24.01.2022 - 10:56 | Son Güncellenme:
Doç. Dr. Özlem Sir Gavaz
Bilimi Destekleme ve Geliştirme Derneği tarafından hazırlanan “Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ndeki Çivi Yazılı Tabletlerin 3 Boyutlu Olarak Taranması ve Boğazköy Tabletlerinin Yapay Zekâ Tarafından Okunması” projesi, Ankara Üniversitesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün iş birliğinde yürütülecek. Artık, yaşamımızın her alanında kendini gösteren yapay zekâ çalışmaları, tarih ve teknolojinin buluşmasında çok önemli bir rol oynuyor. Dünyada ilk kez, Hititçe tabletler üzerinde gerçekleştirilecek olan bu örnek proje ile binlerce yıllık tarihi vesikaların çözümlenmesinin kolaylaşacağı ve bu sayede tablet okumalarının ve yayınlarının hız kazanacağı öngörülüyor. Bu proje kapsamında yürütülecek ulusal ve uluslararası interdisipliner çalışmalar ve iş birlikleriyle ülkemizde Hititoloji ve Eskiçağ dilleri adına büyük bir bilimsel atılım gerçekleştirdiğimizi düşünüyoruz.
Dijital ortama aktarılacak
Bu proje ile ilk olarak Anadolu Medeniyetleri Müzesi bünyesinde bulunan ve iyi durumda olan, bir grup yayımlanmış Hititçe çivi yazılı tabletlerin 3 boyutlu olarak taranarak modellenmesi ve dijital ortama aktarılması gerçekleştirilecek. İkinci ve en önemli adım, dijital ortama aktarılan tabletlerdeki karakter ve karakter setlerinin yapay zekaya öğretilme süreci. Bu öğrenme sürecinde yapay zekâ Hitit dilini görüntü işleme teknolojisiyle kendisine öğretilen algoritmalar sayesinde çözümleyecek ve bizlere transliterasyonunu sunacak. Sürecin başarısı yapay zekaya öğretilecek tablet sayısıyla orantılı olarak artacak. Bu projenin, Türkiye’de Eskiçağ dilleri alanında gerçekleştirilecek ilk proje olması ve ölü bir dil üzerinde denenmesi, elbette birçok soru işaretini beraberinde getiriyor. Öncelikle bu proje araştırmacılara olan ihtiyacı azaltmak yerine, onlara pek çok anlamda kolaylık sağlayacak. Çivi yazısını kullanan Sümer, Akad, Asur ve Babilliler ile ilgili ABD, Kanada ve İsrail’de daha önce buna benzer çalışmalar yapıldı ve yüzde 97’lere varan doğru okuma oranları yakalandı. Şimdilik bir yıllığına bütçelendirilen bu projenin uzun yıllar devam edeceği ve büyük başarılar elde edeceğine dair inancımız tam.
Yayımlanmamış tabletler
Bu proje ile entegre yürütülmesini planladığımız ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi, İstanbul Arkeoloji Müzeleri ve Çorum Müzesi’nde bulunan şimdiye kadar yayımlanmamış çivi yazılı Hititçe tabletlerin okunması ve yayımlanmasını içeren ve Türkiye’deki tüm Hitit uzmanlarını kapsayacak şekilde gerçekleştirilmesi öngörülen “Büyük Tablet Okuma” projesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Ankara Üniversitesi çatısı altında kurumsal bir kimlik kazandı. Mustafa Kemal Atatürk tarafından milli değerler çerçevesinde ortak kültür ve tarih bilinci oluşturma gayesiyle kurulan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi ve burada bulunan Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Kürsüsü’nün tarihi misyonu gereği, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Ankara Üniversitesi arasında imzalanan protokol, son zamanlarda Eskiçağ dilleri bilimi adına yapılan en yenilikçi ve reformist girişimlerden biri.
