‘KANYON BABALARI’NI TANIYALIM
‘Kanyon Babaları’ kime denir? Yıldız Tilbe’den albüm yerine ne beklenir? Artı, denilesi, duyulası birkaç hafif şeyler. Pazar brunch’ı niyetine ortaya karışık mevzular...
Önce ‘Kanyon Babaları’nı tanıyalım: Geçmişinde mutlaka bir tipik bir Lucca bekarı, tam bir Göcek erkeği gibi yaftalamalardan en az biri vardır. Yaptığı işten çok, birlikte olduğu ünlü kadınlar sayesinde, magazin sayfalarından ince ince sızar hayatımıza. Sevgili, ‘uzatmalı’ kontenjanına düştükçe eş zamanlı olarak ‘Kanyon’da görüntülendi’ pozları da düşer magazine.
Önce cuma/cumartesi geceleri geç seans çıkışı görüntülenmelerle başlar süreç. Araya nişan, düğün girdikçe ‘Kanyon’da görüntülenme’ karesi bebek puseti ya da diğer aile fertleriyle renklenir.
Düzenli sporuna giden, sevgilisiyle alışverişe çıkmaktan gocunmayan, D&R’dan kimisi süs, kimisi heves niyetine tomar tomar CD, kitap, albüm alan bembeyaz Avrupa yakası erkeği kimliğinden ödün vermeden ‘Kanyon Babalığı’na devam eder. Bir hafta sonu Kanyon’a uğrayın, sayıları hızla artan yeni nesil metropol babalardaki değişimi daha iyi fark edeceksiniz.
YILDIZ TiLBE’NiN STEVE MARTIN’DEN NEYi EKSiK?
“Ben Steve Martin’im. Aktör, yazar, komedyen ve müzisyen” @stevemartintogo, Twitter hesabında kendini böyle tanıtıyor, ‘Pembe Panter’den, ‘Gelinin Babası’ndan hatırlayacağınız ünlü oyuncu. Martin’in Twitter’da hesap açmasıyla Hollywood’daki algısı değişti. 2 milyon 680 bin küsur takipçisiyle, gündeme dair tespitle-riyle aranan adam haline geldi.
Martin attığı tivitleri, derledi, topladı, bir kitap haline getirdi, adını da “The Ten Make That Nine Habits of Highly Organized People. Actually Ten” koydu. (Güzel Türkçemize ‘Fazla organize insanların on dokuz olsun- alışkanlığı. Aslında on.’ olarak çevirmek mümkün.) Kitap, bu aralar Amerikan popüler kültürü-nün en mühim meselesi. Karıştır-dıkça düşünmeden duramıyor insan: Evet, zeki ve evet, komik.
Diğer yandan, her gün daha da açılan/saçılan Yıldız Tilbe’nin Twitter hesabına girdiyor aklım. Alın size bir demet: “Çiçekler uçsaydı hava gül kokar mıydı?”, “Bitli saçımı yıkadım, üşüdüm”, “Sessizliğin de bir sesi var, kim duyar?” @YildizzTilbee
Hazır, ünlüler tivitlerini derleyip kitap olarak basmaya başlamışken ilk Twitter kitabına sahip ünlümüz neden Yıldız Tilbe olmasın?
DENEDiNiZ Mi?
Didem Şenol’un Gram’ını Karaköy Maya’yla kendi müdavimini yaratmış Didem Şenol, şimdi farklı bir konseptle Şişhane’de. Maya yerli yerinde duruyor, bir sorun yok. Gram ise Meşrutiyet Caddesi üzerinde, Bird-Good Mood sırasında açıldı. Gram, ‘bakery’ üsulu çalışıyor. Yani, fırının yettiği kadar, fırından ne çıkarsa/ne yapılırsa. Ağırlıklı, Ufacık bir dükan. Akşam yemeği servisi yok, 19.00’a kadar açık.
Şişhane’nin Comedus’unu
Hazır Şişhane’ye Gram’a gitmişken, onun gibi mahallenin bir diğer yeni sakini Comedus’a kapıdan uğranmalı, sıcak sohbetiyle tanışılmalı.
Comedus Gıda, mühitin şimdilik tek şarküterisi. Yumurtasından peynirine, satılan her şey kaynağından, müşterisiyle hoş beş sohbet edip, kişiye özel ürün satmayı uygun gören esnaflardan.
DUYDUNUZ MU?
Samsung’un İstanbul’un iki yakasındaki ücretsiz partisini
Duymayan kalmamıştır muhakkak. Yine de bu partinin önemine dair altını çizmek isterim. Genelde markaların yeni ürünün lansmanı, herkese açık olmaz, öyle ulu orta yapılmaz. Samsung’un partisi çarşamba gecesi, biri Caddebostan’da Avicii’yle, diğeri Nişantaşı’nda Bob Sinclar’la, herkesin davetli olduğu bir etkinlik zincirine dönüşecek.