Pazar gününkü Behzat Ç.’nin ‘Rakı içilecek kadın’ karakteri Savcı Esra yazısına gelen muhtelif yorumlardan, suallerden bir demet. Buyrun, birlikte cevaplayalım...
“Rakı içilek kadın kaldı mı?” diye sorduğunuza göre demek ki varmış eskiden. Nedir sizce onların soyunu tüketen? Estetik cerrahi mi?” (Elçin)
Soylarının tükenmesinin pek çok sebebi olabilir. Estetik cerrahi de bunların başında geliyor. Kişisel fikrim şu: Botoks kadınları, her ne kadar kendileri için bıçak altına yattıklarını söyleseler de, içiyle değil kabuğuyla erkeği baştan çıkarma derdinde. Dış görünüşüyle bu kadar takıntılı kadın, masada ağzından çıkan iki tatlı laftan ziyade ‘çatal’ diye tabir ettiğimiz göğüs dekoltesinin doğru açılarda gözükmesi için öne arkaya haraket eder, durur. Rakı sofrasında meme ve bacakla değil beyni ve diliyle ‘dişi’ olabilen kadın daha makbuldür.
“Kadınlarla en çok ne içiliyor biliyor musunuz? Kahve. Hep bu Amerikan filmleri yüzünden. “Bir ara kahve içelim” lafıdır gidiyor. Kahvenin kültürümüzde ne ara önemi oldu? Kızla kahve içmeden, ileriki aşamalara geçemez olduk.” (Emre)
Bana kahve iyi bir formül gibi geliyor. Karşındakini korkutmadan yakınlaşmak istiyorsan “Bir ara kahve içelim mi?”den daha masum bir flörtöz soru olamaz. Starbucks’lara, Gloria Jeans’lere bakın. Hepsi birer modern muhallebici tadında. Masum masum öpüşmeler, ufak ufak yakınlaşmalar. Genç kızlar için de konforlu bir buluşma. Anneye babaya, “Arkadaşlarla kahve içmeye gidiyoruz” diyor, olup bitiyor.
“Boşver abi sen rakı içilecek kadınları. Ne varsa beraber tekila içebildiğin kadınlarda var.” (Tolga)
En büyük tuzağa düşmüşsün Tolga kardeşim. Tekila içen kadın, tam da Ali Desidero’nun dediği gibi: “Teoride desen zehir gibi/pratik dersen sallanmakta.” Kadının kendini tuzlayıp yalaması, limonu emmesi ve bir dikişte tekilayı shot’laması her erkek için kusursuz bir senaryo. Ne var ki onlarca tekila üzerine tekila shot’layan kadın henüz doğmadı. Altıncı shot’tan sonra sevişme hayalleriniz, “Yanınızda içkiden yarı baygın yatan kadınla nasıl baş edilir?” kabusuna dönüşebilir.
“Bütün kızlar arıza çıkarın”
“Rakı içilecek bir kadın olarak bir çift lafım olacak size. Erkekler, rakı muhabbetiyle erkek erkeğe buluşma adabını ne zaman birbirinden ayıracak? Sevgilimle çok güzel bir rakı arkadaşlığımız olmasına rağmen, erkek erkeğe rakı içmelerinden bana vakit ayıramıyor.” (Dilara)
Sorun ne sende ne de erkek arkadaşında. Hep o sevgilinin arkadaşları yüzünden! Emin ol, sevgilin her defasında “Oğlum, bu gece erkek erkeğe! Aman ha.” gibi hafif tehditkâr, hafif emrivaki cümlelere maruz kalıyordur. Erkek cephesinde haklı gerekçe şu: Rahat rahat kaba saba konuşmak, yeri geldiğinde küfrü basmak, geçen geceki kaçamağı sansürsüz anlatmak istiyorlar. Sen, kaleyi içten fethetmeye bak. Rahat tavrın ve sıcak muhabbetinle (Sevgilinle rakı muhabbeti yapıyorsan bu özelliklere sahip olduğunu farz ediyorum) rakı sofralarına meze ol. Baktın olmadı, öteki erkeklerin sevgililerini ayart. Bütün kızlar ‘arıza’ çıkarın.
“Kız arkadaşım rakı değil biradan hoşlanıyor. Bir türlü rakıya alıştıramadım. Derdim büyük.” (Özdemir)
Tek derdin bu olsun Özdemir. Haydar Dümen/Güzin Abla karışımı nacizane yorumum şu: Kız arkadaşla evde oturup bira içmek pek hayra alamet değil. Bira, kültürü itibarıyla göbekte şişkinliği, maç sesini, ‘kanka’ muhabbetini çağrıştırır. Önerim, birlikte tükettiğiniz bira ve yaptığınız ‘kanka’ geyiklerini alt alta yazıp ilişkinizin sağlamasını yapman.
“Yazınız sonrası geçenlerde blog’umuzda yapmış olduğumuz ‘Rakı içilecek kadınlar’ anketimizin sonuçlarını sizinle paylaşmak istedik. Sevgiler.”
Paylaşım için teşekkürler. Sezen Aksu, pek sürpriz bir isim değil. Her Türk erkeğinin ortak paydasıdır, Sezen Aksu’yla bir kadeh tokuşturup “Yine Güzeliz” diyebilmek. Şebnem Bozoklu ve Ezgi Mola, iki doğru ve yerinde tercih. İzninizle listeye iki isim daha eklemek isterim: Hümeyra ve Nurgül Yeşilçay. Mümkünse ayrı ayrı, mümkünse baş başa.