ArkeolojiYılın keşifleri

Yılın keşifleri

17.01.2025 - 04:24 | Son Güncellenme:

“Milliyet Yılın Arkeolojik Keşifleri” listesinde bu yıl “tarih öncesi” kategorisinde Antalya Kumluca’da su altı kazılarında bulunan 3600 yıllık hançer; “tarihi çağlar” kategorisinde ise 1402 Ankara Savaşı’na ilişkin buluntular ilk sırada yer aldı.

Yılın keşifleri

Milliyet Arkeoloji- Milliyet’in geleneksel “yılın arkeolojik keşifleri” listesi bu yıl da geniş bir katılımla hazırlandı. Çalışma,

Haberin Devamı

Kocaeli Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Şengül Aydıngün’ün koordinasyonunda yürütüldü. Bu yıl ilk kez “tarih öncesi”, “tarihi çağlar” ve “dünya” olmak üzere üç ayrı liste hazırlandı.

Adaylar, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nden yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin ön seçimi ile belirlendi. Ardından birçok üniversiteden arkeoloji, sanat tarihi, tarih, coğrafya ve felsefe kulüplerinden öğrencilerin oyları ve bunun ışığında yapılan değerlendirmeler sonucunda listeler son halini aldı.

Su altı kazısı

Bu yıl tarih öncesine ait buluntular arasında Antalya Kumluca’da su altı kazılarında bulunan Girit-Minos uygarlığına ait 3600 yıllık gümüş perçinli tunç hançer listenin ilk sırasında yer aldı. Hançer, teknenin Girit’e doğru yol aldığı sırada battığını

Haberin Devamı

gösterirken, ticaret rotaları ve kültürel etkileşimlere ilişkin önemli bir buluntu olarak kayda geçti. 

Kadın şaman

İkinci sırada ise Mardin’deki Çemka Höyük’te bulunan ve kadın şamana ait olduğu düşünülen 12 bin yıllık kalıntılar var. Mezarda insan iskeletinin yanı sıra yabani hayvan kemikleri de bulunmuştu. Bu keşif, Neolitik toplumlarda kadınların merkezî ruhani rolüne ilişkin bilgiler sunuyor.

Figürler ve kafatası

Sefertepe; kafatası ile leopar, akbaba ve insan figürü buluntularıyla üçüncü sırada. Kafatası, dönemin ölü gömme geleneğine ilişkin yeni bilgilere ulaşılmasını sağlarken figürlerin bölgedeki ham maddelerin dışında, yeşim taşından yapılması dikkat çekiyor. Taş Tepelerdeki kabartmalar düşünüldüğünde bu buluntular, Sefertepe’nin diğer Taş Tepeler yerleşimleriyle olan ilişkilerini göstermesi açısından önemli.

Yılın keşifleri

Tarihi çağlar

Tarihi çağlar listesinde geçen yılki çalışmalarda bulunan ancak kamuoyuyla bu yıl paylaşılan Ankara Savaşı (1402) buluntuları

ilk sırada. Buluntular Türkiye›de özellikle son dönemde gelişen savaş alanı arkeolojisi açısından heyecan verici.

Sinop’taki Balatlar Kilisesi’nde bulunan üzerinde Yunan alfabesi ile “Hacı Dimitrakis” yazılı kafatası ise ikinci sırada yer alıyor. Anadolu’da ilk olan bu “yazılı kafatası”, Neolitik Dönem’e uzanan kafatası kültünün Anadolu’da geç örneklerinden birisi olarak görülüyor. Kafatasının hacı olmak için Kudüs’e gidip gelen Ortodoks bir din adamına ait olduğu değerlendiriliyor.

Haberin Devamı

Tarihi çağlar kategorisinde Bathonea Antik Kenti’nde gümrük binasındaki Emevi kuşatması izleri ve Trakya’da bulunan ilk şaraphane üçüncü sırada yer alıyor. Bathonea Antik Kenti, tarihi kayıtlarda yer alan olayların arkeolojik kanıtlarının bulunması bakımından önemli bir işleve sahip olmayı sürdürüyor

Yılın keşifleri

Çalışma nasıl yürütüldü?

