ArkeolojiNeolitiğin 12 bin yıllık ‘anahtarı’: Çayönü

Neolitiğin 12 bin yıllık ‘anahtarı’: Çayönü

15.12.2024 - 04:22 | Son Güncellenme:

Diyarbakır’ın kuzeyinde, Dicle Nehri’nin kenarında bulunan ve tarihi M.Ö. 10.000 yılına uzanan Çayönü, 1963’te yüzey araştırmaları sırasında keşfedildi. İlk kazılar, Dr. Halet Çambel ve Prof. Dr. Robert J. Braidwood tarafından 1964’te başlatıldı.

Neolitiğin 12 bin yıllık ‘anahtarı’: Çayönü

Çayönü Tepesi, göçebelikten yerleşik yaşama, avcılık ve toplayıcılıktan üreticiliğe geçilen yerler arasında bulunuyor. Çayönü’ndeki kazı çalışmalarıyla kesintisiz yaşamın tüm aşama ve detayları ortaya çıkarılıyor. Kazılar, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden Doç. Dr. Savaş Sarıaltun başkanlığında sürdürülüyor.

Haberin Devamı

Doç. Dr. Sarıaltun, Çayönü ile ilgili şu bilgileri verdi: “Neolitikle ilgili ne biliyorsak hepsi Çayönü Tepesi’nde var. Bugün Levant bölgesinden Yunanistan’a kadar gittiğinizde Çayönü’nün bir eş değeri daha yok. İlk madenciliğin, tarımsal üretimin ya da bitkilerin kültüre alınma sürecinin başladığı yerlerden biri. Hayvanların evcilleştirildiği, özellikle domuz, keçi ve koyun başta olmak üzere hayvanların evcilleştirildiği ilk yerleşmelerden biri.”

Neolitiğin 12 bin yıllık ‘anahtarı’: Çayönü

Tüm aşamalar var

Çayönü Tepesi’nin mimarlık tarihi açısından da çok önemli bir veriye sahip olduğunu vurgulayan Sarıaltun, Çayönü’nün özellikle Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem’den Çanak Çömlekli Neolitik Dönem’e, ilk yerleşik yaşamdan daha sistematik bir köy alanına dönüşme ile besin üretimine geçiş sürecini bütün aşamalarıyla yansıtması açısından çok önemli bir yerleşme olduğunu ifade etti. Sarıaltun, şöyle devam etti: “Bilim tarihi ve kültürel miras açısından Çayönü Tepesi tüm bunları birlikte bağrında buluşturan ve bunların hepsini kendi içerisinde bütün detaylarıyla sunan yegâne yerleşmedir. Çayönü Tepesi bu açıdan anahtar yerleşme konumuna geliyor.”

Haberin Devamı

“Bugün Neolitik Dönem’le ilgili nerede kazı yaparsanız yapın, Çayönü’nün verisine bir şekilde dokunmanız gerekiyor” diyen Doç. Dr. Savaş Sarıaltun, “Çayönü’nün anahtarı bir şekilde sizin sorunlarınızın kapısını açıyor. Çayönü Tepesi verileri bir şekilde sizin verilerinizi daha açıklar hale getiriyor. Taş alet teknolojisinden madenciliğe, mimari yapım tekniklerinden pişirme tekniklerine, hayvanların evcilleştirilmesinden avlanma sürecine, bitkilerin toplanmasından tarıma geçişinin aşamasına kadar bütün bu verileri bizlere sunuyor” ifadelerini kullandı.

“Bu yıl Çanak Çömlekli Neolitik Dönemi yani M.Ö.  7 ve 6 bin yılları arasındaki 1000 yıllık süreci anlamaya ve tanımlamaya çalışıyoruz” diyen Sarıaltun, Çayönü’nün yerleşik yaşama geçişi iyi yansıtan yerleşmelerden biri olduğuna dikkati çekti.

Sarıaltun, “İlk yerleşme değil, bununla beraber birçok yerleşme var ama Çayönü Tepesi bu ilk süreci bütün detaylarıyla anlatıyor. Tarımdan hayvancılığa, madencilikten mimariye, ölü gömme geleneklerinden günlük yaşamdaki bütün veriye, boncuklarına, yaptıkları figürlere, yedikleri, içtikleri yiyeceklere kadar birçok açıdan detaylı veriler sunan yegâne yerleşme.” ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

Hedef bilgiyi halka açmak

Çayönü’nün kültürel ve sosyolojik açıdan birçok yeri beslediğini, birçok yerden de beslendiğini anlatan Sarıaltun, Çayönü’nü turizm alanı haline getirmek istediklerini söyledi: “1964’te başlayan Çayönü Tepesi kazı hikâyesini turizmle de birleştirmek istiyoruz. Bilgiyi, topluma ya da halka sunamadığımız noktada bir ayağımızın eksik kaldığını düşünüyoruz. Dolayısıyla hedeflerimizden biri de Çayönü Tepesi’ni bir turizm alanına dönüştürmek, insanların burada rahat bir şekilde gezebildiği, rahat bir şekilde bu bilgiyi edinebildiği bir alan haline getirmek.”