Ölene kadar emekli olması yasak! 16 eski dili biliyordu, elde kalan tek bir fotoğrafı var
İsmini binlerce kişinin ilk kez duyacağı Naci Tanrısever’in Osmanlı’nın son 20 yılından 2000’lerin başına kadar olan süreçte Türkiye için yaptığı işler bugünlerin temel taşlarını oluşturuyor. Atatürk sevgisiyle çıktığı 104 yıllık hayat yolculuğunda 'emekli olması yasak olan' Tanrısever’in hikâyesi ise hayranlık uyandırıcı.
Derleyen: Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – İngilizce bilmemenin neredeyse sıra dışı sayıldığı bu günlerde, yabancı dil bilmek pek çok alanda tercih sebebi olmayı sağlıyor. Sadece Avrupa, Amerika ve Asya dilleri değil de bundan yüzyıllar önce konuşulmuş dilleri de bilen birileri olduğunu hayal etmek, büyük mirasın resmini gözler önüne seriyor. Bilinen ismiyle Naci Tanrısever de pek çok önemli görevinin ve 'ömür boyu emekli olmasının yasaklanması'nın yanında bildiği tam 16 eski dille dikkat çekici bir yeteneğe sahip. Bilinen ismi denmesinin sebebi ise Tanrısever’in bu soyadı daha sonra almış olması. 1901’de başlayan ve hiç emekli olmadan Mustafa Kemal Atatürk sevgisi ve devlet işleriyle geçen 104 yıllık yaşamının ardından son bulan hikâyesine rağmen Tanrısever’in sadece 1 fotoğrafı var!
NACİ TANRISEVER ASLINDA KİM?
Cumhuriyet’in ilk yıllarında onca görev yapıp, 100 yıllık süreçte Türkiye siyasi tarihine damga vuran partilerin kurulmasında ve pek çok devlet dairesinde önemli noktalarda bulunmasına rağmen Naci Tanrısever’le ilgili çok az bilgi var. 1901 yılında Silifke’de doğan Naci Tanrısever, Gölgelioğulları ailesinden. Gölgelioğlu soyadıyla İçel tarihinde sıklıkla karşılaşabilirsiniz. Ancak Tanrısever ve ailenin bir bölümü daha sonra farklı soyadları aldıkları için farklı isimlerle anılıyor. Soyadları değişse de bu aileden bazı kişiler hala Gölgelioğlu’nu lakap olarak da kullanıyor. Naci Tanrısever de onlardan biriydi. Naci Tanrısever, eşi Neriman Hanım ve 4 oğlu M. Göksel, K. Cumhur, N. Ataç, Naim Ertürk’le birlikte yaşıyordu.
Kendisinden sonra oğlu Elektrik Yüksek Mühendisi Ertürk Tanrısever de önemli icatlarıyla tarihe adını altın harflerle yazdırdı. Tıbbın 100 yıldır kullandığı bir yöntemi değiştiren Quantum Energy Surgical (QES) cihazının mucidi, Ertürk Tanrısever’di. Kuantum Enerji Cerrahi Cihazı adını verdiği, ölü ve kanserli hücreleri buharlaştıran cihazın ilk patentini 5 Kasım 2002’de ABD’den almıştı. Kullanım hakkı için bir firmayla değil, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı ile anlaştı. Vakıf yöneticileri ve Tanrısever ortak olarak bir tıbbi cihazlar şirketi kurdu. Ertürk Tanrısever, cihazının ne işe yaradığını ise şu sözlerle anlattı:
“Vücuttaki en hassas dokulara müdahale edebiliyorsunuz. Mesela iç kanamalarda müdahale süresini kısaltıyor. Herhangi bir yerde doku kesilecek. Önce damarları kapatıyor, sonra bu cihazla kesiyorsunuz . Aynı uygulamada cihazı tümörün üstüne tutuyorsunuz, tamamen buharlaşıyor.”
TÜM SİYASİLERLE DOSTTU
Naci Tanrısever 104 yıllık yaşamı boyunca pek çok siyasi isimle de tanıştı. 27 başbakan ve 10 cumhurbaşkanı gören Naci Tanrısever’i bu noktada özel kılan bir şeyler daha vardı. Tanrısever, her dönemin önde gelen siyasetçilerinin adeta dostuydu. Özel gün tebrikleri, önemli davetler, hepsi için Tanrısever’e özel davetiye yazılır ve siyasiler tarafından ıslak imzalı şekilde gönderilirdi.
