Ali Tufan Koç

Ali Tufan Koç

alitufankoc@gmail.com

Tüm Yazıları

Dot ekibinden bir iyi, bir kötü haber. İyi haber: Maçka G-Mall’un girişinde açtıkları mekan Pop-Up, ‘freelance’ takılmalar için yeni adres. Kötü haber: Kuşkusuz sezonun en iyi oyunu ‘Kutlama/Festen’ ‘muhtelif’ sebeplerden gelecek sezon olmayabilir

Pop-Up, az ve öz, işlevsel ve samimi bir yer. İşlevsel; çünkü sadece bir yeme-içme mekanı değil, aynı zamanda Dot ekibiyle tanışabileceğiniz, uzun uzun konuşabileceğiniz bir platform. Samimi; çünkü sadece bir Dot projesi değil; aynı zamanda ekibin mutfağından servisine bahçesinden müziğine bizzat ilgilendiği bir ‘aile müessesi’. Pop-Up’ta Murat Daltaban’ı bulmuşken, sahibinden ‘gelecek program’a dair bilgiler alıyorum: DOT’un yeni sezon projesi ‘Beautiful Burnout’. Boks ringinde geçen oyun için G-Mall’un üst kattaki yedinci salon tiyatroya dönüşecek. ‘Kutlama/Festen’in ise haziranda bitme; gelecek sezonda olmama ihtimali var. Sebebi Koleksiyon ekibinin alana dair başka projelerinin oluşu... Daltaban’ın sesinde en ufak bir kırgınlık yok. Ya da zarafetinden belli etmiyor.

Haberin Devamı

Alt metni çözmek zor değil

‘Kutlama/Festen’ gibi görkemli, prodüksiyonu zor bir oyunun, dış etkenlerden ötürü ömrünün kısa süreli oluşuna itirazım var. Hikayenin giriş, gelişme, sonucuna dair alt metni sökmek pek zor değil: Belli ki Dot’un yıllardır öylece duran Koleksiyon bahçesine dev bir çadır kurup tiyatro sahnesine dönüştürmesi, izleyiciyi şehirden uzak bir yere çekip ‘kapalı gişe’ oynaması, Koleksiyon ekibinin iştahını kabartmış, bahçeleri değere binmiş, “Hazır oyun sayesinde insan topladık. Şimdi meyvesini toplayalım” derdinde düşmüşler. Bu durum Dot oyunlarının başına ilk kez gelmiyor.

Ömrü kısa sürmüş bir oyun

Hafızalar tazelensin:
Şişhane’deki Bilsar binasında oynanan ‘Vur/Yağmala/Yeniden’, muazzam bir proje olmasına rağmen ilk sezonunu zor tamamlamış; binanın alt katına konsept Bilstore mağazası açılacağı bahanesiyle ‘Vur/Yağmala/Yeniden’ uzun süre devam edebilecekken ticari kaygılara yenik düşmüştü.

Sonuç: Bir konsept Bilstore mağazası ve ömrü kısa sürmüş, sayılı insanın görebildiği bir oyun daha... Bugün Bilsar ve Koleksiyon, yarın başka markalar... Her iki firmanın da desteğiyle müthiş oyunlar sergilendi. İzleyici kontenjanından teşekkürü borç biliriz. Asıl soru şu: Özel sanat projelerine, sanata destek duruş ne zaman ‘Dostlar alışverişte görsün’ tadından çıkıp, sözde değil özde bir kıvama varacak?

‘FREELANCE’ TAKILMALAR İÇİN EN İYİ 5 MEKAN

Elde laptop, kafada tilki, zihinde kelimeler, benim için şehrin her kafesi, restoranı, hatta kulübü, bir çalışma ortamı/dış ofis olunca yeni bir mekanı önce ‘ofis’ gözüyle süzüyorum. Pop-Up, ‘Al bilgisayarını, gazeteni, kitabını. Gün boyu ye, iç, oku, çalış, dur’ mekanlardan. Peki, bir mekanı iyi bir ‘dış ofis’ yapan detaylar nelerdir? Bir çırpıda aklıma gelenler mekandaki priz sayısı ve dağılımı, gazete/dergi miktarı ve çeşidi, mönüsünde ucuz ve taze çay-kahve oluşu, bol ışık alması, fonda sakin müzik ve yan masada sakin insanlar... ‘Freelance’ çalışanlara ‘free’ hizmet, yukarıda sıralanmış kıstasları aşağı yukarı yerine getirmiş; ofis olarak bellenecek beş mekan:

* İki Oda, Şişhane: IKSV binasının içerisinde, ‘iki oda, bir salon’ konseptine uygun bir kafe. Bir duvarı silme dergilerle dolu oluşu, mekanın ruhunu ele veriyor. Üstelik Sight&Sound, The Wire, Mojo gibi etrafta bulamayacağınız kült sinema, müzik ve kültür-sanat dergileriyle dolu. Öğle saatlerinde IKSV çalışanları geliyor; kendinizi IKSV toplantısının ortasına düşmüş hissedebilirsiniz.
*B Base, Galata: Kayıtlara ‘Blogger’ların buluşma noktası’ olarak geçmiş mekan. İlle de blog’unuz olması gerekmiyor; kapıda ‘blog’ kontrolü yok. Konsantrasyon sorununuz varsa, etrafta saçılmış oyuncaklar çalışmanıza engel olabilir.
* Cuppa, Cihangir: Taze sıkılmış meyve suları ve ‘hangover’ kürü niyetine hazırlan-mış kahvaltılarının yanı sıra Cuppa, rahat koltukları ve ferah havasıyla kusursuz bir ‘dış ofis’. Doymamak gibi bir sorununuz varsa mutfaktan çıkan lezzetler çalışmanıza engel olabilir.
*All Sports Cafe, Etiler: Sakin, göz yormaz, gönül yormaz, müdavimini dost beller, masasından kahvesini, gazetesini eksik etmez.
* Starbucks, her köşe başı: Fazla söze ne hacet. Ders çalışanı, rapor hazırlayanı, toplantı yapanı, kapıda kalıp vakit öldüreni, kitap okuyanı... Starbucks insanları, farklı bir yaşam stili.