Ali Tufan Koç

Ali Tufan Koç

alitufankoc@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

* ‘Bodrum’un en korunaklı plajları’ olarak nam salmış Bitez’deki Sarnıç ve Beyaz Beach bu yaz en bereketli, hareketli ve sıcak sezonunu yaşıyor. Sarnıç, sahiline vurmuş sörfçüleri, damla sakızlı kokteylleri ve eli yüzü düzgün müziğiyle Bodrum’un Çeşme’ye en yakın noktası. Türkbükü’nden dalga dalga gelen magazin sular, Sarnıç’ı şimdilik bozmamış gibi.
* Gölköy’ün en ucundaki Havana, Emre Ergani döneminde yaşadığı saltanatın kırıntılarıyla idare ediyor. Havana, “Plaja yüzünde bir ton boyayla inen çakma sarışın güzeller nerede?” sorusunun net cevabı ve açık adresi! Görüntü kirliğini geçtim, asıl deniz kirliliğine yol açıyorlar.
* Virgin Otel’deki Bianca Beach’te yitip gitmiş Televole kültürüne dair ne ararsanız var: Bar tepelerinde Kuşadası tatil beldelerinden transer dansçı kızlar, işletmede Önder Bekensir, şezlongta Demet Akalın... Servisteki aksaklıklara hiç girmeyeyim, liste uzun, yerimiz dar.


BODRUM/ÇEŞME MARŞI: YAKAR GEÇERiM

Ajda Pekkan’ın hedefi bu yaza damgasını vurmaksa Süperstar’ın ruhunu rahatlacak haberi verelim: ‘Yakar Geçerim’, damgasını vurmakla kalmayıp, Bodrum/Çeşme hattında her mekandan yükselen bir marş haline gelmiş. Yok, hedefi süperstarlığına yakışır işler yapmaksa bu kez üzücü haberi verelim: Tarkan’ın kendini hâlâ 90’larda hissederek demode bir vokalle bezediği ‘Yakar Geçerim’ ve gayet sıradan bir altyapıya sahip ‘Hadi Gel’ gibi ancak ortalama bir popçunun ağzına yakışacak nakarata sahip parçalar Ajda Hanım’ın örnek Süperstar’lığına, heybetli geçmişine pek yakışmıyor.
Süperstar zamanın ‘popüler sound’unu yakalayım derken, Türk popunun klişe çarklarına takılmış; heba olma yolunda ilerliyor. Malum, popülerlik formülü belli: Tarkan bir el atsın, Nihat (Odabaşı) kapak/video çekimini halletsin, Serdar Ortaç ve Sinan Akçıl ellerinde ‘en çabuk dillere düşecek’ ne iş varsa yollasın, Ajda Hanım da en ‘çıtır’ haliyle parçayı okusun. Denklemden Ajda’yı çıkarıp Gülşen’i koyun, yine bir şey değişmez, ‘Yakar Geçerim’ her yerde bas bas çalıyor olurdu.
Mehmet Tez, Ajda sendromunu Milliyet Cumartesi’de şahane özetlemiş: “Ajda bence artık görünüşüne müziğinden daha fazla önem veriyor. Oysa yapması gereken kış gelince herkesin unutacağı şarkılar söylemek değil, geleceğe kalacak klasikleşecek albümler yapmaktır. Ama bu klişe timiyle işi zor. ‘Ruhlar’a değil biraz özene ve anladığım kadarıyla kendine yol gösterecek bir müzik adamına ihtiyacı var Ajda Pekkan’ın.”
Ben Ajda Pekkan’ın yerinde olsam, ucu ‘bakkal’ düzenine dayanan bu pop cambazlarının yanından ufak ufak uzarım durmam, pılımı pırtımı toplar giderim!