19.12.2022 - 01:00 | Son Güncellenme:
Derya Turan | drytrn.00@gmail.com- Çobankale, Yalova’nın Altınova ilçesinde bulunuyor. 10-11. yüzyılda İstanbul’u Anadolu’ya bağlayan önemli bir yol üzerinde inşa edilen Çobankale, kilit bir noktayı kontrol altında tutmuş. I. Haçlı Seferi’nde Selçukluların Haçlıları püskürttüğü nokta olan bu kale, Osmanlı’nın “beylik”ten “devlet”e geçiş sürecinde Bizans İmparatorluğu ile karşı karşıya geldiği Bafeus Muharebesi’nin de yapıldığı yer. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden izler taşıyan kalede 2017 yılından bu yana sürdürülen kazı çalışmalarını Kazı Başkanı Doç. Dr. Selçuk Seçkin’den dinledik.
Çobankale ismi nereden geliyor ve buranın tarihi önemi nedir?
Çobankale, Prof. Dr. Halil İnalcık’a göre, kalenin eski adının unutulmasından sonra bölgedeki çobanların uğrak yeri olmasıyla yöre halkı tarafından verilmiş bir ad. Xerigordos(n) olarak Orta Çağ kaynaklarında ve Clive Foss’un çalışmalarında adı geçmektedir. 20. yüzyıl başına ait haritalarda Çobankale ismine rastlamaktayız.
11.yüzyılda inşa edildi
Çobankale, İstanbul/İznik ve dolayısıyla İstanbul’u Anadolu’ya bağlayan önemli bir yol üzerinde inşa edilmiştir. İstanbul’dan gelen yolun, karşı kıyıya geçişinden sonraki Altınova sahili ile başlayan kısmını Yalakdere Vadisi oluşturmaktadır. Bu vadinin kilit noktasında gerek İstanbul gerekse İznik yönünü kontrol altına almak için inşa edilen Çobankale, yolların kesiştiği doğal bir tepe üzerinde kurulmuştur. Kale, Clive Foss’a göre 1087 yılında inşa edilmiştir. Bu tarihler aynı zamanda Bizans ile Selçuklular arasında yapılan Dragon Çayı Anlaşması’na yakın tarihlerdir ve bölgedeki Selçuklu hâkimiyetini, Bizans anlaşma ile durdurmak istemektedir. Sonraki süreçte I. Haçlı Seferi’nin ilk adımının Çobankale sayesinde püskürtülmesi, kalenin İstanbul’a en yakın Selçuklu Kalesi olarak kullanımı, Bafeus Muharebesi ve Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda oynadığı rol, kalenin önemini daha da arttırmıştır.
Bölgedeki diğer kaleler ile karşılaştırma yapıldığında Çobankale’nin diğer kalelerden ayrılan bir yönü var mı?
Bölgedeki diğer kaleler ile değerlendirildiğinde, Çobankale’yi aslında bir savunma hattının parçası olarak değerlendirmek daha doğru olur. Marmara Denizi’nin kuzey kıyılarında sahili tutan Eskihisar, Hereke vb. kaleler gibi Anadolu içlerine giden önemli noktalarda pek çok kale birbiriyle bağlantılı olarak belirli bir sistem dâhilinde birbirine yakın tarihlerde onarılmış veya inşa edilmiştir. Çobankale’yi bu kalelerden ayıran özellik pek çok tarihi olaya yaptığı şahitlik ve stratejik konumunu bugün bile muhafaza etmesidir. Ayrıca kalenin Osmanlı yönetimine geçtiğinde kullanım görmemesi ve bundan dolayı önceki yaşama ait izlerin özgün durumunu muhafaza etmesi açısından önemli olduğu görülmektedir.
Osmanlı kabul gördü
Prof. Dr. Halil İnalcık, Osmanlı’nın kuruluş aşamasında Çobankale’nin önemli bir rol üstlendiğini belirtiyor. Bu konu hakkında yorumunuz nedir?
Halil İnalcık bilindiği üzere çok önemli bir tarihçi ve bilim adamıdır. Osmanlı’nın kuruluşu ile ilgili süreçte Bafeus Muharebesi ve Çobankale ile ilgili çalışması çokça tartışılmış ve günümüzde başta ders kitapları olmak üzere pek çok bilim adamının yaptığı çalışmalarda, İnalcık’ın görüşleri kabul görmüş bir savdır. Halil Hoca, burada özetle, o tarihte beylik olarak kabul edilen Osmanlı gücünün binlerce yıllık geçmişi olan Bizans İmparatorluğu’nu yenmesinin onun gerek Türk tarafında gerekse Batı dünyasında kabul görmesini sağladığını ifade etmektedir. Ben de Osmanlı’nın Yalova, Bursa, Bilecik, Yenişehir vb. gibi merkezlerde kurulma sürecinden çok, kabul edilme tarihinin önemli olduğunu düşünüyorum.
Kazı sürecinden bahseder misiniz?
