Geçen hafta ‘Survivor’a dair sıraladığım kafamdaki deli sorular, okur epostalarıyla pekişti. Buyrun,bu pazar köşe sizin
- “Survivor yazınızı okuyunca çok sevindim. Her taşın altından sinir bozucu bir samimiyetsizlikle Burcu Esmersoy çıkmasından bir tek ben rahatsız olmuyormuşum meğer. Sevgiler...” (Metin Odabaşı)
Burcu Esmersoy’un frene basacağı yok. Alışsanız iyi olur sanki...
- “Ben de kayda değer bir şey yazdın zannettim. Kız tavlamak için üç kelimede bir gülen delikanlılar gibisin.” (Seyfettin Göktaş)
‘Survivor’ dediğiniz, zaten sabun köpüğünden ibaret, eğlendirmeye, vakit geçirmeye yönelik, hafif bir seyirlik. Ciddi manalar yükleyip hakkında kaydadeğer bir şeyler karalamak, yapımın ruhuna ters gelirdi. Benzetmen gerçekten yerinde ve komik.
- “(...) Yalnız ben bu kadar talihsiz bir grup görmemekle beraber ‘Survivor’ hakkında aklımda kalan soruları size sormak istiyorum. (...) ‘Survivor’ haftada üç gün, haftada bir kez yemek ödülü olan bir yarışma var. Peki, diğer günler? Balıktan, yengeçten çıkan et, kaç öğün, kaç kişiye yetecek? Sırf yemek konu değil, kadınların özel dönemi nasıl atlatılıyor? Türlü türlü bir sürü ihtiyaçları olmalı.” (Nalan Eda Arıcı)
Benim suallerimin altına sizinkileri de ekledim. Boş bir şişenin içine iliştirip denize attım, adaya yolladım. Cevap bekliyoruz...
- “‘Survivor’la ilgili yazdığınız yazıda belli ki kafanızdaki soruları aktarmaya çalışmışsınız fakat bunu yaparken oradaki insanları zan altında bıraktığınızın farkında değilsiniz. Oraya giden kızların, erkeklerin Türkiye’de bekleyen sevgilileri, nişanlıları, karıları, kocaları olabilir. Fakat senin gibi kendini bilmez birisi, sırf ilgi çekmek için bunları düşünmeden yazmış. Senin sevgilin orada olsa ve kendini bilmezin biri bu yazıyı yazmış olsa, canın sıkılmaz mı bu duruma Ali Tufan Koç?” (Murat Törel Keçeci)
Benim sevgilim o adaya düşmüş olsa ve ‘kendini bilmezin teki’ böyle bir yazı yazmış olsa bu neden canımı sıksın? Sevgiliye güven tam. Kim, ne yazarsa yazsın etkilemez. Kendini bilmezin teki der, geçerim Murat.
- “‘Survivor” izlerken takılacak başka yer bulamamanız ve yarışmacı kadınları ‘ufacık bikinileriyle gezinen kızlar’ diye nitelendirmeniz... Toplumun dikkatini tecavüz sahnelerinin çekmesi, kadına şiddet, eski koca cinayetleri vs. hepsinin temelinde ne var biliyor musunuz? Saygılarımla...”
(Aylin Yıldırım)
Tecavüz, şiddet, cinayet gibi vahşetlerin kökü keşke sadece ekrandaki bir yarışmacının kıyafetli değil bikinili halinden bahsetmeyi tercih eden zihniyet olsaydı..
GÖRDÜNÜZ MÜ, DUYDUNUZ MU?Levent Özçelik’in Havana kitabı: Buram buram Küba’nın resmi içeceği Havana Club kokan fotoğraf kitabı, taze ve ferah bir mojito eşliğinde tüketilmeli.
Mini Cooper’in gerilla hareketleri: Bebek’te 3-5 tur atmaktan yorulmuş gençlik, arabasını park edip soluklanmaya karar veriyor. Döndüğünde önce ‘arabam yerinde yok’ paniği, sonra arabanın üzerine geçirilmiş Mini Cooper kılıfının fark edilmesi, garip bulma, şaşırma ve ardından “Güzel reklam” diye beğenme süreci... Gerilla haraket tam da böyle olmalı. Çaktırmadan ve agresif.