Ali Tufan Koç

Ali Tufan Koç

alitufankoc@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


ALAÇATI’DA SÖRF ŞAMPiYONUNUN SANSÜRLENDiĞi O CÜMLE


Robert Downey Sabancı: Ödül törenine saatler kala ‘Patron’ Ali Sabancı kapıda belirdi. Sabancı, çalışanları tarafından yerlere göklere sığdırılmamasıyla meşhur. Boynu tülbente sarılı, hafif sancılı hali neşesini pek bozmadı. Alandaki tüm Pegasus çalışanlarının tek tek elini sıktı, selamlaştı. Yanık teni, gevrek gülüşü ve cool gözlükleriyle Sabancı, ‘yerli’ bir Robert Downey Jr.’e dönüşmüş.
Şampiyona sansür: Rüzgar bu sene de şaşmadı, şampiyona birincisi beklenildiği gibi Björn Dunkerbeck oldu. Belediye başkanının elinden kupayı alırken sarf ettiği bir cümle tercümanın sansürüne uğradı: “O tepelere inşaat yapıp, bu cenneti mahvetmek gibi bir salaklığa izin vermeyin.” Dunkerback’ın bu haklı isyanı neden tercüme sırası karambole gitti? Her sene aynı vesileyle Alaçatı’na gelen, üst üste şampiyon olan sporcunun tanıklık ettiği ‘Cenneti mahvetmek’ belgeseline dair iki çift laf etme hakkı yok mudur? Meğer yokmuş. Başkanın yüzünden eksik olmayan tebessüm daha tuhaftı. Ya Dunkerback’ın söylediğini anlamadı ya da anlamamazlıktan geldi.
Jürilik müessesi: Riders Beach’te gün boyu devam eden çeşitli aktiviteler de vardı. Sıra dans yarışmasına geldiğinde Mehmet Tez, Kaan Sezyum ve ben, paldır küldür kendimizi sahnede yarışmaya jürilik yaparken bulduk. Kapı gıcırtısına oynayan bir toplumda kişilerin dans figürlerini kıyaslamak zor işmiş. “Yormayalım, kısa tutalım” diyerek taz vakit birinciye karar versek de adettendir, her seferinde halk oylamasına sunuldu. Halkın gönlü zengin, alkışı bol olunca yarışma uzun bir müddet devam etti. ‘Abercrombie’ çocukların apaçi dansı, elendiği halde “Belki bana bir hediye düşer” umuduyla yarışma sonuna kadar pistten inmeyen yancı eleman, gözünde renkli Ray Ban’ler, belinde salkım saçak hep oynak, pek kıvrak genç kızlar, yarışmadan geriye kalan Alaçatı karakterleri oldu.
Uçaktaki yemekler Uğur Cebeci’den: “Dans yarışmasının kazananlara ödüllerini vermek üzere...” anonsuyla Uğur Cebeci aramıza katılınca jüriliği uçuş modunda, beklemeye aldık. Ödülleri takdim ederken alttan alta verdiği ince mesajları patron duymuş mudur dersiniz?: “Bilirsiniz
‘Kournikova’ Bora: ‘Milli’ sporcumuz Bora Kozanoğlu‘Anna Kournikova’ sendromuna tutulmuş. Açalım: ‘Anna Kournikova’ sendromuna tutulmuş sporcular zeki ve çevik olmasının yanı sıra aynı zamanda güzeldir/yakışıklıdır, popülerdir, sürekli göz önündedir. Çıkan haberler doğrultusunda neden ‘çok başarılı/bol ödüllü’ olduklarına dair bir algı oluşur. Maalesef ki çıkar haberler sportif başarısından ziyade özel hayatıyla ilintildir. Yarışmanın son gününde iyice arka sıralara düşen Kozanoğlu hakkındaki son durum şu: ‘bir magazin figürü’ olarak daha başarılı bir kariyere sahip. Eski kimliğine kavuşması, sporcu arkadaşlarıyla yeniden kaynaşması için birleştirici şarkı hazır: “Bana esmeyi anlat/Esip geçmeyi anlat”
WhIte Lounge: Eski Babylon Alaçatı’nın yerinde, Alaçatı Resort’un uzantısı bir lounge var: White Lounge. Müziğiyle (Çeşme’de öğlen sıcağında 80’lerin iç bayıltıcı ‘Flashdance’ parçalarını dinlemek...), pahalı fiyat politikasıyla (Bir biraya 16 TL vermek...) ve tatsız tutsuz yemekleriyle White Lounge gayet özensiz/sevimsiz bir mekan. Gözler hâlâ Babylon sıcaklığını arıyor, can taze kokteyllerini, mis gibi müziğini çekiyor. Alaçatı Resort plajındaki tek ünlü sima Doors grubu ortaklarından Berk Ekşioğlu’ydu. O da genç akrabalarını kolaçan halindeydi.
Havalanında parti havası: Pazar gecesi İzmir Adnan Menderes Havaalanı’da yok yok: Hayko Cepkin, Salih Saka, Çağan Irmak... Fotoğraf enteresan: Çoğu kişinin ayağında parmak arası terlik, suratında tatil mahmurluğu arkadan hafif bir plaj müziği verseniz, havaalanını şipşak parti alanına dönüştürecek.