Çobankale Kazısı, 2017 yılında Yalova Altınova Belediye Başkanı Dr. Metin Oral ve ilgili belediyenin destekleri ile dönemin Bursa Müze Müdürü Sinan Özbey ile yapılan bir protokolle, temizlik ve sondaj kazısı şeklinde başladı. Bu süreçten 2021 yılındaki Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kazı başkanı olarak atanmama kadar çalışma benim bilimsel danışmanlığım ile devam etti. 2020 yılında 12 ay devam eden kazılar sınıfına alınan Çobankale’de, yıl boyu çalışmalarımız devam ediyor
İlerleyen süreçte ne gibi buluntular ile karşılaşmayı umuyorsunuz?
Kalede, surların ortaya çıkartılmasından sonra, kale içinde yaşam mekânları ile karşılaşacağımızı düşünmekteyiz. Tabii ki devam eden kazı çalışmasında kesin bir çıkarımda bulunmak hata olur.
Yalova tarihi aydınlanıyor
Çobankale’nin Anadolu arkeolojisine nasıl bir katkısı oldu?
Çobankale’de kazıların başlaması, öncelikle bölgedeki kültür dinamiklerini tetiklenmesinde çok önemli bir faktör. Yalova’da kazı, yüzey araştırması, restorasyon çalışmaları, tarih ve arkeolojiye ilgi, Çobankale sürecinden sonra başlamıştır. Çobankale’den önceki süreçte 1930’lı yıllarda Arif Müfid Mansel çalışmalar yapmış, sonraki süreçte ise müze kazıları ile kurtarma kazısı şeklinde çalışmalar yapılmıştır. Tabii bu ilginin uyandırılmasında belediye desteği ve basının sahip çıkması da önemli. Çobankale, İznik ve Bursa’daki kazı çalışmaları ile ortaya çıkan bulgu ve buluntuların, Yalova ayağının ortaya çıkartılması açısından önemlidir. Literatürde Yalova’daki arkeolojik malzeme ile ilgili yayın sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azdır. Dolayısıyla bu karanlık alana Çobankale ışık tutmaya başlamıştır. Diğer taraftan Marmara Denizi’nin kuzeyinde Eskihisar, Hereke gibi kalelerde yapılan kazı ve buluntuların devamı veya bağlantısı Çobankale ile tamamlanmaktadır. Dolayısıyla yürüttüğümüz kazı süreci arkeolojik dünyanın Yalova ayağından literatüre veri sağlamaktadır.
Müze inşa edilecek
Buluntular ne zaman sergilenecek ve Çobankale ne zaman ziyarete açılacak?
Küçük buluntulardan konservasyon ve restorasyonu biten envanterlik buluntular Yalova Müzesi’ne teslim ediliyor. Yalova Müzesi yeni açıldığı için henüz idari bir birim olarak faaliyetini sürdürüyor. Arkeoloji Müzesi yapı olarak inşa edilmediği için müzede sergileme mümkün olmamaktadır. Altınova Belediyesi tarafından proje aşamasında olan müzede Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izni ile geçici sergi düzenlenebilir. Bu süreçte de küçük buluntuları sergileme imkânına kavuşacağımızı düşünmekteyim. Yalova Müzesi binasının yapılması sonrasında da kalıcı teşhirde, çıkan buluntuların sergilenmesini ümit ediyorum. Çobankale, kazı çalışması sürecinde ziyarete açıktır. Kazı çalışmasını aksatmayacak şekilde kazı alanı gezilebilir. Tümüyle çalışmaların bitip gezi yolları ve restorasyon süreci sonrasını kastediyorsanız bunun için şimdiden bir tarih vermek mümkün değil. Sur sisteminin restorasyon projeleri Kocaeli Koruma Bölge Kurulu onayını almış ve gerekli destek bulunduğunda restorasyon süreci başlatılabilir durumda. Gezi yollarıyla birlikte yapılan planlamayla, bu süreç tamamlandığında iç kale kazı da izlenebilecek durumda, yaşayan bir arkeolojik alan olarak ziyarete açılabilir. Son olarak verdikleri izin ve sonrasındaki süreçte sağladıkları destek için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün bürokrat ve tüm çalışanlarına, Dr. Metin Oral’ın şahsında Altınova Belediyesi’ne, 12 aylık süreçte destekleri için Türk Tarih Kurumu’na, mensubu bulunduğum Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne, Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Handan İnci’ye, Bilimsel Araştırma Projeler Birimi’ne, kazı başkan yardımcıları Dr. Öğr. Üyesi Esra Sayın ve Öğr. Gör. Cihan Yalvar’a, bilimsel yayın çalışmalarında özveriyle çalışan Doç. Dr. Üyesi Filiz İnanan’a, Bakanlık temsilcileri Güler Keklik ve Müberra Türker’e, arazi sorumlusu Onur Sarıkaya’ya, kazı evi sorumlusu Belma Günal’a, ekipte özveriyle çalışan tüm uzman, öğrenci ve gönüllülere teşekkür ederim.