Elimde kılavuz niyetine iki orijinal kitap, London Design Guide ve Independent London, bir başıma ilk bakışta gözükmeyen Londra’yı keşfe koyuldum
Önce Londra sıcak gündemi; bir sonraki yazıda kafesiyle, barıyla, tasarım butikleriyle bağımsız, lokal Londra hikayesi...
Kapakta bir prens:
Gözler ’küçük prens’ Harry’e çevrildi. Harry mükemmel bir zamanlamayla ‘cool’ erkek dergisi GQ’nun mayıs kapağında arz-ı endam edecek. Geçen sene GQ tarafından yılın 35 yaş altı en cool erkeği seçilen küçük prens dergiye kapak olması için manalı bir şart koşmuş: Afganistan’da bacağını kaybetmiş, ağır yaralanmış askerlerin tekrar yürüyebilmesi için kurulan ‘The Walking with the Wounded’ vakfına ‘yüklü’ bir yardım yapmak.
Kapak için İngiltere’nin meşhur fotoğrafçılarından David Bailey’in bambaşka bir prens portresi çektiği konuşuluyor. GQ, erkek soymaktan pek hazzetmez. Rol modeli erkek isimler genelde en jilet halleriyle kamera karşına geçer, cool bir bakış fırlatıp, işten güce aşktan meşke çatır çatır konuşurlar. Poz vermeyen, basına konuşmayan asi prensin ağzından dökülen inciler Londra’da büyük merak konusu.
Operada ‘porno yıldızı’ bir hayalet:
Londra’da kapalı gişe olan yapımın konusu Anne Nicole Smith’in hayat hikayesi olunca tabloid gazeteler operayı ilk defa keşfedercesine salonun kapısından ayrılmıyor. Oyun sayesinde operayı ilk keşfeden sadece tabloid basın değil. Salonun yarısı yeni yetme, yüzü sivilceli, toy İngiliz delikanlılarla dolu. Ergenliği Anne Nicole Smith’in yapımlarıyla (!) geçmiş gençler, şimdi sahnelenen oyunla eski günlerin hatırına bir parça tatmin olmak derdinde. Smith’in ölümünün üzerinden henüz iki yıl geçmiş, ölüm şekli/sebebi hâlâ tartışılırken ortaya çıkan oyun, sınır zorlamıyor, aksine Smith’in yaşadığı sert olayları gayet ruhsuz ve yüzeysel bir biçimde aktarıyor. Neticede ortada ne ciddi, saygıdeğer bir iş ne de seksi, izlemesi keyifli bir oyun var. İki arada bir derede, fazla usturuplu, tiz sesli ve gayet asık suratlı...
Gençler umduğunu bulamamanın/görememenin verdiği hüzünle salondan ayrılırken, Anne Nicole Smith’in eminim mezarında kemikleri sızlıyordur.
New York’tan LONDRA’YA transfer bir gece kulübü:
New York gece hayatına aşina olanlar The Box efsanesini yakından bilir. Tiyatro sahnesini andıran ambiyansında sergilenen pornografik kabare şovların namı önden yürür. Çırılçıplak soyunup birbirinin vücudunu tıraş eden çiftler, ardından dev vajina kıyafetinde sahne alan dansçı kızlar The Box’ın ritüel şovlarından. Lady Gaga’nın Kanye West’in sahne almışlığı, Lindsay Lohan’ın striptiz şov yapmışlığı var. Son zamanlarda elegan dejenere çizgisinden kaymış, işi ucuz/amatör porno işi şovlara döken The Box, bu ay Londra’nın Soho’sunda açılacak.
New York’un ahlakını bozan adam olarak ünlenmiş, The Box’un yaratıcısı Simon Hammerstein İngiliz Box’u, 50’lı yıllardan 2004’e dek şehre en seksi eğlence tarzısını sunmuş erotik kulüp Raymond Revue Bar’ın yerine açacak. Şimdi konuşulan The Box’un Londra ahlakıyla örtüşüp örtüşmeyeceği. Hammerstein, birkaç yıl evvel Village Voice’a verdiği demeçte Avrupa’ya açılacağının sinyallerini vermiş, gece hayatını yakından takip ettiği şehirler arasında Londra ve İstanbul’u da saymıştı. Londra şimdi cepte, sırada İstanbul mu var?