Kırmızı halıya karşı tuhaf fobilerim var. Ayağın takılıp düşebilir, yanından geçen dünyaca ünlü bir yıldızın eteğine basabilirsin. Kafamda yazdığım felaket senaryolarını say say bitmez. İnsanın daha edepli/kontrollü durmaya çalıştığı an sakarlığı tutar ya, işte öyle bir şey. Şanslıyım ki işimin kırmızı halıda yürümek, patlayan flaşlar karşısında kıpırdaman poz vermek gibi zorunlulukları yok.
‘Jameson Empire Awards’ için Groosevenor Hotel’in önünde, kırmızı halının başında, derin bir nefes almış sıramı bekliyorum. Empire Awards, rahat, cool ve mizah tarafı keskin ödül törenlerinden. Önce sağa, sonra sola, sonra tekrar sağa bakıp, sinyalleri çakıp kırmızı yola çıkıyorum. Koşar adım, kimseyle göz göze gelmeden bitiriyorum kırmızı yolu. Arkadan potansiyel suçlu damgası yemiş olabilirim. Hemen arkamdan Özge Özpirinççi- Engin Altan Düzyatan çifti geliyor. Son derece rahat ve neşeli bir halde yürüyorlar. Nasıl bir oyuncu karizması yayıyorlarsa...
Gazetecilerin derdi
Bu tarz ödül törenlerinin gazeteci için tek bir amacı var: Ünlü bir ismi köşede sıkıştırıp, ayaküstü röportaj çıkarmak. Yanak yanağa fotoğraf eşliğinde tabii.
İlk heyecan dalgasının sebebi Kiera Knightly. Kısacık boy, dal gibi vücut, kısık bir gülüş ve İngiliz şıklığında salaş elbiseyle salonda yürümüyor, süzülüyor. Nefes kesen vücut hatları olmasa da yanınızdan geçerken nabzını artırmaya yetiyor. Sıcak bakışlarına aldanmayın, fazla mesafeli. “Acelem var tatlım” bahanesiyle kalaba-
lıktan sıyrılıp yemek alanına, Lily Cole’un yanına geçiyor. İkili ayak üstü sohbet ediyor.
Kapıda beliren isim Gary Oldman olunca kokteyl hareketleniyor. Oldman, “Fotoğraf çektirebilir miyiz?” ricasında sıcak bir tebessümle cevap verip, “Tabii” demeyecek kadar cool. Her tanıştığının hatırını soruyor, elini sıkıyor ve adını öğreniyor. Çok mu merak ediyor? Zannetmiyorum. Kabul, ilgisi karşısında onore oluyorsunuz. Sonuna bir de “Güzel ceket!” gibi kişiselleştirilmiş bir iltifat kondurunca, kankaya bağladığınızı zannediyorsunuz. Ama nafile. Cebinde hazır cümleler, nezaketen ayaküstü laflıyor. Buna da şükür.
Colin Firth’un kibarlığını sınamak!
Tıkır tıkır organizasyonda Türkiye’de alışık olmadığımız, yurt dışı davetleri için olağan birtakım ritüeller var. Salon girişine asılmış isim listesi ve salon krokisinden hangi masada oturduğunuzu öğreniyorsunuz. Kiera Knightly’nin masa umarası 14; Amy Winehouse’unki 18. Masa numaramı, çaktırmadan (!), hangisiyle değiştirsem? 14 mü 18 mi? Kiera mı Amy mi? İçimdeki Amy aşkı ağır bastı! Kusur bakma Kiera, başka zamana söz!
“Birkaç masa ötede Colin Firth otururken, tanışmamak olmaz” deyip, Türk kafilesi olarak adamın başında bittik. Sayılı dakikalara sıkıştırılmış nezaketen kurulmuş diyaloglarda iyi değilseniz bu anlarda tökezleyebilirsiniz. Yeni Oscar almış, son filmindeki oyunculuğuyla tüm dünyayı kendine hayran bırakan bir oyuncuyla karşılamışsınız. Tanışma faslının ardından ağzınızdan çıkan laf; “King’s Speech iyi işti dostum. Tebrikler” gibi bir şey olmamalı. Başta Akademi olmak üzere sinema otorilerinin takdirini kazanmış birine “Fena iş çıkarmamışsın” tadında konuşmak nasıl bir şuursuzluk/hazırlıksız yakalanmaktır?
Neyse ki Firth’in kibar cevabı karşısında içim rahatladı: “Gerçekten? Beğenmene sevindim.”
imza mı, fotoğraf mı?
Kırmızı halı girişinde, sigara alanı önünde, hatta yemek seremonisinde İngiliz konukların pek alışık olmadığımız bir ritüeli var: Elindeki fotoğrafı imzalatmak. Yan yana fotoğraf çektirip facebook’a koymaktansa, oyuncuyla özleşmiş film karakterinin fotoğrafı elinde, hep bir imza koparma derdinde.
Gece boyunca ortalıkta dolanan adını sanını duymadığımız genç İngiliz oyuncular da vardı. Colin Firth’in, Gary Oldman’ın kibar tavırlarından yoksun, “Sarah, bir imza lütfen”, “James buraya!” yırtınmalarını duymamazlıktan geldi. İngiliz fanların fotoğraftan çok imzaya değer vermesi de enteresan. Sahi bizden neden imza alınmaz/verilmez?
Gecenin ikonu Gary Oldman, kahramanı KIera Knightly’di
Jameson Empire Awards popüler akımın tersine giden, filmde kendine has bir damak tadına sahip bir ödül töreni. Ödül töreninde parlayan iki film var: 'The Girl With Dragon Tattoo' ve 'Kick Ass'. 'En iyi komedi' de yine bir İngiliz filmi, 'Four Lions'a gitti.
Geçen seneki törenin yıldızlarından Jude Law ve Gwyneth Paltrow yerine bu sene Kiera Knightly ve Colin Firth salonda, attıkları her adım bir heyecan dalgası yaratmakta. Sahneye çıkan Kiera, bir gece önce doğum günü olduğunu hatırlatıp, “14 no'lu masaya bir şişe Jameson daha lütfen” diyerek mesajını verdi.
En iyi erkek oyuncu ödülü 'King’s Speech'le bir başka İngiliz’e Colin Firth’e gitti. Firth, 'Empire Icon' ödülünü Gary Oldman’a takdim etmek için sahnede. Oldman’ın okuduğu okuldan girdi, üç jenerasyonu nasıl da etkisi aldığına kadar gitti. Oldman’ın teşekkür konuşması kısa, temiz ve son derece profesyoneldi.