Dijital dünyanın gelişimiyle online alışveriş büyük önem kazandı. Bu gelişmeye karşılık perakende mağazacılığın değer kaybettiği düşünülse de, aslında önem kazanarak varlığını korudu.
Tüm dünyada mağazaların bulunduğu ikonik alışveriş caddeleri yer alır ve oralarda hem lokal hem global markaların mağazalarına ev sahipliği yapar. Bizde de Bağdat Caddesi bu anlamda Anadolu Yakası’nın en ünlü alışveriş caddesi... Fakat son birkaç senedir hepimiz için çok özel olan, alışveriş için ilk uğrak yerimiz ‘Cadde’ bir değişim sürecindeydi. Var olan kentsel dönüşüm süreci bizi alışveriş için AVM’lere yönlendirdi. Global markalar, Bağdat Caddesi’ne “Elveda” dedi. Fakat şimdi yine değişim zamanı: Moda dünyasının dev markası Chanel, Bağdat Caddesi’nin en yeni gelişen kısmında konumlandı. Yakın zaman önce görkemli mağazasıyla aynı bölgeye “Merhaba” diyen Beymen, bu değişimi başlatanlardan... Ünlü İsveç markası Cos da bu değişimin havasını ilk soluyanlardan... Zira iki yıl önce Suadiye’de konumlandı. İşte şimdi Chanel, İstanbul’daki üçüncü mağazasıyla karşımızda.
Hazır giyim, çanta, ayakkabı, saat, güneş gözlüğü, parfüm ve kozmetik koleksiyonlarının yer aldığı beş katlı binanın mimarı Peter Marino... Coco Chanel’in Paris’te, 31 Rue Cambon’daki evinden ilhamla tasarlanan bir köşe de yer alıyor ve tavanında, Coco Chanel’in ikonik inci kolyesinden ilhamla Jean-Michel Othoniel tarafından tasarlanan eser salınıyor. Mağazanın roof’unda alışverişinizden sonra deniz manzarasına karşı keyif yapabiliyor, kişisel makyaj servis hizmeti alabiliyorsunuz. Moda dünyasının en prestijli markalarının başında yer alan Chanel’in ülkemizin en önemli alışveriş noktalarından birinde böylesine büyük ve gösterişli bir mağaza açması, gerçekten çok önemli. Zira markaya adını veren o özel isim, tüm kadınlara ilham olan, moda tarihinde köklü değişimlere sebep olan ikonik bir tasarımcı.
Coco’nun ruhu
Asıl adı Gabrielle Bonheur Chanel olan Coco Chanel, 1883’te Fransa’nın Saumur şehrinde dünyaya geliyor. Zor bir çocukluk geçiren, yetimhanede büyüyen Chanel, çorap mağazasında tezgahtarlık yaparak iş hayatına başlıyor, bir kafede şarkıcılık deneyimi de yaşıyor ve ‘Coco’ lakabını burada alıyor. 1908’te Paris’te ilk şapkasını tasarlayan Chanel, 1913’te bir butik açıyor. Kadınların daha rahat edeceği, kullanışlı modeller üzerinde çalışıyor ve markanın simgesi haline gelen siyah mini elbiseyi de burada tasarlıyor. 1915 ve 1917 yılları arasında dönemin ünlü dergilerinden birinde müşterilerin tercih ettiği markalar listesinde yer almayı başarıyor. 1921 senesinde Chanel, parfüm tasarımına başlıyor. Çok basit bir parfüm şişesi tasarlıyor ve birçok parfüm arasından kendisi için uğurlu sayı olan beşinci sıradakini seçiyor. Dünyanın en tanınmış kokusu olan Chanel No.5, böyle ortaya çıkıyor. 1924’te küpeyle aksesuarlara, 1930’lu yıllarda gece kıyafetlerine, 1955’te takım elbise ve erkekler için deri çanta ve parfüme de giriş yapan Coco, 1971 yılında hayatını kaybetti. Dünyanın en prestijli markalarından birini yaratan Chanel’in başarı öyküsü gerçekten ilham verici. Bugün Karl Lagerfeld, markanın DNA’sında yer alan bu ilham verici ruhu, en yaratıcı ve dahiyane şekilde devam ettiriyor. Hoşgeldin Chanel! Bize Coco’nun ruhunu getir.
“Sokaklara ulaşamayan moda, aslında moda olamamıştır.” Coco Chanel...