Kentsel dönüşüm piyangosu bu kez Nevizade’yi vurdu. Yeni Nevizade neye benzeyecek?
Bebek’teki conconun da Gaziosmanpaşa’daki mahalle delikanlısının da külliyatında bir Nevizade gecesi vardır mutlaka. Nevizade yılları biraz da ‘üniversite gençliğinin alkollü ortama giriş zamanı’ demek şehrin eğlence kültüründe. Okul çıkışı, galon galon içilen biralar, evrile devrile o kalabalıkta yürümeye çalışmalar... Yerde yemiş çöplüğü, kulak dibinde patlayan zurna sesi, tüm keşmekeşliği, kirliliği ve dağınıklığıyla kendi has bir kültür/oluşumdur Nevizade.
Zamanla o minik taburelerine sığamaz; uğultusuna kafa dayanamaz olduk. Kalabalığı bastı, patırtısı yordu, daha ferah/daha zengin Asmalı popülerleşti. Derken Nevizade, gözden düştü, rotadan çıktı. Okumuşsunuzdur mutlaka. Kentsel dönüşüm çalışmalarında sıra şimdi Beyoğlu’nun Nevizade’sine geldi.
Talep Nevizade Esnafları Yardımlaşma Derneği’nden gelince, Beyoğlu Belediyesi de ayıla bayıla atladı olaya. Başkan Ahmet Misbah Demircan ve ekibi, Beyoğlu’nu yıkmaya, yakmaya devam ediyor harıl harıl. Tarlabaşı, Talimhane, Asmalı, Gezi Parkı, Taksim Meydanı... “Ne Beyoğlu’ymuş kardeşim” diye söyleniyor insan, “Ağzını burnunu düzelte düzelte bitiremediler...”
Bir olmamışlık hadisesi daha
Tasarlanan plana göre Nevizade, 36 işletme ve 4 bin kişilik kapasiteyle, kongre turizmine de hitap edecek şekilde yeniden düzenlenecek. Demircan’ın Nevizade demeçlerinden şunu alıyoruz: “Nevizade altyapısından tentesine, tuvaletinden masalarına, personel eğitiminden mönü planlamasına, kaldırımından yangın merdivenine kadar bütüncül bir konseptle yenilenecek. Masalara, sandalyelere dokunulmayacak. Asıl niyet, görüntü kirliliğini yok edip tarihi dokuyu parlatmak ve daha hijyenik bir Nevizade yaratmak olacak. Anahtar kavram, ‘turiste yönelik’ restore edilmesi.” Tırnak içinden şunu çıkarmanız gerek: Fiyatlar üçe beşe katlanacak. Üniversite gençliğinin üç liralık eğlencesinden çıkıp, kart Almanları, emekli İngilizleri kazıklayan beş paralık turist aktivitesine dönüşecek. Buna bir de turiste yönelik dekorunu, içkisini, yemeğini ekleyin. Daha güzelleşecek diye yediği iğnelerden iyice ifadesiz, donuk, boyalı, geçkin kadınlara benzeyen Fransız Sokağı, bir olmamışlık hadisesi olarak, Galatasaray-Tophane arası bir yerde, diri diri dururken; değişen/dönüşen bir Nevizade’nin fikri bile ürpertiyor adamı. Eğlence kültürüne dair bir atardamar daha yaşanmışlık, gerçeklik hissinden koparılırken düşünmeden duramıyor insan: İçkinizden bir yudum alırken geçmişi yad edecek kaç sokak, mekan kalacak geriye? “Bizim zamanımızda buralar...”la başlayan cümleler kurmak için 20’li yaşlar hâlâ çok mu erken?
GÜZEL?ŞEYLER
Kanyon’da pazar konseri: “Pazar evden çıkılmaz” klişesi yıllardır kırılmadı. En fazla sabah kahvaltıya, akşamüstü de filme gidilir(di). Pazar partileri, içkileri, konserleri tutmadı gitti memlekette. Hafifmuzik.org’un Kanyon’da başlattığı konser serisi pazar sendromundan muzdarip şehir insanı için yeni umut. Serinin açılışını, geçen pazar Melis Danişmend yaptı. Hafifmuzik.org’un yaratıcısı, müzik gurusu Mehmet Tez, pazar miskinlerini de düşünmüş; konserler canlı canlı hafifmuzik.org sayfasında yayınlanıyor. Yeri gelmişken bir güzel pazar önerisi daha: Gazeteci Suat Kavukluoğlu, ‘Pazar Sakinleri’ setiyle bu akşam Alt’ta çalacak.
Pilot’ta sosyal medya sergisi: Tophane’deki Pilot’ta başlayan yeni sergi ‘Sonuçlar Tesadüf Değildir’, özellikle sosyal medya, yeni dünya düzeni ve ekonomileri üzerine eğiliyor. Bir köşede Twitter’a girilen seçili kelimeler tarafından aktive edilen mekanik bir ses enstalasyonu, diğer köşede dijital peygamber Assange’ın portresinin örüldüğü halı; analogla dijital, gerçekle sanal, Doğu’yla Batı iç içe, yan yana, kol kola.