Off Pera’da bir cumartesi gecesi. Hava ağır ve sıcak, İstanbul hafif ve boş. Kar kış demeden, hafta içi bile tıkış tıkış olan Off Pera’yı uzun bir aradan sonra ilk kez bu kadar havadar, tam tadında, tam havasında görüyorum. Biraz kapı önü, ayak üstü lafladıktan sonra tam içeri girecekken hoop, kapı görevlisi devrede: “Off Pera kartınızı görebilir miyim? Kartınız yoksa yardımcı olamam.” Meğer, Off Pera yavaş yavaş ‘Members only’ (üyelere özel) işletmesine dönüyormuş.
Yeni sezonla 3 bin 500 Off Pera kartı müdavimine dağıtılacak. Kart sahibi olmayanlar, Off Pera’ya alınmayacak. “İyi de, tüm gecesini içeri adım atmadan, kapı önünde, elde sigara ve içki, ayaküstü sosyalleşerek geçiren çok. İçeri almak için kart sormak çözüm değil” diyorum. Cevap hazır: “Dışarıdaki müşterilerimiz içki siparişi vermek istediklerinde de Off Pera kartını göstermesi gerekecek.” Uygulama eylül sonrası, yeni sezon itibarıyla başlayacak. Amaç belli: Off Pera’nın son iki sezondur, özellikle hafta içi tıklım tıklım halinden rahatsız olan müdavimleri korumak.
‘Members Only’ hadisesi neden işlemez?
Kapı görevlisi, ‘sima’ olarak tanıdığı için kartımın olmamasına göz yumduğunu söyledi. ‘Yalnızca kartlı giriş’ uygulaması zor, zahmetli bir iş. Çoğu mekan, sezon başı kitlesine kart gönderir. Ama ‘Kartınız yoksa içeri alamayız’ mantığı bir türlü işlemez. Neden mi?
* Off Pera’da kartlar, aynı zamanda Ferah Aydın ve Funda Ödemiş’in yakın çevresi olan müdavimlere özel olarak teslim edilecekmiş. Off Pera en sık uğradığım barlardan olmasına rağmen, sahipleriyle “Merhaba”lığım, çalışanlarıyla dost-ahbap ilişkim yok. Sıfatınızdan ya da sık gitmenizden ötürü ekstra ilgi/alaka beklemek bana biraz külfet, biraz şımarıklık gibi geliyor. Eminim, benim gibi binlerce ‘gizli’ Off Pera müdavimi var. Bu insanlara nasıl ulaşılacak?
* O kartlar sürekli cüzdanda mı taşınacak? Milletin cüzdanı zaten kredi kartlarından geçilmiyor. Üzerine kulüplerden, markalardan gelen üyelik kartlarını ekle. Kim cebinde deste deste kart, gece dışarı çıkmak ister?
* Üyelik kartını elbet yanında taşımayıp, çekmecesinde unutanlar olacak. O zaman ne olacak? Yine başa dönüyoruz: Kapı, yüzüne aşina olduğu kişileri seçer, alır. Kalanlara “Kartınız lütfen” diye sorulur.
* ‘Yüze aşina’ meselesi de içeri almakta göreceli bir kriter. Ne yüzler var bir kere gördün mü unutmazsın, ne yüzler var bin kere gördün mü hatırlamazsın. Güzellik değil, karakteristik bir yüze sahip olmaktan bahsediyorum.
* Yurt dışında durum, tahmin edersiniz ki daha tertipli, adabına uygun. ‘Members only’ anlayışına sahip kulüpler, açıldıkları günden itibaren bu zihniyetle işleyen, kapı girişi/açık adresi herkes tarafından pek bilinmeyen yerler oluyor. Şehrin en işlek yerinde, kapısı herkese açık bir kulübün, popüleritesi artıp kalabalığını kontrol edemez hale gelince “Küçülüyoruz, özümüze dönüyoruz. Artık sadece müdavimlerimize özeliz” demesi kulağa pek şık gelmiyor.
COOL TEENAGE CLUB
Tam da yazı yarılamışken, etrafınızdaki 12-15 yaş arası, ergenliğin baharındaki gençlere bir göz atın. Dertleri büyük, sıkıntıları çok. Aile fertleriyle yazı birlikte geçiremeyecek kadar büyük; tek başına tatil planları yapamayacak kadar küçük, hem “Koca kazık/genç kız oldun”a, hem “Sen daha çocuksun”a maruz kalan o iki arada, bir derede kalmış jenerasyondan bahsediyorum. Yazlık siteler, şehir insanı tarafından eskisi kadar rağbet görmeyince, yazlık arkadaşlarından da yoksun, elde Playstationvari teknolojik aletlerle sıkıntılarını gideriyorlar. Antalya’nın ihtişamla zarafet dengesini tutturabilmiş nadir otellerinden Su Sesi, bu yaş aralığının can sıkıntısını giderecek akıllı bir formül üretmiş: Cool Teenage Club. Bu kulüp, tatil köylerindeki sulu animatörlerin geyik aktivitelerine pek benzemiyor. Dışarıdan baksanız, yetişkin kulüplerinden hiçbir farkı yok. Tek fark, bardan çıkan rengarenk kokteyllerin içinde alkol olmayışı. 12’sinden küçük-17’sinden büyükler bu kulübe alınmıyor. İçerde bir ‘teenage’ cumhuriyeti kurulmuş, çalan müzikler, yapılan ikramlar, tamamen onların damağına göre. Büyükşehirlere de birer ‘teenage’ kulüp lazım. En azından Reina’ların, Anjelique’lerin kapısından bacasından sızıp, anası babası yaşındaki insanlarla, yan yana, dip dibe eğlenecekler diye büyük adam/kadın kılığına girmekten kurtulacaklar. Yaşının tadına vara vara eğlenmelerinin belki de en güzel yolu bu.
COOL TEENAGE CLU