Geçtiğimiz hafta erkek modasının kalbi Floransa’da attı. Uluslararası ölçekte en önemli erkek giyim fuarı Pitti Uomo için dünyanın farklı yerlerinden birçok moda insanı şehre akın etti. Ben de her sezon olduğu gibi yerinde inceledim.
Birçok farklı etkinliğe, defileye, projeye ev sahipliği yapan; yeni markaların dünyanın farklı yerlerinden satın almacılarla buluştuğu organizasyon, aynı zamanda moda insanlarının bir araya geldiği ve sosyalleştiği bir etkinlik alanı... Zira sokaklar farklı stillerini yansıtmak üzere alana hücum eden insanlarla dolup taşıyor.
Aynı şekilde sokak stili fotoğrafçıları, tüm bu stilleri yakalamak üzere birbiriyle yarışıyor. Sokaklarda belki de fuarın içerisinden çok daha fazla erkek tarzı konuşuluyor. Caddelerin geneline hakim olan klasik İtalyan stili bir yana dursun, çok daha farklı, renkli ve sportif görünümler de oldukça dikkat çekti.
Türk erkeklerinin kaçınması gerektiğini düşündüğüm çok dar ve kısa paçalar, İtalyan erkek anatomisine daha uygun olsa da artık gözler normal boyları arıyor ve çok daha çabasız bir görüntü görmek istiyor. Yine de daracık pantolonlar, kısacık paçalar fuar alanında kendini gösterse de ben onları görmezden geldim.
Peki hangi detayları beğenip kadrajıma aldım derseniz, buyrun:
Klasikleşmiş kravat, yelek ve gömlek üçlüsü yerine, kazak, ceket, paltolarla yaratılan katmanlı etki çok daha etkileyici bir sonuç ortaya koyuyor. Her daim zamansız olan taba ve bej renk paletinin farklı tonları arasında yapacağınız bu geçiş, bu katmanlı görüntü için en iyi sonucu verecek. Mutlaka deneyin!
Normalden daha yüksek belli kumaş pantolon ve kazaklar, oldukça nostaljik ve cool bir görüntü yaratıyor. Oversize paltolarla birlikte deneyin.
Baştan ayağa beyaza bürünün. Taba tonlarındaki aksesuarlarla kombinleyeceğiniz beyaz kazak, ceket ve pantolon üçlüsü hayatınızda yepyeni bir sayfa açacak!
Desenlere teslim olun! Sportif bir kombine eşlik edecek ceketinizde, kare ve yılan derisi desenler öne çıkıyor. En cool görünüm için gardrobunuza ekleyin.
En mavi an!
Erkek modasının nabzı Floransa’da atarken, İstanbul Boğazı’nın en görkemli manzaralarından birindeyse akrep ve yelkovan en stil sahibi mavi için birbiriyle yarışıyordu. Erkeklerin en önemli aksesuarı olan saat, Boğaz’ın mavisiyle buluşunca sonuç ne olur?
Hublot markasının en ikonik modellerinden biri, Boğaz’ın mavisine büründü. 34 adet üretilen saat, markanın genel müdürünün ve global influencerlar’ın da katılımıyla tanıtıldı.
Dünyanın en ilham veren şehirlerinden olan İstanbul’un global anlamda bu kadar önemli bir markayla özdeşleşerek duyurulması, son derece önemli ve markanın lokal ölçekteki başarısını ortaya koyuyor. Geçen her saniyede ve saate her baktığınızda Boğaz’ın mavi sularını hissedeceksiniz.
Gece olduğunda ışıldayan şehir ışıklarını, yakamozu, sabah Boğaz’da uçuşan kuşları ve eşsiz gün doğumunu göreceksiniz. Sanırım her anı, her saniyesi bu kadar değişken, bu kadar güzel ve tempolu olan İstanbul’dan daha iyi bir şehir olamazdı bir saatle özdeşleşecek. Sizce?