Facebook’ta açılan etkinliğin başlığı “Asmalımescit’i yok edemezler.” Katılıyorum cevabını verenlerin sayısı 14 bin 21 kişi. “Belki” diyen 1656; katılım durumunu belirtmemiş 35 bin küsur kişi var. Amaç belli: ‘Masa’ kaldırma operasyonunu yaşam tarzını kısıtlamaya yönelik bir hareket olarak algılayan sokağın muhalif sesleri, ellerine içki şişesini kaptığı gibi Asmalı sokaklarında toplanıp ‘hakkını’ arayacak. Dakika dakika, Asmalı’da bir cumartesi protestosu...
* 21.35: Emniyet güçleri, yerlerini almış, maçın başlamısını bekliyor. Ana kadro Tünel meydanında, sağa sola pis pis bakışlar atarak maç öncesi heyecanı tırmandırıyor. Yardımcı kuvvet Şişhane metro çıkışı karşısına istiflenmiş, meydandan gelecek komutu bekliyor. Emniyet ekibini saymaya kalktığınızda sanırsınız yüzbinler sokağa dökülecek. Öyle bir tetikte bekleme hali... Aralarından kaçı Facebook’ta ‘Katılıyorum’ kutucuğunu işaretlemiştir?
* 21.45: Kalabalıktan eser yok. Tünel Meydanı her zamanki seyrinde, biraz Lokal’den taşanlar, biraz yol karşılaşıp ayak üstü sosyalleşenler kıvamında.
* 21.55: ‘Akıllı’ telefonumdan Facebook’a girip protestocuların izini sürüyorum. Gece boyunca bir yandan elde telefon Facebook/Twitter ahalisini idare edip, diğer yandan gerçek dünyada yanından geçeni, dibinde olup biteni takip etmek beceri, denge ve antrenman gerektiren bir işmiş.
* 22.00: Sokakta herkes göz ucuyla birbirine ‘Protest misin, değil misin?’ bakışı atıyor. Etkinlik duvarına yazılanlar, sokaktaki insanların tuhaf, sersem halini doğrular nitelikte: “Bu ne abi? Nerede bu 13 bin kişi?”, “Arkadaşlar biri de elinde birayla geçsin sokaktan...”, “Gelmeyen 13 bin kişinin yüreklerine bira dökeyim.”
* 22.30: Elinde bira, bir avuç genç meydanda cirit atmaya başladı, fakat niyetlerini çözmek zor. İstanbul semtlerinden feyz alan votka reklamını hatırlattılar bana. Kod adı: Avcılar. Gözlerini ufuktaki ‘Bebek’e dikmişler.
* 22.40: İşte gerçek protestçi ruhu: Almış elinde tombul Efes’ini, sarmış gazete kağıdını sere serpe, çömelmiş yere sessizce isyan ediyor o en sevdiği masanın tedavülden kalkmasına. Toplasan 3-5 üniversite öğrencisinden ibaret de olsa yerinde bir hamle.
* 23.00: Yanımdan geçen kız, arkadaşına dönüp “Sıkıldım ben. Kimsenin geleceği yok. Yürü kalk, Otto’da bir shot atalım” dedi. Protest ruhun böylesi...
* 23.10: Badehane önünde tuhaf şeyler dönüyor. Bir grup genç, gecenin anlam ve önemini amuda kalkarak tescilleme derdinde. İki genç, sokaktan geçen cesur katılımcıyı aralarına alıp tepetaklak ediyorlar. Bacaklarından tutup amuda kalkmasına yardımcı oluyorlar. Yardımcı eleman da fotoğrafı çekip anında Facebook’a yüklüyor.
* 23.30: Tünel Meydanı’ndan, Sofyalı Sokağı’ndan uzaklaşıp Otto/Hardal/Vida Pera’ya doğru kıvrıldıkça şipşak değişiyor her şey. Millet, sandalye kapmacalardan, masa kaldırmacalardan yoksun içmesine, eğlenmesine bakıyor. Kalabalık var, insan trafiği yok. Gayet tenha ve havadar. Asmalı’nın bu tarafından herkes yeni düzenden memnun, “Oh be dünya varmış” diyen insan çok.
* 00.30: Etkinlik duvarına öfkesini işeyen işeyene: “Millet Facebook’ta organize olup darbe yapsın. Biz daha toplanamayalım bile...” “Bugün 13.900 küsur ‘çakma’ Asmalımescit sevdalısı tespit edilmiştir. Kendilerini acileyetle Beyoğlu Belediyesi hayran sayfasına sevk ediyorum.”
Özetle: Masa operasyonu sonrası ilk cumartesi gecesi gösterdi ki “Asmalımescit’le özdeşleşen sokak kültürü bugün itibarıyla son buldu” lafı abartılı kaçıyor. Evet, eski kalabalığından o ‘ana baba günü’ halinden eser yok. Masaların beyaz sınırı geçtiği bahanesiyle turistin altından sandalye çekmeler, milletin önünden tabağını almalar neresinden tutsan açıklanacak tarafı yok. ‘Yaşam tarzına müdahale’ meselesi bir yana, Asmalı’da son 2-3 senedir ‘kalabalıktan yürünmüyor/nefes alınmıyor’ bahanesiyle gitmiyorsanız ya da her gittiğinizde geceyi üstte üç içki lekesi, başta beş sigara yanığı halinde tamamladığınıza dair söylenip duruyorsanız o özlediğiniz Asmalı kavga dövüşle de olsa geri geldi.