Contemporary İstanbul’un açılışından ‘başka türlü’ insan manzaraları...
Contemporary İstanbul’a dair faydalı bilgileri, sanatsal kritikleri, işin rakamsal tarafını günlerdir çarşaf çarşaf okuyorsunuz. Gerçek koleksiyonerlerin, sanat insanlarının dışında kalan açılışın pek basına yansımayan gizli kahramanlarıysa çoksesli, pek renkli. Tanıştıralım:
SOYUNANLAR/SOYULANLAR: En dikkat çeken kitle bu iki kesim. Soyulan, aşkın taşkın büyük büyük rakamlardan bahsederek günlük sanatsal haracamasını ifşa ediyor. Soyunan, kendi halinde takılıyor, sessiz sedasız ‘parti çadırının’ açılmasını bekliyor.
GÖRDÜM, GÖRÜLMEDİM/GÖRENİ GÖREMEDİM: Bir yandan yere sürten paltosunu çekiştirirken, diğer yandan elindeki şarabından bir yudum almaya çalışan (ille de elde bir kadeh şarapla gezilecek!) sanat insanı, şahsi favorim. Tüm o karmaşa halinde hem bir gözü önündeki sanat eserinde, diğeri de karşıdan en en şıkır şıkır haliyle geçen filancayı görmek/filancaya görülmek olacak. İşi zor.
PROFESYONELLER: Son derece profesyonel turlayanları ayrı tutalım. Misal, Mudo’nun sahibi Mustafa Taviloğlu kalabalık bir sanat kadrosu eşliğinde geziyor. Biri çalışmalar hakkında bilgilendirirken, diğeri Mustafa Bey’in beğendiklerini not düşüyor.
ALLI PULLU SANAT: Sanat alışverişine çıkmış koleksiyonerin kendine has bir kıyafet adabı ve poz poz duruşu var. O adab-ı muaşeret, koleksiyonun özünü ele veriyor. ‘Dostlar alışverişte görsün’ kadını, allı pullu kıyafetiyle metreler (metrelerrr) öteden işfa ediyor kendini, mesela.
MODA İÇİN SANAT: Bu yılın yükseleni ‘bir garip Akakçe insanları’. Haluk Akakçe’nin sanat davetlerinde saçtığı renkten, enerjiden ilham alanlar genç sanatseverler. Philip Treacy şapkası bulamayınca yerine aksesuar niyetine mandalvari obejeler takıp takıştırmaları, fuar alanına katılmış en orijinal renkti.
KENDİM İÇİN SANAT: Tuğçe Kazaz, güzel bir örnek. Nasıl da kendi halinde, nasıl da makyaj rahat, üst baş salaş... Yanından geçen milyon dolarlık adam da, magazin muhabiri de um-run-da olmadan dalmış gitmiş sanatsal işlere tek başına.
TIME MI TEMPO MU?
GÖRDÜNÜZ MÜ?: Cuma gösterime giren George Clooney filmi ‘Zirveye Giden Yol’un enteresan afişini... Filmin orijinal afişinde Ryan Rosling’in yüzünün yarısına tuttuğu George Clooney kapaklı bir Time dergisi var. Afişi ‘yerelleştirme’ kapsamında Time, Tempo dergisine dönüşmüş. Akıllı reklam.
FERHAT GÖÇER Mi PITBULL MU?
DUYDUNUZ MU?: Ferhat Göçer’in katıldığı bir radyo programındaki açıklamalarını... “Bir gün herkes Ferhat Göçer’le düet yapacak” kehanetini doğrulayan bir rakam atmış ortaya. Sayın doktorun birlikte düet yaptığı müzisyen sayısı 186 (Ömür Gedik hariç. ‘Farklı yere çekilir’ korkusundan düet işine girmiyor bu bir ‘ömür’ yetmez aşıklar) Sunucunun “Eh, dünya rekoru sizdedir herhalde” gevrekliğindeki tespitine Göçer’in verdiği cevap pek ilginç: “Yok, Amerika’da da Pitbull var. Kıyaslanıyoruz bu konuda”