Ali Tufan Koç

Ali Tufan Koç

alitufankoc@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

AZ SEKS YOKTUR, ZEKi iNSAN VARDIR

Malum, Türk insanı iki konuda pek hassas: Zekası ve seks hayatı. Bir, zekasına laf etmeyeceksin; iki, yatak meselesine girmeyeceksin. Yapılan her seks araştırması sonrası Türkler, ‘Sevişmek dört nala’ sloganıyla tepelerde çıkıyor. Özellikle “Haftada kaç kez sevişiyorsunuz?” sorusuna verilen yanıtlara dikkatli bakın: Sanırsınız Türkiye ‘tavşanlar gibi’ çalışıyor. Anket sonuçları “Haftada 5-6” diyorsa, siz onun yarısını alın. ‘Az seksten’ mahçubiyet duyan, utanan, sıkılanlara biri üç, üçü beş yapanlara güzel haber: Belki de az seksin sebebi fazla zeki olmanızdan kaynaklanıyordur!
Psikoloji dünyasından gelen son haber, zeki insanların daha az seks yaptığı yönünde. Dünyanın en popüler psikoloji dergisi ‘Psychology Today’e göre, entelektüel seviyesi yüksek insanlar daha seyrek seks yapıyor. Nedenleri şöyle sıralanıyor: Zeka seviyesi ortalamanın üzerinde olan insan, partner konusunda daha ‘seçici’ oluyor. Artan kriterler, seks ihtimalini düşürüyor. Yüksek idari fonksiyonlara sahip kişilerin seksten haz ve doyumu iş hayatındaki başarılarında bulması da bir diğer neden. Zeka parıltısıyla seks ışıltısı tuhaf bir denklem, çözmek zor. Araştırmanın geçerliliğini ufak çaplı bir anketle sınamak istedim ama sonuç başarısız. Burası Türkiye, az seks yapan ve bunu dillendiren görülmüş mü hiç?

AZ SMS YOKTUR, SEXTING VARDIR

Sexting, en hafif tabirle açık seçik mesajlaşmak, kimisine göre anlamsız bir fanteziyken kimisi için heyecanı, tutkuyu her daim kısık ateşte tutan bir oyun. Fiyakalı adına, batılı görünüşüne aldanmayın. Sevgilinize “Üzerinde ne var?”, “Resmini çek yolla” gibi gayet masum gözüken mesajlar, ‘sexting’de önsevişme safhasına denk geliyor. Daha ‘akıllı’ telefonlar, daha ‘dijital’ yaşamlar derken, sexting’de de kurallar değişiyor. Amerikan GQ dergisi son sayısında sexting’in yeni kurallarını sıralıyor:
* Asla atmamanız gereken mesajlar: “Kimsiniz, çıkaramadım?”, “Bekle! Annem arıyor!”, “Şarjım bitebilir, haberin olsun.”
* Araba kullanamayacak kadar sarhoşsanız, sexting yapamayacak kadar da sarhoşsunuz demektir.
* Vücudunuzun muhtelif bölgelerini fotoğraflayıp yollanmanız isteniyorsa, mutlaka kendi fotoğraflarınızı yollayın. İnternet sitelerinde boşu boşuna göğüs, dudak, bacak fotoğrafı aramayın.


PLAJLARDA BiR SEKS OBJESi: SiVRi TOPUKLULAR

Topuk tıkırtısı her yerde aynı mıdır? Çeşme’nin bir plajında önümde bir kadın yürüyor, tıkır tıkır. Bu topuk tıkırtısının pek davetkâr olduğu söylenemez. Fotoğrafı yakından inceleyelim: Ayakkabı model itibarıyla sanki geceden kalma, çıkartılmayı unutulmuş, üvey üvey takılıyor ayakta. Bacaklar tam tatil rehavetiyle kendini salmışken, topuklar pranga misali zulüm yayıyor alttan alttan. Kırmızı, sivri topuklular karşısındaki “Pardon! Tanışmış mıydık?” halimi yanımdaki kız arkadaşım dağıttı. “Nasıl hatırlamazsın? Manolo Blahnik? Sex and the City? Sarah Jessica Parker? Bir devrimin ayak sesleri?” Çeşme plajlarında devrimin ayak sesleri böyle oluyormuş demek. Sonuç: ‘Bikini&topuklu ayakkabı’ ikilisi teoride mükemmel bir fikir, muhteşem ikili gibi dursa da, pratikte çuvallıyor. Tıpkı ‘Turist’ filmindeki Angelina Jolie ve Johnny Depp, ‘Star Akademi’ jürisindeki Ertuğrul Özkök’le Ajda (hatta Sertab) gibi... Topuklu ayakkabı; ölçülü, zarif ve yerine göre kullanıldığı sürece kadının seksilik mertebisini üçe beşe katlıyor. Sivri topuklularla dolaşan kadınları dikkatli inceleyin: Duruşu nasıl dik, bileği nasıl kıvrak, adımları nasıl keskin. Her tıkırtı “Vay, vay, vay” dedirtiyor. Yeter ki plajda, iskelede olmasın...

AMY AŞKTAN ÖLDÜ

Amy Winehouse hikayesinde, herkesi ucundan yakalayan, merhamet duygusunu köpürten bir taraf var: Aşk. Sümüklü, ayyaş bir oğlanın peşinde, arı kovanı saçlarında sakladığı iğneleri her gün kendine batırarak finalini yazan bir aşık. Kovandan akan balın acı tadı, bize ilaç gibi gelirken onu zehirliyordu. Modern kahraman ilan edilmesi ‘şan, şöhret, para, pul’ paketini reddetmesinden değil, aşkı korkusuzca bodoslama yaşamasından. Tıpkı aşktan ölenlerin şarkısı, ‘Ablam Aşktan Öldü’deki gibi her şey filmlerdeki gibi oldu: “Son nefesini verdi mucize/ Sevgililer buluşamadı/ Hayat orda o kıyıda/ Masalın berisinde kaldı.” Müzisyenliğine saygı duymuyorsanız en azından aşkından ölmüş bir kadına biraz nezaket, biraz merhamet...