Twitter gibi ‘anı yaşayan’, o dakikanın nabzını tutan, sürekli (d)evrilen, değişen bir mekanizmaya dair haber derlemek hassas bir iş. Dünya çapında 100 milyonu aşkın kullanıcısı olan Twitter’da en çok takip edilen ünlülere dair bir yazı yazmaya kalkışsam mesela, bırakın yayımlandığı günü, ‘yazıyı kaydet’ tuşuna bastığım anda haber geçerliğini yitirir, çürüyüp gider. Twitter hakkında çıkan son kitap, ‘A Twitter Year: 365 Days in 140 Characters’, takip eden ve edilen istatistiklere dair çoktan bayatlamış bilgileri görmezden geldiğiniz sürece, son bir yılda (Temmuz 2010-Eylül 2011) popüler kültürü ne ölçüde etkilediğini dair nefis bir kaynak.
Biz Abdullah Gül’ün şike yasası olarak bilinen yeni düzenlemeye ‘ret’ vermesinde Twitter’da yazılan yorumların ne kadar etkili olup olmadığını tartışa duralım, bu kitap, istatistiklerle Twitter’ın ödül törenlerine olan etkisini yatırıyor masaya. 2010-2011 sezonundan çıkan özet şu: Grammy, Oscar gibi global popüler kültür dünyasına şekil veren olgular -şimdilik- koca, mavi kuşun şirinliğine aldanmamış gibi:
Grammy:
TWEET’LERE GÖRE
* Yılın Kaydı: ‘Love the Way You Lie’ (Eminem feat. Rihanna)
* Yılın Albümü: ‘The Fame Monster’ (Lady Gaga)
* Yeni Müzisyen: Justin Bieber
SONUÇ
* Yılın Kaydı: ‘Need You Know’ (L. Antebellum)
* Yılın Albümü:
‘The Suburbs’ (Arcade Fire)
* Yeni Müzisyen: Esperanze Spalding
Oscar:
TWEET’LERE GÖRE
* En İyi Aktör: Colin Firth
* En İyi Aktris: Annette Bening
* En İyi Film: ‘The Social Network’
SONUÇ
* En İyi Aktör: Colin Firth
* En İyi Aktris: Natalie Portman
* En iyi Film: ‘The King’s Speech’
RAKAMLARLA TWITTER
Saniyede atılan tweet rekoru:
8,868- 28 Ağustos 2011’de MTV Video Müzik Ödülleri’nde Beyonce’nin hamileliğini açıkladığı an.
Yılın Twitter fenomeni:
4 günde hakkında 5,8 milyon tweet’in atıldığı Kraliyet Düğünü.
GÖRDÜNÜZ MÜ?: MÜCEVHERDEN SU ŞİŞESİ
St. Pellegrino’nun mücevher görünümlü özel ‘Bulgari’ şişesini... Bir zamanlar, yurt dışındaki restoranlarda yemek öncesi yöneltilen o gavur soslu “Suyunuzu normal mi yoksa gazlı mı alırdınız?” sorusu Türk insanını allak bullak ederdi. Sonunda verilen sipariş hep beklenenin tersi çıkardı.
Bir ara memlekette gazlı su markası, St. Pellegrino içmek, yurt dışında uzun süre yaşadığını belirtmenin kısa yollarından biriydi. H&M’den dolap düzmeyi, Abercrombie yağmuruna tutulmuş gibi dolaşmayı da unutmayalım.
Derken şehrin afili restoranlarında masaları St. Pellegrino’lar, Perrier’ler süsler oldu. ‘Gazlı su’ meselesi yeme-içme kültürümüzde yer etmeye başlamışken gelinen son nokta ilginç: Restoranda yemek öncesi, tıpkı yurt dışında olduğu gibi, o malum soru soruluyor. Gazlı su isterseniz Bulgari’nin tasarladığı mücevher kutusu kıvamında bir St. Pellegrino şişesi geliyor. Fiyatı mı? ‘hava bedava/su bedava’ naifliğini yitireli çok oldu, geçmiş olsun...
BİR ÖNERİ: GECE HAYATI KONFERANSI
Parti insanlarının Godet, Red Room ve Mini Müzikhol’den tanıdığı kreatif proje tasarım insanı Minas Balcıoğlu, İstanbul’da gece sokağa çıkan her canlının bilmesi gereken bir isim. Balcıoğlu, Cuma 18:30’da, Salt Beyoğlu’nda ‘İstanbullaşmak’ sergisinin paralel etkinlikleri kapsamında bir konferans verecek: ‘İstanbul’da Alt Kültür ve Gece Hayatı.’ Konferanstan izlenimler, haftaya burada.