SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Ustası dövünce işi bırakacaktı, annesini dinledi! Dünya bu yüzüklerin peşinde

Annesi oğlunun meslek sahibi olmasını her şeyden çok istiyordu. Bu nedenle ilkokulu bitirir bitirmez onu kuyumcunun yanına çırak olarak verdi. Döven ustasının yanında çalışmak istemeyen ama annesinden destek görmeyerek çalışmaya devam eden Servet Küçükdemirel, bugün dünyada 3-5 kişinin yaptığı bir yeteneğe ve işe sahip.

|

Betül Topaklı / Milliyet.com.tr - Servet Küçükdemirel, bir Hıdırellez günü yani 6 Mayıs 1971 yılında Konya’da dünyaya geldi. Annesi ev hanımı, babası ise berberdi. 3 abisi ve 1 ablası olan Servet, evin en küçüğüydü. Disiplinli ve prensipli bir kadın olan annesi, oğlunun meslek sahibi olmasını her şeyden çok istiyordu. Bu nedenle de onu ilkokulu bitirir bitirmez meslek öğrenmesi için bir kuyumcunun yanına çırak olarak verdi. Ancak küçük çocuğun ustası çok sert mizaçlıydı. Küçük çocuğa zaman zaman vuruyordu. Yaşadıkları üzerine Servet annesine işe gitmek istemediğini söylüyordu. Ancak her seferinde annenin oğluna cevabı, “İşinden ayrılmayacak, mesleğini en güzel şekilde öğreneceksin” oluyordu. Annesini dinleyip meslek öğrenmeye devam eden Servet, bugün dünyada 3-5 kişinin yaptığı bir yeteneğe ve işe sahip oldu. Servet, o günleri şöyle anlatıyor:

“11 yaşında bir kuyumcunun yanına çırak olarak verildiğim için güzel bir çocukluğum olmadı. Yani bütün çocuklar oyun oynarken ben iş hayatına atıldım. Annem için meslek sahibi olmam elzemdi. Meslek öğreneceğim için sadece ilkokulu bitirebildim. Ustam oldukça sert bir karaktere sahipti. Zaman zaman vuran hatta döven biriydi. Yaşadıklarım üzerine birçok kez işten ayrılmaya karar verdim. Ancak annem her seferinde, ‘O senin ustan, seni sevdiği için yapıyor. İşi öğren, adam ol diye böyle davranıyor. İşi bırakman gibi bir durum olamaz. Sen uyu, sabah tekrar konuşuruz’ diyordu. Bu konuşmanın üzerine de sabah beni erkenden uyandırıp işe yolluyordu. Yani annem öyle davranmasaydı bugün herkesin parmakla gösterdiği bir usta olamazdım. O yüzden önce anneme sonra da ustama minnet borçluyum.”

HAYRANLIK UYANDIRAN YÜZÜKLERİN HİKÂYESİ

9 yıl kuyumcu ustasının yanında çalışan Servet, çıraklıktan kalfalığa terfi etti. Askerliğini yapıp geldikten sonra da 1990 yılında kendi atölyesini açtı. İş yerinde Konya’daki bütün sarrafların altın, gümüş ve mücevher işlerinin tamiri, bakımı ve onarımını gerçekleştiriyordu. Ancak genç adam, bunları yapmakla kalmıyor, sürekli kendini geliştiriyordu. Bir gün İstanbul’da bir ustanın yaptığı yüzük çok dikkatini çekti. Usta yüzükteki taşın içini oyarak tarihi bir mekân yapmıştı. Servet, 'Usta bunu nasıl yapmış?' diye epey bir süre kafa yordu, ilk başta nasıl yaptığını çözemedi. Ancak sonrasında işin sırrını çözmeyi başardı.

