Barbekü partisi mi, yoksa kır düğünü mü? Mini Cooper partisi mi, yoksa Beşiktaş kutlaması mı? Bebek-Etiler hattında geçen hararetli bir perşembe gecesinin ayrıntıları burada
Yer, Etiler sırtlarındaki Backyard. Toplanılma sebebi, Kayra Vintage’ın barbekü partisi. Gecenin ev sahiplerinden şarap yapımcısı Daniel O’Donnell, cömert adam. Kendisiyle bardan iki kadeh şarap çıkmasını beklerken tanıştım. “Neden şişeyi alıp gitmiyorsun?” deyince ısrarına dayanamadım. Bir anlamda o susmuş, şarabı konuşmuş oldu. Meğer lıkır lıkır içtiğimiz şarap, meşhur Kaliforniya Üzümü Zinfandel’in ilk kez Anadolu topraklarında yetiştirilmesinden elde edilmiş.
Kayra’nın Kaliforniya usulü barbeküsünün davetliler tarafından hafif bir kır düğünü muamelesi görmesi gayet normal. Temiz bir çimenlik alan üzerine muntazamca yerleştirilmiş beyaz örtülü masaları, zengin açık büfeyi, canlı orkestrayı ve sahnede beyazlar içinde alımlı bir kadını gören yurdum insanı direkt kır düğününe bağlıyor durumu. Neyse ki Ümit Usta’nın sucuğu yerine Kaliforniyalı Şef Patrick Mulvaney’in bıldırcını; rakı yerine Kayra Vintage Zinfandel şarabının olması gecenin anlam ve önemine dair en büyük iki işaretti. Zira, “Kız tarafından mısınız yoksa erkek mi?”, “Düğün pastası ne zaman gelecek?” gibi bayat espriler da gecenin gözdesi bıldırcınla aynı hızla tüketildi. Çeyrek altınımız cebimizde, mutlu mesut ayrıldık (düğünden). “Bir yastıkta kocasın/Bir ömür mutluluklar” dilekleri Anadolu topraklarıyla Kaliforniya üzümünün nefis birlikteliğine gitsin.
Kıvanç-Sedef çiftinin vermek istediği mesaj
İkinci durak, Lucca’daki Mini Cooper partisi. Kaldırım üzeri sosyalleşme meselesi haddini aşmış, kaldırım insanları Lucca sınırları dışına taşmış, yolun tam ortasında eğleniyor. Teknik olarak Lucca’da sayılmasalar da görme/görülme kapsamı içindeler. Mühim olan da bu. Lucca’dan içeri adım atmayıp, kıyıdan iki “Merhaba”, bir “Ah, nasılsın?” diyerek tüm geceyi Twitter’da ‘Lucca’dan bildiriyorum’ havasında geçenlere üstün başarılarından ötürü birer içki benden.
FB-BJK maç sonucu sonrası, her Fenerbahçeli gibi ellerinde siyah-beyaz bayrak ve dillerinde anlaşılmadık tezahüratla karşı kaldırımda beliren kalabalığı esefle kınarken, Mini Cooper etkinliğinin parçası olduğunu fark edince sinirler bir nebze olsun yatıştı. Hâlâ duruma aymamış, etraftaki Mini Cooper’ları fark etmemiş birkaç Lucca kadınının sorusunu yanıtlayan olmuş mudur acaba?: “Pankarttaki Mini, Beşiktaş’ın yeni transferi mi?”
Gecenin devamında, soyadını asla öğrenemediğim esmer, çakma duran Kıvanç ve eşi Sedef Avcı’nın gözümün içine baka baka gülümsemeleri karşısında önce ne yapacağımı bilemedim, sonra herkese aynı donuk gülümsemeyle baktıklarını fark edince bir nebze rahatladım. Meğer, ‘Evliliğimizde bir sorun yok. Gayet mutluyuz’ turuna çıkmışlar. Poz duruşların, korkutucu gülüşlerin sebebi buymuş. Mesaj alındı, okura iletildi. İşlem tamam, geceye devam.
‘THE AVENGERS’I GÖRÜN, ÇÜNKÜ...
* Scarlett Johannsson filmde kızıl saçlı ve Rusça konuşuyor. Üzerine lateks kostüm faktörünü ekleyin, seksilik katsayısını siz hesaplayın.
* Bir zamanlar ‘Scream’in korku; ‘Shrek’in animasyon türünde yaptığı klişelerle dalga geçme, kendini hafife alma durumu ‘The Avengers’da fazlasıyla var. ‘Hulk’, ‘Captain America/Kaptan Amerika’ ve ‘Iron Man/Demir Adam’ arasında dönen, birbirleriyle alay eden muhabbetler, süper kahramanlık meselesini ‘ti’ ye alıyor.
* Hollywood filmlerinden beklenmeyecek ölçüde zeka parıltısına sahip espriler var.
* Gwyneth Paltrow bile son derece seksi. Belli ki üzerinde çok çalıştığı ‘Iron Man’in ofisinde, mini kot şortuyla bir boy yürüdüğü sahne sonrası gözünüzdeki sinir bozacak derecede tertipli, düzgün ve kusursuz imajı silinebilir.