Prof. Dr. Şengül Aydıngün, çalışmanın detaylarına ilişkin şunları kaydetti:

Bu yıl ön seçimi iki ayrı kategoride yaptık. Tarih öncesi ve tarihi çağlar olarak. Bunun yanında, dünyada dikkat çeken keşifleri de bu yıl ilk kez ekledik.

Türkiye’de Kültür ve Turizm Bakanlığı izin ve denetimleriyle 2024 yılında yürütülen Cumhurbaşkanlığı Kararlı 224 kazı ve müze kurtarma kazıları ile toplam 765 kazıdan 1 Ocak 2024 tarihinden aralık ayı başına kadar basına yansımış haberleri tarayan Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü yüksek lisans ve doktora öğrencileri ön seçimdeki kriterlerimizi belirledi. Seçimde buluntuların bilime yaptığı yeni katkılar, çalışma esaslarının zorluğu, şaşırtıcılığı, buluntuların nadirliği ile estetik güzelliğinin ön planda yer aldığı 15’er arkeolojik keşif belirlendi.

Haberin Devamı

Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü lisans öğrencileri de arkeoloji kulüpleri aracılığıyla tüm üniversite kulüplerine ulaşarak 15 çalışmayı oylamaya sundu. Ve sonuç ortaya çıktı.

Milliyet gazetesi ve Milliyet Arkeoloji dergisi ile yıllardır yaptığımız bu değerlendirme çoğunluğun katılımı ile yapıldığından önem taşıyor. Biz konunun uzmanı hocalar ise sadece sonucu değerlendirme yorumu yapıyoruz.

‘Tarih öncesi’nin ilk 10’u

1) Girit-Minos uygarlığına ait 3600 yıllık gümüş perçinli tunç hançer (Antalya Kumluca açıkları)

2) Kadın şamana ait olduğu düşünülen 12 bin yıllık kalıntılar (Çemka Höyük)

3) Kafatası ile leopar, akbaba ve insan figürü buluntuları (Sefertepe)

Haberin Devamı

5) Mobilya alışverişini listeleyen 3 bin 500 yıllık Akadca çivi yazılı tablet (Aççana Höyük)

4)Fırın yapısı ve ekmek olduğu değerlendirilen 8600 yıllık buluntu (Çatalhöyük)

6) 4 bin yıllık silindir mühür (Tavşanlı Höyük)

7) 4500 yıllık idol mermer tanrıça figürü (Pergamon Antik Kenti-Bakırçay Ovası)

8) Kil ve kireç ile sıvanarak süslemiş 9000 yıllık yedi kafatası (Tepecik-Çiftlik Höyüğü)

9) Fil ayakları, ok uçları, ağırşak ile Asur İmparatorluğu’ndan geldiği ve bir soyluya ait olduğu değerlendirilen mühür (Kef Kalesi)

10) Mutfak, eşek ve hayvan figürleri (Karahantepe)

‘Harran Ovası’nda daha bilgiye kavuşacağız’

Listedeki bazı buluntulara ilişkin değerlendirmeler şu şekilde:

PROF. DR. ERSİN DOĞER: Tarih öncesi dönemle ilişkili olarak benim oyum Sefertepe buluntuları. Biraz daha sabreder, arkeologları rahat bırakır, spekülasyonlardan kaçınırsak Güneydoğu’da özellikle Harran Ovası’nın çevresindeki yükseltilerde daha bilgiye kavuşacağız. Tarih Çağları bölümünde ise Bathonea’daki Emevi kuşatması izleri beni de heyecanlandırdı.

Dünya bölümünde ise Suriye’de bulunan en eski alfabeye ait kanıtlar bence muhteşem. Söz uçar yazı kalır.

