15.04.2025 - 07:01 | Son Güncellenme:
Esma Nur Beylen
ESMA NUR BEYLEN- SICPA Türkiye bursiyerliği ile Van’a seyahat etme, şehrin kültürünü ve arkeolojisini yakından tanıma fırsatı buldum.
Van gezim; Van Kalesi, Van Müzesi, Akdamar Adası ve Kilisesi, son olarak da Van Kedi Evi şeklinde bir rotaydı. Van’ın çok kültürlülüğüne, misafirperver halkına ve soğuk iklimine rağmen sıcacık, samimi havasına hayran kaldım.
Gezime uçakla Van’a giderek başladım. Uçaktan gördüğüm karlı dağların manzarası ve Van Gölü’nün, hatta halkın söylediği şekilde “Van Denizi”nin ihtişamı beni çok heyecanlandırdı. Meşhur Van kahvaltısını yaptıktan sonra Van Kalesi’ne doğru ilerledik.
Van Kalesi
Van Kalesi, Urartular tarafından yapılmış ve Osmanlı tarafından da kullanılmış. Kaleyi gezerken iki kültürden de kalan kalıntıları bu kadar canlı görmek güzel bir ayrıcalıktı. Çok büyük olan kalenin zirvesine çıkıp Eski Van Şehri’nin kalıntılarına bakınca geçmişteki savaşın ve depremin izlerini görmek, tarihin hâlâ yaşanan acılarını deneyimlememi sağladı.
Kaleyi gezmeyi bitirdikten sonra hemen yanındaki Van Müzesi’ne geçtik. Van Müzesi oldukça geniş bir seçkiye sahipti ve Paleolitik, Neolitik, Kalkolitik, Urartu, Pers, Roma, Bizans, İslami, Selçuklu, Türk-İslam, Osmanlı dönemlerine ait eserler kronolojik bir sıra ile sergilenmekteydi. Van’dan bu kadar çok medeniyetin geçmesinden çok etkilendim. Müzede özellikle canlandırmalar çok hoşuma gitti. Eserlerin replikalarının yapılması ve içlerine girilmesi, etkileşimli olması müzeye sadece bakmak değil deneyim yaşatmak açısından da önemliydi.
Akdamar Adası
İkinci günümde Van Akdamar Adası›na gittik. Akdamar Adası, Van Gölü›nün içinde bulunuyor ve kıyıdan 20 dakika uzaklıkta. Adaya tekneler ile ulaşılıyordu. Biz de teknelerin dolmasını beklerken limanda bir süre bekledik. Bu bekleyişte orada çalışan yerel halk ile sıcak soba önünde sohbet ettik, benim için samimi ve güzel bir andı. Yolcular geldiğinde teknemiz doldu ve yola çıktık.
Akdamar’a ulaştığımda bana sanki cennetten gelmiş bir yer gibi hissettirdi. Adanın içindeki kilise çok görkemliydi. Eskiden öğrencilerin orada kalması ve öğrendikleri bilgileri duvarlara, taşlara kazımaları, tekrardan yaşayan bir tarihi görmek çok etkileyiciydi. İlginç bir bilgi olarak kilisenin arka tarafındaki kazımalara bakarsanız ünlü Van Gölü canavarı işlemesini görebilirsiniz. Akdamar’dan gerçekten ayrılmak istemedim. Tekneyle adaya veda ederken çok duygulandım.
Daha sonra son rota olarak Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi içinde bulunan Van Kedi Evi’ne gittik. Kedi evinde Van kedileri özel olarak korunmaktaydı ve oldukça temiz bakılıyorlardı. Güzelce kedileri sevdikten sonra yolculuğumuzu bitirdik.
Benim için gerçekten harika bir deneyim oldu, kendimin ve arkeolojinin yeni sınırlarını keşfettim. Van’ı gezip görmeyi kesinlikle herkese tavsiye ederim.
Tuğba Yeni, sosyal medyada hesabından merak edilen 'adada tuvalet var mı?' sorusunu cevapladı.