SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Son model araç 2 saatte peynir gibi eridi! Gündeme düşen bomba: Ölüm ışını devrede

Gökdelenler 24 saatin her anını dolu dolu yaşayan şehirlerde tüm bu hareketin, üretimin ve ekonominin üsleri gibidirler. Ancak onlarca katlı bu yapıların cam kaplı yüzeyleri bazen 'can yakıcı' sonuçlar doğurabiliyor. Tıpkı birkaç basit işini halletmek için arabasını gökdelenin önüne park eden talihsiz adamın karşılaştığı korkunç manzara gibi. Eriyen arabanın ardındaki gerçeği, Prof. Dr. Ahmet Türer açıkladı.

|

Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – Çocukken kaç kişi güneş ışınlarını bir büyüteç yardımıyla kâğıda yansıtıp ateş yakmıştır? Neredeyse tüm çocukların okulda öğrendiği deneylerden biri olan ‘güneşle bir şeyler yakma’ işi, yanlış hesaplanmış ya da hiç hesaplanmamış boyutlarda olduğunda sonuçları da o derece büyüyor. Üstelik dünyanın en gelişmiş ülkelerinde, devasa gökdelenlerin ‘gölgesindeyken’ bile bir şeyler güneş ışınlarıyla yanabiliyor. Konkav, yani içbükey şekilli aynaların ışığı belli bir noktaya toplama özelliğini keşfeden Arşimet’ten 2000 yıldan fazla süre sonra Londra’da inşa edilen gökdelen büyük bir hatayla inşa edildi. Yapının dışı tıpkı Arşimet’in Dünyanın Eski Yedi Harikası'ndan biri olan İskenderiye Feneri'nde olduğu gibi içbükey tasarlanmıştı. Arşimet’in gemi yakmak için aynayla kurduğu sistem, aynı şekilde yakma yeteneğine sahip camlarla gökdelene uygulanmıştı. Aslında güneş santrallerinde kullanılan sistem şehirde uygulandığında can ‘yakan’ sonuçlar alınması kaçınılmazdı, öyle de oldu. Londra’da lüks araçları yakan ve yumurta pişiren ‘gökdelen ateşi’, Las Vegas’ta havuz ısıtmak için kullanılırken, insanların saçını yakmıştı. Peki bu asırlık hatanın bir çözümü var mı yoksa bir şeyler yanmaya devam mı edecek? Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İnşaat Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Türer yakan gökdelenleri Milliyet.com.tr’ye anlattı.


ERİTEN GÖKDELENİN DİĞERLERİNDEN TEK BİR FARKI VARDI

20 Fenchurch Street, Londra'da bulunan ve adını tarihi Londra finans bölgesindeki Fenchurch Street'teki (Fenchurch Caddesi) adresinden alan ticari gökdelen, gölgesine park edilen arabaları eritmesiyle adını dünyaya duyurdu. İnşası ve tasarımı sırasında muhtemelen sıra dışı görünümüyle tanıtılması planlanan yapı, gücünü güneşle birleştirdiğinde pek de hoş olmayan manzaralar ortaya çıktı. Aslında tasarımı, telsiz ahizesine benzediği için gökdelen ‘The Walkie-Talkie’ ismini almıştı. 2012’nin ilkbaharında tamamlanan yapı, 38 katlı ve 160 metre yüksekliğinde. Fenchurch, Uruguaylı mimar Rafael Viñoly tarafından tasarlanmış ve inşasından kısa bir süre sonra tüm dikkati üzerine çekmeyi başarmıştı. Ancak bu, pek de beklendiği gibi olmadı. Reklamın iyisi kötüsü olmazdı belki ama bina, ‘Building Design’ dergisi tarafından Birleşik Krallık'taki en kötü binaya verilen Carbuncle Kupası'nı 2015’te, bütünüyle açıldığı yıl kazandı. Fenchurch, pek çok anlamda kötü bir binaydı, çünkü arabaları dahi eritebilen kötü şöhretli bir gücü vardı. Prof. Dr. Ahmet Türer, yapının bu gücünün kaynağını şöyle açıklıyor:

