası’nın yeniliklerini ve dikkat çeken noktalarını paylaşmadan önce, sektördeki önemli bir diğer etkinlikten bahsetmek istiyorum. Her sene yeni moda tasarımcısı kazandırmak konusunda çok değerli bir yere sahip olan ‘Koza Yarışması’, 18 Mart akşamı gerçekleşti. Birbirinden yetenekli gençler arasından birincilik Mehmet Demir’in, ikincilik Süreyya Süleymanoğlu’nun, üçüncülük ödülü ise Tanyeli Erdem’in oldu. Gençler için çok önemli olan yarışmanın, bu yıl en başarılı bulduğum yanı ise sosyal medya yönetimi oldu.
Demet Kamış, global anlamda da @stylesightworldwide hesabının kurucusu. Ayrıca moda haftasının da resmi hesabını kendisi yönetiyor. ‘Koza Yarışması’ gibi gençlere hitap eden, dinamik ve her aşaması heyecan dolu etkinliğin en önemli ayağı, şüphesiz sosyal medya kanalları. Demet sayesinde herkes, tüm içeriklere çok detaylı şekilde ulaşabilirken, görsel gücü yüksek, grafik içeriklerin yer aldığı çalışmalarla bu takip zevke dönüştü. Bu zevk ‘Mercedes Benz İstanbul Moda Haftası’nda da aynıydı.
@mbfwistanbul hesabı altında, etkinlikle ilgili tüm detaylar, görsel gücü en yüksek şekilde moda haftası boyunca paylaşıldı. Gelelim
etkinlikteki diğer detaylara ve yeniliklere...
MBFWI’dan geriye kalanlarModa haftası süresince her gün farklı konularda keyifli söyleşiler düzenlendi. Organizasyonun kreatif direktörü Güneş Güner’in etkinlik kapsamındaki bu adımı, moda haftasına değer kattı.
Her sezon,organizasyonda büyük emek harcayan, basının defilelere katılımı konusunda profesyonel hizmet veren L’appart PR, yine iş başındaydı ve gerçekten süreci çok iyi yönetti.
Bu sezon Özgür Masur’un etkileyici sunumunu, Guntas defilesinde öne çıkan Emrecan Sandal stylingini, W-S-M defilesindeki üç farklı tasarımcının kollektif ruhunu, Aslı Filinta’nın defile mekanını, koleksiyonunun çıkış noktasını, özüne dönmenin getirdiği mucizelere gönderme yapan algısını ve her detayı çok zengin koleksiyonunu çok sevdim. Gülçin Çengel’in işçiliği her daim fark yaratan koleksiyonunu ve bize pembeler, lilalar, morlarla sunduğu renkli dünyayı, Sudi Etuz’un her zamanki gibi rüyada hissettiren renkleri, tasarımlarıyla Çiçek Pasajı’nda yaşattığı keyifli anları eşsizdi. Mehtap Elaidi’nin ise artık imza haline gelen klasını ve derilerin de eşlik ettiği koleksiyondaki zarif kesimleri ve türbanları, Exquise markasının günlük stili göz alıcı hale dönüştüren koleksiyonunu, House of Ogan’ın derilerle yarattığı minimal dünyayı ve renk skalasını, Şebnem Günay defilesinde öne çıkan sokak stili ruhunu, tüyleri ürperten, Sümeyye Başbuğu, Şebnur Günay ve Muhammed İloğlu’nun koleksiyonlarının sunulduğu New Gen defilesi izlemeye değerdi.
İstanbul Moda Akademisi’nin başarılı öğrencilerine sunduğu bu defile fırsatı, gerçekten çok anlamlı. Her sezon benim için en heyecan veren defile olmayı başarıyor ve yine başardı. İyi ki varsın İstanbul Moda Akademisi! Güneş Güner’in de varlığıyla bana çok keyif ve umut veren bir moda haftasını geride bıraktık. Bundan sonraki sezonlarda da dünyaya sesini duyuran etkinlik, bir şehir olacak eminim. Bu nedenle benim de dahil olduğum çalışmaları duyurmak için sabırsızlanıyorum. Takipte kalın.