‘YETENEK İSTEYEN BİR İŞ’

Servet Küçükdemirel, herkesin hayran olduğu o yüzükleri yapma hikâyesini şöyle aktardı: “Üzerinde çalışmış olduğum bir yüzük vardı. Yüzüğün taşını yontup kasasını oturtmam gerekiyordu. Makineyle taşın kenarlarını yontarken bir anda makine taşın arka tarafına kaçtı. Bir anda taşta iz oluştu. ‘Eyvah taş gitti’ deyip çok üzüldüm. ‘Taş nasıl düzelecek’ derken taşın içindeki şişkinliği gördüm. O anda ustanın tarihi mekânları ters oyma yöntemiyle yüzüklere işlediği fikri geldi. ‘Bu yüzükleri bu teknikle mi yapıyor?’ diye düşündüm. Ve o taşı oymaya ve oya oya bu tekniği geliştirmeye başladım. Üç yıl boyunca sadece bunun pratiğini yaptım ve başardım. Bu durum beni çok mutlu etti. Çünkü bitirdikten sonra sonucu çok güzeldi. Sonrasında ise çok daha güzel işler çıkmaya başladı.

18-25 büyüklüğünde orijinal kuvars taşını tersten oyarak yüzüklere tarihi mekânlar yaptığını dile getiren Küçükdemirel, "Bunu yapabilen çok az kişi var. Dünyada 5 parmağı geçmez. Aslında herkesin yapmasını istiyorum ama çok beceri istiyor. Bu nedenle herkes yapamıyor. Yapmaya çalışan insanlar var ama genelde polyester ve efoksi tarzı malzemeler kullanıyorlar. Ancak önemli olan orijinal taşı oymak ve o taşla ürün çıkarmak. O zaman sonuç çok kaliteli oluyor. Bu kadar az ustanın arasında ismimin duyulmasından dolayı çok gururluyum. Bu yüzükleri yapmak çok zor ama her zorluğun bir mükâfatı var. Zaten zor olmasaydı bu kadar ilgi görmezdi" diyerek işini çok sevdiğini ve aşkla yaptığını söyledi.


ÜNİVERSİTEDE DERS VERECEK

Yüzüklerde kuvars, ametist, pembe kuvars gibi tamamen doğal taşlar kullandıklarını ifade eden Servet Küçükdemirel, “Tabii arada camda kullandığımız oluyor. Yani cam taşlar da var. Ancak cam ile kuvars taşının arasında çok fark var. Bu nedenle yarı değerli taşları kullanmayı tercih ediyoruz. Yüzükleri gören insanlar çok şaşırıyor, nasıl yaptığımı merak ediyor. Güzel tepkiler almak beni onurlandırıp gururlandırıyor. Herkes hayretle bakıyor. Bu yüzükleri yapmayı herkesin öğrenmesini çok istiyorum. Bu kapsamda bir adım atıldı. Konya Teknik Üniversitesi’nde kuyumculuk bölümü açıldı. İleriki dönemlerde orada ders vermeye başlayacağım” dedi.

“Bir tasarımcının asla planı bitmez. Yaşım müsait, gözüm gördüğü sürece yeni ve farklı tasarım yüzükler yapmaya devam edeceğim. Bizim mesleğimiz esinlenme sanatı. O yüzden de gittiğim her yerden bir şeyler esinleniyorum ve onları da sanata dönüştürmeye çalışıyorum. Tabii bu işi yapmak için yetenek gerekiyor. Allah bana bir yetenek vermiş. Benim de bunu en güzel şekilde insanlara sunmam gerekiyor.”


PEK ÇOK ÜLKEDEN TALEP VAR

Taşı tersten oyarak yüzüklere Sultan Ahmet, Ayasofya, Bursa Yeşil Türbe, Ulu Camii ve Anıtkabir gibi tarihi mekanları yaptığını paylaşan Servet, sözlerini şu şekilde noktaladı: “Kişiye özel yüzükler yapıyorum. Almanya, Fransa, Belçika, Amerika ve Avrupa’nın birçok yerinden müşterilerim var. Sipariş üzerine çalışıyorum ve mevcut siparişleri yetiştirmeye çalışıyorum. Bunlar arasında devlet büyükleri de var. Şu anda Devlet Bahçeli’ye bir yüzük hazırlıyorum. En çok siparişi verilen yüzük ise içinde Mescidi Aksa’nın yer aldığı yüzükler.”

© Copyright 2024

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.