20.12.2021 - 13:24 | Son Güncellenme:
Hz. Mevlânâ’nın türbesi etrafında gelişen Konya Mevlânâ Dergâhı, kültür hayatımız ve inanç dünyamızda büyük tesirleri olan Mevlevilik tarikatının merkez âsitânesidir. Osmanlı İmparatorluğu toprakları içerisinde yer alan 170’ten fazla Mevlevihane’nin bağlı olduğu merkez teşkilatı burasıdır. Konya Mevlânâ Dergâhı, Cumhuriyet’in ilânından sonra diğer tekke ve zaviyeler gibi kapatılmış, 1926 yılında da Atatürk’ün isteği üzerine Konya Âsâr-ı Atîka Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Her yıl üç milyona yakın yerli ve yabancı ziyaretçisi olan müzede Mevlevî etnografyasına ait eserler ile Selçuklu, Karamanoğlu ve Osmanlı dönemi sultan ve devlet adamlarının Mevlânâ Dergâhı’na hediye ettiği eserler sergilenmektedir. Konya Âsâr-ı Atîka Müzesi, 1954 yılında yapılan yeni teşhir ve tanzim çalışmalarından sonra Mevlâna Müzesi olarak düzenlenmiş, müzede sergilenen arkeolojik eserler İplikçi Camii’ne taşınmıştır. 2011 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen restorasyon çalışmasında derviş hücreleri orijinal haline dönüştürülerek Mevlevî Dergâhı’ndaki hizmetleri gösteren bir düzenleme yapılmıştır. 2021 yılında da Konya Müze Müdürlüğü’nden ayrıştırılarak Mevlânâ Müzesi adı altında ayrı bir Müdürlük haline getirilmiştir.
En eski yapı türbe
Mevlânâ Müzesi’nde yer alan yapılar topluluğunun en eskisi Hz. Mevlânâ’nın 1274 yılında yaptırılan türbesi... Türbe, Selçuklu Sarayı’ndan Alâmeddin Kayser ile Emir Süleyman Pervâne’nin karısı Gürcü Hâtun tarafından Tebrizli Mimar Bedreddin’e yaptırılmıştır. Türbenin kuzey yanında Selçuklular Dönemi’nde yaptırılan mescit ve semahane binaları zaman içerisinde yetersiz kaldığından 16. yüzyılda Osmanlılar Dönemi’nde günümüzdeki semahane, mescit, matbah-ı şerif, derviş hücreleri ile şadırvandan oluşan tekke yapıları inşa edilmiştir.
Dünyaya yayıldı
Hz. Mevlânâ’nın vefatından sonra onu seven kişilere, yakın dostu ve kâtibi Çelebi Hüsâmeddin şeyh olmuştur. Çelebi Hüsâmeddin’in vefatından sonra topluluğun başına Hz. Mevlânâ’nın büyük oğlu Sultan Veled geçmiştir. Bu dönemde Mevlevîlik teşkilatlanmış ve Konya dışında şubeler açılmaya başlanmıştır. Konya Mevlânâ Dergâhı’nda Çelebilik müessesesi kurulmuş, Hz. Mevlânâ’nın soyundan gelen erkek çocuklar “postnişin” (postta oturan, tekkenin şeyhi olan kimse) olarak dergâhı idare etmişlerdir. Mevlevîlik, Konya dışında önce Afyon, Kütahya, Muğla, İstanbul, Tokat, Erzincan gibi şehirlerde, daha sonra da Balkanlardan Hicaz Yarımadası’na kadar olan bölgede yayılmış ve Mevlevîhaneler açılmıştır.