Magazinde reytingleri alt üst eden ilişki, artı 14 Şubat’ınızı dengesini bozacak programlar ve sokaktan taze haberler...
Memlekette cemiyet ailesine damat gitmek her yiğidin harcı değil. En bıyıklı pozlarınızla, “En beğendiğiniz yeriniz?” suallerine “Gözlerim” gibi romantik cevaplar verirken; kulüp çıkışı Malkoçoğluvari bir tavırla magazin ordusuna efelenip debelenmeyi bilmelisiniz. Yeri gelecek müstakbel pederle tanışma yemeği sonrası hakkınızdaki “Damat adayını nasıl buldunuz?” “Bıyıklı bir şeydi” diyaloğunu tebessümle karşılayacak; yeri gelecek bir defilede yanınıza düşen Mermerci’yle “Ah şu magazinciler yok mu” sohbeti yapacaksınız. Son zamanların reytingi en yüksek oyuncu performansı, dizide değil magazin sayfalarında. Bir sonraki bölümü (haberi) heyecanla bekleyeceğiniz türden. Çitleye çitleye izleyin.
BUGÜN GiDiN, TADIN, DENEYiN
14 Şubat’ı kutlamak kadar, kutlamamak için öneriler sıralamak bile kocaman bir klişeye dönüşmüşken radara takılan birkaç orijinal buluş...
* Heykeltıraş Tuğba Özbağkıran, önce çikolata yontu performansı yapacak; sonra icra ettiği sanatını afiyetle yiyecek. Tak sevgiliyi koluna, düş Teşvikiye Galeri’miz yoluna.
* Sanata karnı toksa, köşedeki marketten Yörsan’ın 14 Şubat’a özel ürettiği bir kalıp kalpten kaşar alın.
* Baktın 14 Şubat kutlama denemelerin başarısızlıkla sonuçlandı, tekme ha geldi ha gelecek, atla taksiye, İstiklal’deki Lacoste Live’daki 14 Şubat partisine. Dans pistinde günün anlam ve öneminden nefret edenler; kabinde Oben Budak bekler seni.
BİR BU EKSİKTİ
Okumuşsunuzdur mutlaka, THY, kıtalararası uçuşlarda dünyada ilk olarak başlattığı canlı televizyon hizmetine yüksek hızlı kablosuz-wifi internet’i de ekledi. Haber sonrası havadan Tweet’ler düşmeye başladı tek tek: “Uçaktan bildiriyorum! How cool is that”, “10 saatlik uçuş nasıl geçecek diye korkuyordum. Uçakta artık internet var. Yaşasın!” Başlıktaki tondan da anlaşıldığı gibi bir Twitter insanı değilim. Twitter’taki varlığım, varla yok arasında “Bi arkadaşa bakıp çıkacaktım” halinde, biraz zorunluluktan.
Çok denedim, hâlâ da deniyorum, ama olmuyor. Haliyle alıntıladığım Twitter insanlarıyla empati/sempati kurabilmem biraz güç. Benim için uçak demek, dış dünyadan bağını tamamen koparabildiğin en rahat, en kendinle baş başa zaman demek. Uçuş 45 dakika ya da 10 saat fark etmez; aç kitabı, karıştır dergiyi, çıkar notlarını bak keyfine. Arada kendi kendine kalmak, fişi çekmek (hatta koparmak), paylaşmadan durmak da iyidir. Birkaç saatliğine de olsa.
ASMALI’DA LUX YERİNE DİSKOTEC
Geçen sezon Suriye Pasajı içinde açılan Lux, hakkında çıkan çarşaf çarşaf haberlere, kulaktan kulağa yayılan güzel sözlere rağmen, ömrü tek sezona yetti. Yerine açılan Diskotek, bildiğiniz lounge bar havasında. Geçen hafta, kapısında kalabalık bir Nu Pera kitlesi vardı. Doğru insanları yakalamış gibi. Lux’ten farkı, elektronik müzik hadisesini kökten tutması.
KAHVALTI YERİNE PARTİ
Serde ‘Buz Bar’ olunca, Lal Dedeoğlu’ndan yıllardır Bej’de ‘Buzvari’ partiler beklendi, durdu. Bej Karaköy’de beklenen parti havası nihayet geçen cumartesi belirdi. Birkaç haftaya kalmaz eski Buz kitlesi toplanır Karaköy’de. Beklemedeyiz.
TEŞVİKİYE’DE ŞÖMİNE
House Cafe’nin, sıcaklığıyla müdavime ‘Keşke zincire dönüşmeseydi’ dedirten Atiye Sokak’taki ilk şubesi yenilendi. Her girişinizdeki o ‘keşke’ lafı yine dilinin ucuna geliyor insanın.