ARKEOLOG NEZİH BAŞGELEN: Bu yılki Karahantepe kazılarında, “BF Yapısı” olarak adlandırılan bu alanda yangın tabakası içinde üzeri hayvan ve geometrik motiflerle süslenmiş taş kaplar, tabaklar, batonlar, figürinler ve boncuklardan oluşan çok sayıda eser her açıdan heyecan verici kazı buluşudur. Aynı alanda taban üzerinde kurban sunusu olabilecek kurt çeneleri, leopar, akbaba ve tilki kemikleri iyi korunmuş ocaklar, zemine bırakılmış devasa yaban sığırı kafatasları yanı sıra yine taban üzerinde bir yırtıcı (leopar?) heykeli dönemi açısından bu yılın tartışmasız en çarpıcı sıra dışı arkeolojik bulgularıdır.

Yılın keşifleri

Tarihi çağlara ait buluntular

1) Ankara Savaşı buluntuları (Ankara Çubuk)

2) Üzerinde Yunan alfabesiyle “Hacı Dimitrakis” yazılı kafatası (Sinop’taki Balatlar Kilisesi)

3) Gümrük binasındaki Emevi kuşatması izleri ve Trakya’da bulunan ilk şaraphane (Bathonea Antik Kenti)

İlk 10’daki diğer buluntular

* Apollon başı (Fethiye Kalesi, M.Ö. 2. yüzyıl)

* Kolosal Zeus başı (Aphrodisias, M.S. 2-3. yüzyıl)

* Üç güzeller betimli osthotek (Syedra Antik Kenti, M.S. 2. yüzyıl)

* Bir güreş sporcusunu onurlandıran 13 satırlık yazıt (Anemurium Antik Kenti, M.S. 2. yüzyıl)

* Süleyman betimli kolye ucu (M.S. 5. yüzyıl) ve kumbara (M.S. 7. yüzyıl) (Hadrianopolis Antik Kenti)

* M. Iulius Proklos’a ait olduğu düşünülen büst (Prusias ad Hypium Antik Kenti, M.S. 3. yüzyıl)

* İçerisinde dükkân ve atölyelerin olduğu agora (Dara Antik Kenti, M.S. 6. yüzyıl)

Yurt dışındaki kazılar

Yurt dışındaki arkeolojik kazılardaki buluntular arasında yapılan değerlendirmelerde ise sıralama şöyle:

1) Suriye’de bulunan ve M.Ö. 2400 yılına tarihlenen en eski alfabetik yazı

2) Amazon yağmur ormanlarında bulunan kayıp şehirler

3) Bulgaristan’daki Heraclea Sinitica Antik Kenti’nde bulunan Hermes heykeli

İlk 10’daki diğer buluntular

* Endonezya’da keşfedilen 51 bin yıllık mağara resmi

* Mısır’ın Kafr El-Şeyh kentinde keşfedilen M.Ö. 6. yüzyıla ait astronomik gözlemevi

* Pompeii Antik Kenti’ndeki iyi derecede korunmuş duvar resimleri

* Petra’daki çöl mezarı

* Lidar teknolojisi ile keşfedilen İpek Yolu’nun kayıp devasa şehirleri

* Peru’nun Ancash Bölgesi’ndeki antik Moche yerleşiminde bulunan bir kadına ait taht odası

* İspanya ile Fas arasındaki derin sularda bulunan Berberi korsan gemisi olarak bilinen 17. yüzyıla ait bir korsan gemisi

Antik askeri strateji oyunu

Karabük’ün Eskipazar ilçesindeki Hadrianopolis Antik Kenti’nde kazı çalışmaları Doç. Dr. Ersin Çelikbaş’ın başkanlığında sürüyor. Kazılarda ortaya çıkan tüm yapıların tabanında birçok hayvanın tasvir edildiği mozaiklerle ünlenen ve bu nedenle “Karadeniz’in Zeugma’sı” olarak adlandırılan antik kentte son olarak 5. yüzyıla ait olduğu tahmin edilen askeri strateji oyununa ait kemik oyun taşlarına rastlandı.

