Grupanya’dan alınan indirimli hayatlar, Foursquare’den gönde-rilen ‘Şimdi buraya geldim’ mesajları. Yoksa siz hâlâ Facebook’a fotoğraf yüklemekle mi meşgulsunuz?
FOURSQURE: STALKER SANATININ SONU
‘Foursquare’ üzerinden ‘stalker’lık hadisesini irdeleyeceksek konuyla ilgili geçmiş ‘Parti Ajanı’ yazılarından birini ısıtıp önünüze koymayı görev bilirim:
“Çağın hastalığı ‘stalker’lık! Yani, birine ‘takık’ olma hali. Ayrılınan sevgilinin ardından bir süre takipte olmak, nerede, kiminle, ne yaptığını öğrenmek, hatta bir adım öteye gidip kiminle, nerede, nasıl seviştiğini bilmek, özellikle kadınlarda sık görülen bir durum.
Her erkeğin geçmişinde bir ‘Glenn Close’ vakası vardır. Bahçedeki tavşanı öldürüp mutfağınızda pişirmese de gece dibinizden geçerken gözünüzün içine baka baka görmezlikten gelirken ertesi sabah yakın çevresine “Aa, o da mı oradaydı? Görmedim bile!” diyen; kalabalık bir partideyseniz tesadüfen (!) geceyi sırt sırta pozisyonunda geçirmenize sebep olan; her mekan girişi / tuvalet çıkışı (tabii ki tesadüfen) burnunuzun dibinde biten ve tüm bu tesadüfler silsilesini aşkla alakası olmadan sadece ayrılmanın verdiği acıyla organize eden, bu acıdan kendisine müthiş bir haz yaratan, erkeği ‘acı dünyasına’ çekmeye çalışan ‘Glenn Close’ kadınları...
Gündüz ya işinde gücündedir ya da yeni planlar peşinde. Hava kararınca sizinle aynı spor kulübüne gelmeye, müdavimi olduğunuz bardan çıkmamaya başlar.
Peki, erkek hiç mi duruma düşmez? Hem de ne düşmek! Ne acılar çeke çeke düşer, uzun süre de doğrulamaz. Kadının durumu kadar ürkütücü görünmemesinin sebebiyse atasözü niteliğindeki müthiş bir lafta gizli:
“Ayrılık sonrası, erkek aşıksa bu romantik bulunur. Hakkında romantik-komedi film yapılır. Eğer kadın aşıksa ortaya bir gerilim film çıkar. Ve Glenn Close’u oynatırlar.”
“Filancayla Migros’tayım”ın altında yatan mesaj
Stalker’lar için bulunmaz nimet gibi gözüken bir oluşum var: Foursquare. 20 Haziran itibariyle dünya çapında 10 milyon kişi, Foursquare ile an be an kiminle nerede olduğunu, ne hissettiğini ilan ediyor. İşin Türkiye uygulamasına tuhaf cümlelerle karşılaşmak mümkün: “Ömer şu an Ahmet ve Mehmet’le birlikte Migros’ta.”
Bir insan neden filancayla Migros’a geldiğini cümle aleme ilan eder, altan alta ne mesajı verir, okuyabilmiş değilim. “Bana oradan iki ekmek, bir yoğurt” cevaplarını yemeye değer mi?
Stalker’lara gelince... Stalker’larla yapılmış mini nabız yoklamasından çıkan sonuç Foursquare’a sanıldığı gibi ‘nimet’ gözüyle bakılmadığı yönünde: “İşin en zevk veren kısmı, eski sevgilinin nerede, kiminle, ne yaptığını tırnaklarınla kazıyarak, dedektif titizliğinde çalışarak bulmak. Tüm aradığım bilgiler, bizzat kendisinden, direkt önüme düşecekse ne heyecan kalır, ne de merak.”
Özetle: Foursquare çıktı, stalker’lık bitti.
GRUPANYA: MODERN YAŞAMIN İNDİRİMLİ VERSİYONU
Birinci yılı şerefine Grupanya’cılardan birtakım bilgiler geldi. Grupanya’nın 1 yılda 1 milyon keyfe sponsor olduğunu, üyelerine sağladığı tasarruf miktarı toplamında 70 milyon TL’yi aştığını belirten mail, hayatını Grupanya üzerinden şekillendirenleri rakamlarla özetliyor.
‘Orada indirimli bir yaşam var uzakta’ hissiyle gözetlediğim Grupanya meğer bir yaşam biçimi olmuş, bir yılda ne sular akıtmış köprünün altından. Konsere gitmeden, tatile çıkmadan göz atmanızda fayda var.
FACEBOOK: GİTTİ GİDİYOR MU, BİTTİ BİTİYOR MU?
Her sosyal kelebeğin dilinde benzer cümle: “Facebook devri bitti; varsa yoksa Twitter!” Geçen hafta Facebook’un tarihinde ilk kez üye sayısında devamlı düşüş görüldüğü yazıldı, çizildi. Facebook cumhuriyetinde yaşam eskisi kadar hafif ve kolay değil. “Fotoğraf yükle / altına iki yorum yap / üstüne iki de havalı ‘status’ attır” ritüeli geçmişte kaldı.
Amerikan mizah dergisi MAD, ‘Facebook hakkında 50 en kötü şey’ kapağıyla sitenin geldiği son noktayla inceden inceden dalgasını geçiyor. Seçmece ‘kötü şeyler’:
- Ana sayfada, sağ köşede beliren ‘tanıyor olabileceğin kişiler’ kutusunda uğruna terk edildiğin o insan ve eski sevgilinin çıkması
- Facebook’ta aileler ve fotoğraf altlarına iliştirdikleri “Benim yakışıklı oğlum / güzel kızım” yorumları
- Facebook’tan atılan doğum günü mesajları... Unutmayın, bu kaç arkadaşınızın hatırladığı değil, ‘Bugün Ali’nin doğumgünü’ ibaresini görenlerin sayısı.
- Her şeyi ‘beğenerek’, her etkinliğe katılarak haber kaynağı sayfasında kirlilik yaratan arkadaşlar.
SiLiKON MEZARLIĞI
Madem günü sanal aleme ayırdık, günün alıntısı da geçen pazarki ‘silikon’ yazı- sına gelen tweet olsun: Fem Güçlütürk: “@alitufankoc silikon yazısına pek güldüm. 2300 yılında mezarlıkların hangi çağa ait olduğu silikonlardan anlaşılacak!”
ELTON JOHN’UN DÜŞÜNDÜRDÜKLERi
Perşembe gününkü Elton John konser yazısına ek ‘merak’ kutusu: 2,5 saat boyunca Sir’in ağzından tek bir Almanca kelime çıkmadı. Ne bir “Hallo Hannover”, ne de bir “Guten Abend” lafı işittik. İspanya ve Fransa’da şahit olduğum konserlerde de benzer ritüele rastlamadım. Türkiye’ye her ayak basan dünya starına ilk iş olarak ağzına ana dilimizden bir iki kelime tıkmak bize has bir özellik mi? Her konserde duyduğumuz ilk lafın “Miraba İsteanbül”, “Eyü aksamla” olmasında tuhaf bir haz duyuyor olabilir miyiz?