Pazar mönüsü ortaya karışık: Ünlülerin Ramazan parodileri, Sezen Aksu’nun Açıkhava tımarhanesi ve hafif yaz düğünlerinin dayanılmaz ağırlığı
Bir dönem magazin kültüründe Ramazan demek, kimi ünlüler için hayırsever/dinine bağlı imajını parlatmak adına şahane birer fırsat demekti. Kurulsun kebapçıda iftar sofraları, dizilsin magazin muhabirleri sıraya, okunsun dualar sesli sesli, canlı canlı. Ne Bülent Ersoy’lar, Gülben Ergen’ler geçti benzer yollardan. Ramazanın ilk günü gösterdi ki teknoloji gelişti, devir değişti ama söz konusu ünlülerin derdi tasası hiç değişmedi.
Sanal alemdeki Ramazan ünlüleri boy boy, çeşit çeşit: Pide kuyruğunda kendisini fotoğraflayanı, orucunu iki tweet/bir fotoğrafla açanı, iftar vaktinin retweet’leyeni. Değişen bir durum yok yani.
SEZEN AKSU KONSERiNDEN ÇIKAN 5 SONUÇ
1 Dinleyicinin ana akım, popüler Türk konserlerinde solo dinlemeye pek alışık olmadığı kontrabas sesler, farklı formdaki davullar/zurnalardan ibaret konser akışına ince ince serpiştirilmiş, solo enstrümanlar sadece zihin açmıyor, kulağı da eğitiyor. Aksu’nun konserde Cem Yılmaz’ın bol bol kulağını çınlatarak dediği gibi: “Eğitim şart!”
2 Yeni albüm hakkında da ipuçları veriyor. Birleşmiş Milletler gibi orkestradan çıkacak muhtemel albüm, ‘Işık Doğudan Yükselir/Deniz Yıldızı’ arası bir yere denk düşecek, deneysel tadı bol, kapladığı coğrafyası geniş bir çalışma olacak.
3 Madonna parodisinde karnını tuta tuta gülen izleyicileri gördükçe şunu fark ediyor insan: Belli ki Aksu bol bol güldürmek, seyirci de bol bol gülmek istiyor. Yeni sürüm Sezen Aksu Aile Gazinosu için artık vakit gelmemiş midir?
4 Tüm o ‘Gidiyorum’lar, ‘Bırak Beni’ler milletin ciğerine okusa da, millet fellek fellek rakı kadehini arasa da genel ‘fotoğraf’, Aksu’nun şu sözleri gibi: “Burası Agora Meyhanesi değil, Açıkhava tımarhanesi” Birkaç dakika arayla aynı desibelle gülüp, aynı desibelle ağlamak/ağlatmak tımarhanelik değil de nereliktir?
5 Konser serisiyle beraber Aksu’nun da ucundan, kıyısından, kendine has bir yolla sosyal medyada yeşerdiğini gördük. Hayır, elinde telefon, durmadan tweet attığı ya da kedisinin, köpeğinin fotoğrafını çekip Instagram’a çekmişliği yok. (Çekmeye başlasa, sonun gelmeyeceğini, evinin hayvanat bahçesi gibi olduğunu hatırlatalım) Açılım, iki koldan ilerliyor. Sağ kolu Yaşar Gaga’nın konser öncesi/sırası/sonrası Twitter’dan paylaştığı ekibin ev halleri ve fanların hayatlarındaki mühim anlarla Sezen Aksu şarkılarını birleştirerek konser bileti kazandıkları kisiselsezenaksutarihim.com uygulaması.
DÜĞÜNLERDEN NE ÖĞRENDiM?
Her 25-35 yaş aralığına düşen bekar gencin, yaz sezonunda baş gösteren kronik bir metropol sorunundan muzdaribim, işin uzmanlarından desteğe muhtacım: Yaz düğünleri. Kısa bir zaman diliminde peşi sıra katılmak zorunda kaldığım düğünlerden öğrendiklerimi, sizlerle paylaşmayı görev bilirim.
* Birilerinin yaşa başa, boya posa bakmadan “Eee hadi bakalım, sıra sende” geyiği çevirmekten asla bıkıp usanmayacağını...
* Bir düğünde tanıdığınız insan sayısı (gelin, damat dahil) bir elin parmaklarını geçmiyorsa, tüm o “Gitmezsem ayıp” olur nağmelerini bir yana bırakıp, düğüne gitmekten vazgeçmeniz gerektiğini...
* Gençler masasının genelde dans pistinin dibine yerleştirildiğini ve masa mensuplarının tek misyonunun dans etmek, milleti havaya sokmak olduğunu...
* “Oynar elbet birileri kız tarafından” lafının doğrulunu...
* Düğünde en fazla hoplayan/zıplayan/terleyenin her daim gelin ve damat olduğunu...
* Masasındaki herkesin oynamaya kalktığı, 10 kişilik yuvarlak masada tek kalmış sap adamın telefonla konuşuyor/mesajlaşıyor gibi yapmaktan başka bir çaresinin olmadığını...
* Akıllı telefonlardan çekilen şipşak düğün fotoğraflarının, aslında düğün fotoğrafçılığı mesleğini bitirmediğini, sadece damadın gece sonuna alması gereken fotoğraf sayısını artırdığını...