"Bu tür binaların konkav ve cam kaplı yüzeye sahip olması durumunda güneş ışınlarını günün belirli saatlerinde değişen noktalara doğru odaklaması sorunu oluştuğu biliniyor. Yaşanan mercekle güneş ışığını yoğunlaştırmaya benzer ama ayna ya da cam ile yapılması gibi. Bu tür teknolojiler güneş enerjisini kullanan elektrik santrallerinde de kullanılır. Güneş panellerinin ortasında yükselen kulenin üzerine yansıtılan ve konsantre olan güneş ışınları suyun kaynaması ve buhar gücüyle elektrik elde edilmesinde kullanılır. Bu prensibi kullanan birçok uygulama vardır. Genellikle iç tarafa eğimli yüzeyi bulunan binaların doğu, güney ya da batı cephelerinde görülür. Kuzey yarım kürede kuzey cephesi eğimli yapılarda bu tür sorunların oluşması beklenmez. Güney yarım kürede de yapıların güney cephesinde bu tür sorunların oluşması beklenmez."


YUMURTA PİŞTİ, JAGUAR XJ’NİN ERİMESİ SON NOKTA

Martin Lindsay Fenchurch Caddesi’ndeki birkaç basit işini halletmek için arabasını bırakacak bir yer arıyordu. Fenchurch’un önünde hiçbir yerde olmadığı kadar boşluk olduğundan Jagurar XJ’sini oraya park ettiğine de memnun olmuştu. Lindsay 2 saat sonra arabasında göreceklerinden habersizdi. Ne yazık ki İngiliz Kraliyeti ve başbakanlığın kullandığı model olan Jaguar XJ, uluslararası üne sahip mimar Rafael Viñoly’ün gökdeleni karşısında fazla dayanamadı. Tıpkı yapının içbükey cephesinin karşısında bulunan AVM ve diğer dükkânlarda olduğu gibi arabada da geri dönülmesi zor hasarlar oluşmuştu. Oradaki dükkân sahipleri halıların tutuşmasından ve yanan giriş kapılarından uzun süredir şikâyetçiydi. Bir restoran sahibi Londra haber sitesi City AM'ye kapısının önündeki karoların sıcaktan parçalandığını söylemişti. Lindsay’in arabasının başına gelenlerse gündeme bomba gibi düşmüştü. Aracının dikiz aynası ve amblemi de dahil olmak üzere bazı parçaları erimişti.

O günden sonra yolu Fenchurch’a düşenler yanlarında bir tava ve yumurta getiriyor ve binanın yansıttığı güneş ışınlarıyla yumurta pişirmeyi deniyordu. Çelik eriten gökdelense, yumurta pişirmek konusunda hiç de fena değildi. Lindsay’in arabasının başına gelenlerden sonra, önlem almak amaçlı durum daha detaylı araştırılırken, binanın yansıttığı güneş ışınlarından etkilenebilecek bölgedeki üç park yerinin kullanımı askıya alındı. Lindsay verdiği bir röportajda, geliştiricilerin özür dilediğini ve 946 sterlinlik onarım maliyetini karşılamayı kabul ettiğini söyledi. Jaguar XJ, kısa süre sonra eski haline kavuşturuldu.


