Tomtom Sokak’taki yılbaşı partisinden çıkan sonuç şu: Bir partinin mutfağında, kapısında ya da DJ kabininde gazeteci varsa, eğlenceniz garanti
Radikal gazetesi, hafta sonu 2012’de gece hayatına dair biraz görüş, bolca kehanet istediğinde listenin tepesine tereddütsüz ‘partilere gazeteci dokunuşunu’ yazmıştım: “2011 partilerinde farklı rollerde farklı gazeteciler başroldeydi, Kimisi bara geçti barmenlik yaptı, kimisi kabinden çıkmadı DJ’lik yaptı. Kapıda karşılayıp ev sahipliği yapanı, mutfağa giren, sahne alıp şarkı söyleyeni... En çok gazetecilerin parmağı olduğu partilerde eğlenilmesi pek tesadüf değil.” Yılbaşı gecesi Lenovo’nun Tomtom Sokak’ta verdiği parti, durumun en sağlam kanıtıydı. Alt’ın, Tektekçi’nin, Indigo’nun kabininde farklı farklı gazeteciler, mönüsü zengin bir yılbaşı partisi verdi. Sokağın kalabalığını, milletin dans etmesini baz alarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Meslektaşlarım diye söylem, bir partinin mutfağında, kapısında ya da DJ kabininde gazeteci varsa, eğlenceniz garanti. Sebebi açık: Yılların izleniminden, gözleminden süzülmüş ‘Nasıl eğlenilir/eğlendirilir?’ formülünü gece denkleminde nasıl kullanacağını en iyi onlar biliyor.
İLHAN ERŞAHİN’DEN ‘YOYO’ VAR
İlhan Erşahin’den Karaköy’de açılacak Nublu’yla ilgili gecikmeli bir yanıt geldi. Yazıda ‘Babylon’un arka odasında dikiş tuttarmamış’ tanımıyla geçen Nublu’nun ocakta Karaköy’de açılacağını yazmış; Erşahin’in Nublu İstanbul’a dair ısrarını takdir edilesi bir durum olarak belirtmiştim. Yazı sonrası mekan sahibi ya da işletmecisinden gelen yorumlar, genelde kurumsal dille yoğurulmuş, yer yer didaktik, çoğu zaman da sıkıcıdır. İlhan Erşahin’in yanıtıysa tıpkı kendisi gibi. Gayet ‘New Yorker’, gayet jazzy, sıcak ve naif, rahat ve hafif: “Yoyo! Merhabalar ve happy new year! Ya niçin Nublu, Babylon Lounge’da olmamış dediniz yahu? Bizce hiç öyle değil de insanlar için de öyle değil. Belki Babylon’dan baktığın zaman olmadı ama bizim için hiç öyle değildi. Neyse inşallah işte yakında güzel güzel müzikler ve geceler, beraber yaşayacağız. Peace&love to you.”
GALATA’DA KOMŞU KOMŞUNUN...
Meşhur Doğan Apartmanı’nın bulunduğu Galata Serdar-ı Ekrem Sokak’a inancımız tamdı. Orijinal dükkânlarla küçük, eğri büğrü kafeler yan yana dizilecek; dokusu bozulmamış, zamansız, bağımsız bir sokak olup çıkacaktı. Olmadı. Köşedeki korkunç otel, sağındaki Gizia mağazası derken çıkan sonuç şimdilik ortaya karışık. Eski, yeni ve ‘gibi olmaya çalışan’ üç Galatalı tipin ortaya çıkardığı kare nefis bir enstalasyon. Bakınız yandaki fotoğraf: Üst kat Kasap Nuri Et ve Tavuk Pazarı, alt kat hem saç kesen hem ikinci el kıyafetler satan Atölye dö Bora. Bu karede gözükmeyen karşıdaki Gizia’yı da ekleyin. Sonuç?
TUHAF HEYKELLER, SiYAH BEYAZ RÖPORTAJLAR
Tıkladınız mı?: Her gün önlerinden geçiyoruz. Çoğu, kentin en önemli simgesinin yüzlerce büyütülmüş hali. Öyle çirkinler ki çoğu zaman görmezden gelmeyi tercih ediyoruz. Ülkenin dört bir yanındaki kimsenin anlam veremediği heykeller şurada derlenmiş: http://spektakulersehirheykelleri.tumblr.com Favorim, Burdur’un Tefenni ilçesindeki mezarlığın girişindeki ‘Eller havaya’ heykeli. Her canlı bir gün mutlaka şaplağı tadacaktır!
izlediniz mi?: www.diaryofmu.com Bu sitede paylaşılan videolar, bağımsız ruhlu şehir insanlarının, İstanbul’u ziyaret eden havalı ünlülerin şeffaf, görüntülü günlüğü tadında. Siyah beyaz, kısa metraj İstanbul günlükleri gibi.