Uluslararası iş birlikleri
Ülkemizde aktif olarak sadece Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde kürsüleri bulunan Hititoloji anabilim dallarının gelişimi, yetişen öğrencilerin alanlarında uzmanlaşması ve istihdamı açısından da tabletlerin okunması ve yayımlanması son derece önemli. Özellikle lisansüstü programlara devam eden ve Hitit dili ve tarihi üzerine çalışma yapan genç araştırmacıların projeye dahil edilmesi, projenin ilerleyen yıllarda da sürdürülebilirliğinin önünü açacak. Ayrıca Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinde tarih, arkeoloji gibi farklı bölümlerde istihdam edilen değerli Hititologların da bu projeye katkı vermeleri durumunda proje ulusal bir kimlik kazanarak daha verimli bilimsel çıktıların hazırlanmasına olanak tanıyacak. Elbette ilerleyen dönemlerde uluslararası iş birlikleri ve ortak çalışmaların yürütülmesi de öngörülüyor. Ankara Üniversitesi bu projede, adeta bir katalizör görevi üstelendi. Nitekim yürütücüsü, destekçisi ve iştirakçisi olduğu projenin, evrensel düzeyde fark yaratması adına bilimsel ve yenilikçi bir adım atıp projeye kurumsal bir kimlik kazandırdı.
Teşekkürler
“Büyük Tablet Okuma” projesi fikrini ilk olarak bizimle paylaşan ve projenin mimarı olan Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Sayın Gökhan Yazgı başta olmak üzere, Müdür Yardımcısı Sayın Yahya Coşkun ve Müzeler Daire Başkanı Sayın Bülent Gönültaş’a projenin oluşması ve hayata geçirilmesi ile protokolün imzalanma sürecinde gösterdikleri özveri ve desteklerler için Eskiçağ bilimi ve Hititoloji bilimi adına sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. Bu vesile ile Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’na projelerimize gösterdikleri ilgi ve destek için bir kez daha içtenlikle teşekkür ederiz. Yine her iki projeyi de kendileriyle paylaştığımız ilk günden itibaren bize destek veren Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk üniversitesi olan Ankara Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Necdet Ünüvar’a teşekkürü bir borç biliriz. Ayrıca, “Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ndeki Çivi Yazılı Tabletlerin 3 Boyutlu Olarak Taranması ve Boğazköy Tabletlerinin Yapay Zekâ Tarafından Okunması” projesinin koordinatörlüğünü üstlenen Eski Ankara Milletvekili Şevket Bülend Yahnici’ye ve her iki projenin de oluşma süreçlerinde destek veren meslektaş ve öğrencilerimiz ile tüm proje ekibine teşekkür ederiz.
Artuklu Sarayı’nda kalorifer sistemi
Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki 8 bin yıllık Amida Höyük’te arkeolojik kazılar devam ediyor. Çalışmalar kapsamında Amida Höyük’teki Artuklu Sarayı’nda 13. yüzyılda El-Cezeri tarafından yapıldığı düşünülen modern kalorifer sistemi bulundu. Daha önce Roma Dönemi’ne ait bir kalorifer sisteminin keşfedildiği kazı alanında, yeni bulunan kalorifer sisteminde, suyun ısıtılarak duvarlardaki depo alanından mekanlara dağıtıldığı belirlendi. Amida Höyük Kazı Başkanı Prof. Dr. İrfan Yıldız, “Bu kalorifer sisteminde kullanılan tuğla malzemeden yapılan kulelerin benzerini El-Cezeri’nin su sisteminde de görüyoruz” dedi. Bu kalorifer sisteminin çağdaş kalorifer sistemine yakın olduğunu aktaran Yıldız, “Bir sarayda bulunan en erken tarihli kalorifer sistemi diyebiliriz. El-Cezeri 25 yıl bu sarayda yaşamıştır, muhtemelen bu kalorifer sistemine de katkısı olmuştur” ifadelerini kullandı.
Bronz askeri diploma
Kommagene Krallığı’nın beş büyük kentinden birisi olan ve Roma Dönemi’nde de önemini koruyan Adıyaman’daki Perre Antik Kenti’nde bir askere ait “diploma” bulundu. Bronz levha şeklindeki Latince diplomada Suriye’de 20 yıl askerlik yapan Calcilius Antiquus isimli kişiye Roma vatandaşlığı ve evlenme hakkının verildiği belirtiliyor. Adıyaman Müze Müdürü Mehmet Alkan, “Bu diplomanın M.S. 123 yılında, yani İmparator Hadrian zamanında verildiğini gördük” dedi. Bu diplomaların dünyada yaklaşık 100 bin adet basıldığının bilindiğini aktaran Alkan, bunların büyük bir kısmının eritildiğini kaydetti. Alkan “Dünyada şu ana kadar 800 adet bulunduğu ve 650’nin üzerinde çalışıldığı biliniyor. Bunların sonuncusunun burada çıkması heyecan verici bir gelişmedir” diye konuştu.