New York’la başlayan moda haftası maratonu, Londra’yla devam etti ve siz bu yazıyı okurken ben Milano’da defileleri yerinde izlemek üzere, keyifli bir koşuşturma içerisinde olacağım. Bir sonraki hafta Milano detayları sizinle olacak ama önce Londra Moda Haftası’na damga vuran defileler ve başarılı tasarımcılardan bahsetmek istiyorum.
Metalik vurgusuCentral St Martins mezunu başarılı Türk tasarımcı Bora Aksu’nun, Garden Museum’da gerçekleşen defilesinde lila, pembe, bebek mavisi ve deniz köpüğü gibi pastel tonların hakimiyeti söz konusuydu. Her zaman gösterişli ve dramatik tasarımlarıyla bize sunduğu romantik estetik, yine göz kamaştırıyordu. Yanar dönerli kumaşlar, bu pastel ve yalın renklere estetik bir hareket katıyor, modeller yürüdükçe görülen parıltılı bir etki ortaya çıkıyor. Tasarımlara eşlik eden gözlükler, şovun ilhamına gönderme yapıyor. Uzaya giden ilk kadın unvanını taşıyan Rus politikacı ve kozmonot Valentina Tereshkova’dan ilhamla ortaya konan şovda, tüm bu metalik detayların kaynağı anlaşılıyor. Dünya starlarını giydiren Aksu yine tülün, katmanlı detayların merkezde olduğu bir koleksiyonla karşımıza çıkıyor fakat, kumaş detayları ve aksesuarlarla bu romantik dünyayı öyle modern bir noktaya taşıyor ki masal
diyarından, uzay
diyarına götürüyor bizi.
‘Voguing’den ilham aldıGerçek bir sanatçı olarak tanımlayabileceğimiz Hüseyin Çağlayan, yine son derece etkileyici bir koleksiyonla karşımızdaydı. Modellerin
‘cat walk’ pozlarına gönderme yapan, 80’lerin dans stili ‘voguing’den ilham alan saç aksesuarları ve maskelerin hakimiyeti söz konusuydu. Kıbrıs asıllı Türk tasarımcı bir kez daha Japon kukla sanatçısı Bunraku’dan ilham alıyor ve modeller yürüdüğünde ortaya çıkan rüzgar, elbisenin panellerini kaldırıyor. Her bir detayında çok özel dokunuşların olduğu, sanatsal bir ilhamın ve tasarımın söz konusu olduğu Chalayan koleksiyonlarında, tüm bu detaylara rağmen başrolde giyilebilen parçalar var! Çağlayan, başından beri müzede sergilenecek giysilere değil, giyilebilen tasarımlara odaklanıyor ve evet, sanatın giyilebilir halini ortaya koyuyor.
Defileden
ziyade gösteriErdem, her sezon masalsı ve büyülü bir koleksiyonla bizi sinematografik anlara konuk ediyor. Tarihin en stil sahibi anlarına götürüyor... Geçmişin ruhunu en modern şekilde koleksiyonlarına taşıyan ve romantik detayların ustası Erdem, bu sezon İtalyan aristokrat ve sanatsever Princess Donna Orietta Doria-Pamphilj-Landi’den ilham alıyor. Erdem bu koleksiyonda couture detayları rahatlığın ve pratikliğin önüne koyuyor. Defileden ziyade bir gösteri sunan Erdem defilesi, doygun renklerin, parlak brokarların, siyah kadife fiyonkların ve dantel detayların hakimiyetinde yağlı boya fotoğraflardan oluşan bir geçit törenine sahne oluyor adeta. Edwardian dönemden 60’lara kadar farklı dönemlerden izler taşıyan koleksiyonun zenginliği ve de dramatik makyajı nefes kesiciydi. Bize bu zenginliği sunduğu için ona teşekkür ederiz. İyi ki varsın Erdem...
‘Modern kadın’A’dan Z’ye kadının hayatında ihtiyaç duyduğu parçalara yer vermeyi hedeflediğini söyleyen ve o kadını bir hanımefendi değil, asil bir kadın olarak tanımlayan Victoria Beckham, duruşu ve stiliyle de bu tanımlamayı en iyi şekilde temsil ediyor. Hem güçlü hem maskülen hem de göz alıcı bir kadın yansıtmak isteyen Beckham, kullanışlı olmasında odaklandığı farklı formları bir araya getiriyor ve de dikkat çeken renk kombinasyonlarına yer veriyor. 40’ların, 70’lerin silüetlerinin elbiselerde karşımıza çıktığı koleksiyonda sivri yaka detayları, kalem etekler ve Victoria Beckham’ın kendi stiliyle de özdeşleşen pantolonlar öne çıkıyor! Modern bir kadının, ‘modern kadın’ için yarattığı bu koleksiyon, gerçekten her anımıza ortak olmaya aday!