‘Sortaçlanmış’ başlığın nedeni eelence’de bir gecede saklı. Haftadan sarkan sorularla daldan dala bir İstanbul gecesi
NEREYE ‘JUMP’ EDELİM?
Genç, yanındaki sarışına böyle soruyor. Malum, bir mekandan diğerine ‘jump’ etmek gecenin en havalı aktivitesi. Plan üstüne plan, telefon üstüne telefon. Ve bir kesmin dilinde hep aynı soru: “Eee buradan nereye ‘jump’ ediyoruz?” Gece boyunca ‘jump’ edilen mekan sayısının da bir sınırı yok mudur? Şahsi görüşüm şu: “Bir, iki, üç, dört tamam. Daha da katlanamam.” Kimisine bir kulüpte eğlenmek, dans etmek değil, o yolda olma hali, bir sonraki durağı planlama serüveni haz veriyor. Hep bir koşturma, sektirme, zıplama (pardon, jump!) modundaki ‘zıp zıp’ arkadaşlara nacizane önerim: Bir soluklanın, yavaşlayın, yanınızdaki şahsın, bardağınızdaki içkinin tadına varın.
MİNYON’DA NE GİBİ ‘ŞEYLER’?
Minyon’da tuhaf ‘şeyler’ dönüyor. Emre Çapa, mönüyü baştan aşağı değiştirmiş. Mönünün esprisi ‘şey’: Sulu şeyler (çorbalar), yüzen şeyler (deniz mahsülleri), yuvarlak şeyler (pizzalar). Jr. Çapa’nın bir hayali var o da Mini Müzikhol’e, Kiki’ye, Otto’ya giden kitleyi Minyon’a çekmek. ‘Entel’ açılım olarak tabir ettiği atılım kapsamında Can Soylu, Can Evrenol gibi ‘oraların’ adamları Minyon’da parti verecek, o gece tekila ve biralar 10 TL’den satılacak. Belli ki aklında fikrinde Nahide’ler, Al Jamal’lar değil, Babylon’lar Otto’lar var. Tüm yazını Babylon Aya Yorgi’de geçirmiş, Ahmet Uluğ’nun mütevazılığına hayran kalmış. “Ben adamın o salaş, o Ferari’sini satmış halini sevdim” diyor Jr. Çapa. Bir heyecan anlatmaya devam ediyor: “Geçen sene buranın kitlesi ikoncan’la entel gençlik arasında gitti, geldi. İkoncan geç gelir, entel gencin beş katı hesap bırakır. Ama edebiyattan, sanattan birini sorsan ‘Ne o minibüs markası mı?’ der. Ben parası pulu olan değil, aklı fikri olan müşteri istiyorum.” Yeni jenerasyon Çapa, başka başka hisler, hayaller, heyecanlar peşinde. Şimdilik önündeki tek engel, soyadı.