Doç. Dr. Çelikbaş, “Bu kemik objeler, mercimek formunda ve disk şeklinde. Bir taşın üzerinde dört kollu, birinde ise sekiz kollu sembol var. Bu semboller aslında taşların oyun taşı olabileceğini bize gösteriyor.” diye konuştu.

Karargâhın kanıtı

Buldukları taşların askeri strateji oyununa ait olduğunu anlatan Çelikbaş, “Strateji oyunlarının Hadrianopolis’te çıkması, buradaki askeri birliğin varlığını daha da somutlaştırıyor” dedi. Antik Dönem’de “Ludus Latrunculi” ve “Doudecim Scripta” isimli strateji oyunlarının bilindiğini belirten Çelikbaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Oyunların ortaya çıktığı antik kentlere Anadolu’da da sıklıkla rastlanmaktadır. Bu oyunların askerlerin severek oynadığı strateji oyunları olduğu da bilinmektedir. Hadrianopolis’te askeri birliğin uzun yüzyıllar boyunca var olduğunu bu tip buluntular güçlendirmektedir. M.S. 2. yüzyıldan 5. yüzyıla kadar net bir şekilde Hadrianopolis’te bir Roma karargâhının, bir Roma birliğinin varlığını, Roma Kalesi’nin de varlığını bunlar destekler nitelikte.”

Günümüzde de var

Çelikbaş, Antik Dönem’de severek oynanan oyun taşlarının birkaçının günümüze kadar ulaştığını ifade ederek, “Bunlar askeri stratejiye dayanarak oynanan oyunlar. Günümüzde de askeri strateji oyunlarının sıklıkla oynandığını görmekteyiz. Bunlardan bazıları hemen hemen herkesin bildiği, oynadığı dama, amiral battı, dijital olarak oynanan mayın tarlası” dedi.

Yılın keşifleri

Hayvansever bir kent: Herakleia

Muğla’nın Milas ilçesinde bulunan Herakleia Antik Kenti’ndeki kazılar, 2 bin yıl önce Herakleia’da yaşayanların hayvan ve doğa sevgisini gösteriyor.

Kazı Başkanı Prof. Dr. Zeliha Gider Büyüközer,  “Arkeolojik kazılar, Herakleialıların doğa ile iç içe yaşadıklarını, hayvanları yaşamlarının ayrılmaz bir parçası olarak kabul ettiklerini ve bu sevgiyi sanatla, ritüellerle ortaya koyduklarını gösteriyor” diye konuştu.

Pati izleri

İnsan yanına gömülü köpeğe rastladıklarını anlatan Büyüközer, “Bireylerin öbür dünyada da köpekleriyle birlikte olmayı tercih etmeleri, köpeklerin ne kadar değerli olduğunu ve onlarla kurdukları bağın ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Yine kazılarda Roma hamamındaki pek çok kiremit tuğlanın üzerinde köpeklere ait pati izlerine rastladık” ifadelerini kullandı.

Yaklaşık 2 bin yıllık pati izlerinin tuğlaların kalıplara döküldükten sonra güneş altında kurutulmak üzere açık alanda serildiği sırada evcil hayvanların tuğlaların üzerine basmasıyla oluştuğunu anlatan Büyüközer, pati izlerinin Herakleialıların hayvanları ne kadar çok sevdiğini ve onlarla iç içe bir yaşam sürdüklerini kanıtladığını belirtti.

Sanata da yansıttılar

Mozaiklerde de farklı hayvan figürlerinin dikkati çektiğini ifade eden Büyüközer, “Herakleialıların, yaşadıkları doğayı ve hayvanları sadece yaşam alanlarının bir parçası olarak görmekle kalmayıp doğayı ve hayvanları sanatla da taçlandırdıkları görülüyor” dedi.