Yeni meyhaneyle beraber Meşrutiyet Caddesi, o kusursuz İstanbul gece hayatı tablosuna bürünmüş oldu
Şişhane Meşrutiyet Caddesi’nin en sancılı noktası (önce Public’i, sonra Spoil’i gömmüş mekan) şimdi de meyhaneye dönüşüyor. Hafta sonu temiz beyaz örtüler serilmiş, Yeni Rakı levhası özenle asılıyordu. Söylenene göre burası bildiğimiz sazlı sözlü bir meyhaneye dönüşecek. Huysuz ve Tatlı Kadın’lar, bir ince Müzeyyen Abla’lar Şişhane sokaklarına dökülecek. Yeni meyhanenin sağında Miss Pizza, karşısında Sushi Express, birkaç adım gerisinde sırasıyla New York usülü bar Good Mood ve Baylo, ardından Mermerci’lerin, Koç’ların masasından kalkmadığı Bird ve aynı hat üzerinde popçuların kulübü eelence... Aralara sıkışmış İngiliz pub’ını, Thai restoranını, meze ağırlıklı Ege restoranını da unutmayalım. Yeni meyhaneyle beraber Meşrutiyet Caddesi, o kusursuz İstanbul gece hayatı tablosuna bürünmüş oldu. Manzarayı betimlemesi açısından bir pop parçayla bağlayalım: “Ah içimizde ne aç hevesler/Arada hicaz, arada caz nefesler/Bir yanımız her duruma müsait...”
YENİ KAPAK VE HER YAŞIN KADINI BLANCHETT
Gelin, bugün bir kitapçı ya da gazete bayisine doğru yola koyulalım beraber. Dergilerin yan yana dizildiği rafların önünde duralım. En şuh bakışlarla gözlerini bize dikmiş kapak güzellerini seyre dalalım biraz. Berrak Tüzünataç, Bade İşcil, Reese Witherspoon... Hepsi nasıl da kusursuz, nasıl da mum... Çoğu kadın veya erkek, moda veya stil dergisi. Çoğu herkesin hayalindeki o pozu, o kıyafeti, o güzelliği fotoşopla paketleyip satma derdinde. Çoğu derginin de amacı bu değil midir zaten? Asla ulaşamayacağınız hayaller satmak... D&R, Remzi gibi rafında yabancı dergiler bulunduran kitabevlerinden birindeyseniz bu ay bir dergiyi özellikle arayın, sorun, kapağını uzun uzun inceleyin. The Economist’in iki ayda bir yayımlanan Intelligent Life’ın kapağında, her markete yönelik üretilmiş dergi gibi, bir ‘celebrity’ var. Kapaktaki ünlü, yüzündeki tüm çizgileri, alalacele topladığı saçları ve günlük deri ceketiyle poz vermiş bir Cate Blanchett. Makyajdan anlamam ama kapak fotoğrafında gram fotoşop olmadığı Blanchett’in her çizgisinden belli. Derginin editörü Tim De Lisle tam da gerçeği, 42 yaşında, üç çocuk annesi, uluslarası başarıya sahip bir oyuncu yansıtmak istediklerini yazmış. Kırışıklarıyla, çizgileriyle poz vermenin verdiği özgüvenden midir bilinmez Blanchett’in bakışı fotoşopa batmış kapaklardaki ünlülerin bakışından çok daha derin ve anlamlı. Bakmakla, okumakla bitmiyor.
YENi MEKAN VE HER iŞLETMECiYE LAZIM NOTLAR
Kepenkleri indiren 11:11 yerine ayın 10’unda yeni bir kulüp açılıyor: Rehab. Yeni kulübün başında, gece insanlarının yakından tanıdığı parti gurusu Didem Özgen var. Kulüp, kafadan Amy Winehouse ve o meşhur parçasını çağrıştırınca “Kimbilir gecede kaç ‘Rehab’ çalacak?” diye düşünmeye başlıyor insan. Bir kulüp ismi olarak Rehab akıl gıdıklıyor, alttan alta eğlendiriyor. Yeni mekana yeni isim kondurma çabası, gün geçtikçe daha komplike bir hale gelmiş durumda. Cate Blanchett kapaklı Intelligent Life’daki ‘Alfabe çorbası’ makalesi restoran isimleri konusunda ilginç tespitlere, bilgilere yer veriyor:
PR uzmanı Maureen Mills’e göre kural basit: Kolay okunmalı, kaba durmamalı ve anlam karmaşası yaratmamalı.
Bir sessiz, bir sesli harftan oluşan iki heceli restoran ismi, 90’ların en popüler formülüydü: New York’ta Nobu, Londra’da Moro, Kopenhag’ta Noma. Söylemesi kolay, akılda kalıcı. 2000’lere gelince bu formül çoktan pase oldu.
Az heceli, kulağa sıcak gelen, kağıt üzerinde şık duran isimler her zaman kazanıyor. Yeni açılan restoranlar arasında en beğenilen isimler Polpo ve Duck Soup.
Popo restoranın sahibi Russel Nortman’ın açıklamasından bizim işletmecilerin çıkaracağı dersler olabilir: “Popo, ahtapot demek. Ama konu bu değil. Harflerin tipografik olarak birbiriyle uyumu, kelimenin anlamından daha mühim.”