YIKMADAN DÜZELTMEK MÜMKÜN MÜ? DEPREMDE İLAVE YÜK

Yapının ilerleyen dönemde başka şeyleri de yakmaması için tamamen yıkıp yeniden yapmadan da bazı önlemler alınabilirdi. Prof. Dr. Türer, bina yapıldıktan sonra bu sorunun önüne geçilmesi için binanın güneş ışınlarını yansıtan yüzeyinde güneş ışınlarını yansıtmasını engellemek gerektiğinden bahsetti. "Cam yüzeyler ışığı yansıtmayan bir malzemeyle kaplanabilir fakat o zaman da camların şeffaflığı kaybedilebilir. Binanın cam yüzeyinin dışına gölgelik benzeri yapılar kaplanabilir, mevcut görünümünü bozacaktır. Güneş ışınlarının yola ve arabalara yansımasını engellemek için bina ve yol (ve kaldırım) arasına çatı benzeri bir yapı yerleştirilebilir. Bu çatının üstü güneş panelleriyle kaplanabilir. Genellikle mimari bir hatayı göstermektedir” diyen Prof. Dr. Türer, bu tasarımın dezavantaj oluşturan yönlerini de açıklayarak sözlerini şöyle noktaladı:

"Yapısal açıdan tasarımda binanın yüzeyinin dışarıya doğru eğri olması genellikle istenmeyen bir durumdur. Çünkü hem yerçekimi etkisiyle hem de deprem durumunda bu tur büyük çıkmalar yapıya ilave yükler getirirler ve tasarımda istenmeyen durumlar oluştururlar. Rüzgâr durumunda içbükey yüzeylerin yelken gibi davranarak rüzgâr kuvvetinde artışa da sebep olabileceği biliniyor, dolayısıyla sıradışı geometriler aerodinamik açıdan da olumsuzluklar getirebilir. Fakat güneş açıları ve karşı binalarda ya da sokakta oluşturacağı olumsuz etkilere karşı tasarım kontrollerini tecrübeli mimarların yapması beklenir."

LAS VEGAS'TA DA ÖLÜM IŞINI DEVREDE!

Las Vegas'taki Vdara Oteli de Fenchurch gibi can yakan şeyler sebep oluyordu. Plastiği eritecek ve insanların saçlarını yakacak kadar sıcak olan güneş ışınlarını yüzme havuzunu ısıtmak için kullanan otel yetkilileri yaşanan bir kazayla bu durumu değiştirmek zorunda kaldı. Vdara Oteli’nin güneş ışınlarıyla ilişkisinin adı da konmuştu: "Vdara ölüm ışını!" Kısa süre sonra Vdara, büyük güneş şemsiyeleriyle ‘ölüm ışınını’ hafifletti. Ancak Londra'daki sorunu çözmek çok daha fazla çalışma gerektiriyordu. Nottingham Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nde yüksek binalar konusunda uzman olan Philip Oldfield, City AM'ye "Geçmişte bir mimarın cepheyi yeniden inşa etmek zorunda kaldığı örnekler var" diyordu.

Bu iki binanın yanında Dallas’taki Nasher Heykel Merkezi 2003'te açıldığında müzenin bahçesinde bulunan tarihi eserler güneş ışıklarıyla aydınlanmıştı. Rodin'in ‘Bronz Çağı’ ve Matisse'in ‘Madeleine I’ gibi ünlü eserleri, cam bir çatıdan yansıyan güçlü güneş ışığıyla parlıyordu. Ancak başlarda hoş olan bu manzara ilerleyen dönemde pek de hoş sonuçlar vermedi. Caddenin karşısındaki Museum Tower adlı 42 katlı gökdelen, galerilerdeki sanat eserlerini tehdit ediyordu. Müzenin bahçesindeki bitkiler yanıyor ve gökdelenin yansıttığı güneş ışınlarıyla ziyaretçileri neredeyse kör oluyordu. Birkaç yıl önce de Los Angeles'ta mimar Frank Gehry, yansıyan güneş ışığının yakında bulunanlar için sorun yaratması nedeniyle paslanmaz çelik kaplı Disney Konser Salonu'nun bazı kısımlarını kumlamak zorunda kalmıştı. Bu sorun inşaat teknolojisindeki gelişmelerle sayıları artan gökdelenlerin gölgesindeki dev şehirlerde görülüyordu. Belki de her detayı incelikle hazırlanan eski ve antik yapılar, doğaya ve insanlara gerçekten de daha iyi geliyordu.

© Copyright 2024

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.