Evine gelenleri asla takım elbisesiz karşılamayan, göğsünde İstiklal Madalyası, elinde ‘süs’ diye salladığı bastonu ve fötr şapkası olmadan sokağa çıkmayan Tanrısever’i ölümüne kadar Mısır prensesleri de ziyaret ederdi. Tanrısever’in torunu Esin Hanım, “Sanırım Menderes''in Yassıada’dayken bayramını kutladığı nadir kişilerden biri de dedemdi. Bazen Mısır’dan bayram tebrikleri alırdı. Dönemin Almanya Devlet Başkanı’nın duvarında imzalı fotoğrafı vardıç Amerika’yla yazışır, özellikle de Clinton’u çok sever, eşi ‘Hilari Bacı’yı’ pek beğenirdi” diyor. İsmet İnönü 30 Ekim 1965 tarihli mektubunda Tanrısever’in Cumhuriyet Bayramı'nı kutlamıştı. Bunun yanında Başbakan Bülent Ecevit Şeker Bayramı'nı, Başbakan Yardımcısı Alparslan Türkeş Kurban Bayramı'nı, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı Tanrısever’e gönderdikleri mektuplarla kutlamıştı.
ÖLENE KADAR EMEKLİLİK BİLMEDİ
Naci Tanrısever, Atatürk döneminde başlayan kariyerini de ölümüne dek sürdürdü. 1900’lerin başında Anadolu topraklarında saltanattan cumhuriyete geçişin, I. Dünya Savaşı’nın ve yeni kurulan devletin sayısız yükü vardı. O günlerde Tanrısever de büyük katkılarıyla devletin kurulup, düzen içinde işlemesine dair çalışmalara dahil oldu.
Naci Tanrısever diğer bir adıyla Karamanoğlu Naci Bey, 16 eski yazı dili bilen tek kişiydi. Karamanoğulları soyundan gelen Tanrısever, Cumhuriyet’le birlikte Tapu Kadastro Teşkilatı'nın kurucuları arasında yer aldı. Aynı zamanda Türkiye’nin 9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le birlikte Adalet Partisi’nin kurucularındandı. Bütün bunların ardından 'ölünceye kadar emekli edilmesi yasaklanan' Tanrısever, Milli Savunma Bakanlığı’nda bilirkişilik yaptı. Aynı şekilde Tapu Kadastro Müdürlüğü’nde de bilirkişilik yaptı. Bu katkıları dolayısıyla da İstiklal Madalyası almaya hak kazanan engin bir tarih bilgisine sahip olan Tanrısever, 1947 yılında yayınlanan ‘Tarihin Destanı Ulusuma Armağan’ adında bir de şiir kitabına da imzasını attı. Tanrısever, kitabın kapağında da ‘Silifkeli Naci Tanrısever’ ismini kullanarak Silifkeli olduğuna bir kez daha vurgu yapmıştı.
Hayatı boyunca yaptığı her işin ardında yer alan Türkiye ve Atatürk sevgisi, Türkiye’nin ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün 1938’de vefatıyla da son bulmamıştı. Tanrısever 104 yaşında hayata veda edene dek ulu önderi ziyaret etmeye devam etti. Yürüyemez hale gelinceye kadar her 10 Kasım’da Atatürk’ü ziyaret etmeyi sürdüren Naci Tanrısever (Gölgelioğlu) takvimler 1 Nisan 2005’i gösterdiğinde ise yaşama veda etti. Vefatının ardından evinde bulunan küçük torbadan çıkan kasette ise kendi sesiyle okuyup kaydettiği ezan vardı. Kasetin üzerine ise ‘Gerekirse’ notunu düşmüştü. Çocuklarından ise tek bir isteği vardı: Kendisinin hayata veda ettiği gün hepsinin birer ‘Fatiha’ okuması. Tanrısever, 2005 Nisan’ında son isteği gerçekleştirilerek sonsuzluğa uğurlandı.