Reflüsü olanlar için yanından bile geçilmemesi gereken yiyecekler!
Reflü sorunu, yemek yedikten sonra tüketilen birçok yiyeceğin mideden, yemek borusuna ve ağıza tekrar geri gelmesi olarak tanımlanır. Genellikle yemek borusunun altında yer alan mide geçişinde sağlayan kapının çalışma bozukluğundan kaynaklanmaktadır. Peki, reflüsü olanlar için yanından bile geçilmemesi gereken yiyecekler nelerdir sizler için derledik.
Oldukça yaygın bir şekilde görülen reflüyü, genellikle yanlış beslenme tetikler. Uzmanlara göre reflü hastalarının kahve, çay, soğan, turşu, acı pul biber, sarımsak, çiğ salata ve benzeri gibi yiyecek ve içecekleri son derece dikkatli tüketmesi gerekir.
Reflü Nedir? Belirtileri Nelerdir?
Reflü yenilen yiyeceklerin yemek borusuna tekrar geri gelmesidir. Bununla birlikte midenin boşalımının da iyi olmaması ya da mide çıkışında oluşan midenin boşalmasını engelleyecek bir daralma da reflüye neden olabilmektedir. Uzmanlara göre göğüs ağrısı ve ya göğüs yanması gibi şikayetler ile Reflü sıkça kendini göstermektedir.
Teknik olarak mide içerisindeki asidin yemek borusuna geri kaçması olayıdır. Ancak geri kaçan bu asit yemek borusunda ve de çevresinde birtakım tahribatlara sebep olur. Buna bağlı olarak bazı şikayetler ortaya çıkar. Reflü hastalığında birden fazla şikayeti bir arada görmek mümkündür. Ancak bu şikayetlerden yalnızca birini ya da birkaç tanesinin de görüldüğü vakalar bulunmaktadır.
Reflü hastalığına sahip kişilerin başlıca şikayetleri ise göğüs yanması, göğüs ağrısı, ağza acı su gelmesi, göğüste baskı ve sıkışma hissi, ses kısıklığı ve ya gıcık tarzında kronik öksürük ve sırtın ortasına doğru bir şekilde gelen ağrı şeklinde görülebilir. Bununla birlikte Reflünün gecenin bir vakti ve çok hızlı şekilde gelen bir göğüs ağrısı ile de belirti verdiği bilinmektedir.
Aynı zamanda dönem dönem kalpte ritim bozukluğuna sebep olabildiği için bazen kalp krizi ile karıştırılabilir. Bu nedenle acil servislere kalp dışı başvurulan göğüs ağrısının en önemli sebepleri arasında gösterilmektedir. Bu nedenle göğüs ağrısı ile gelen hastaların kesinlikle reflü açısından da değerlendirilmesi önemlidir.
Reflü Tedavisinde Cerrahi
Reflü hastalığında cerrahi tedaviler son derece önemlidir. Medikal tedavi tavsiye edilen hastalarda erken yaş oldukça önemli bir faktördür. Reflü hastalarının devamlı olarak mide ilacı kullanmak zorunda kalması mümkündür. Bu nedenle erken yaştaki hastaları ömrü boyunca ilaç kullanmaya mecbur bırakmamak için cerrahi işlem önerilmektedir.
Aksi takdirde insan hayatının ortalama ömrü 80 yıl olan ülkemizde 25 yaşındaki bir genç 50-60 sene her gün ilaca mahkum kalacaktır. Bu nedenle bu gibi durumlarda hastalara ameliyat önerilmektedir. Çünkü uzun süre ilaç kullanımının vücuda daha fazla zarar vereceği bilinmektedir. Bu zararlar ise mide emiliminin bozulması, kalsiyum, demir eksikliklerinin ortaya çıkması gibi ilerleyebilir.
Aynı zamanda kemik problemleri ve kansızlık gibi önemli sorunlar da baş gösterebilir. Ancak yaşı genç olan hastalarda dahi kısa süreli ilaç kullanımları ile yaşam şekli, egzersizler ve beslenmeyle birlikte problemler giderilebiliyorsa bu durumda başka bir tedaviye gerek görülmez. Ameliyat gereken hastalar belirlenir ve hastaya önerilir.
Ameliyatta ise yemek borusu ile midenin birleşim yeri olan kısma bir kapakçık mekanizması oluşturmayı amaçlanır. Bu ameliyat kapalı olarak yapılır. Ortalama olarak 45 dakika sürmektedir. Ameliyat olan hastalar 1 gün gözetim altında tutulur ve aynı gün ilaç kullanımı kesilir.
Hastaların ameliyat sonrasında hayat kalitelerinin ise ciddi olarak düzeldiği görülmektedir. Bununla birlikte bir daha ilaç kullanmalarına da gerek kalmamaktadır. Ancak ameliyattan sonra yeni bir kapakçık mekanizması oluşturulduğu için ameliyat olan hastaların da diyet uyumu gerekmektedir.
Reflüsü Olanlar İçin Yanından Bile Geçilmemesi Gereken Yiyecekler!
Uzmanlar kesinlikle yanlış beslenmenin de reflü üzerinde olumsuz etki bıraktığına değinmektedir. Aynı zamanda reflü hastalığı, stresli işlerde çalışan kişiler, yoğun kahve ve çay tüketimi olanlar, egzersiz yapmayanlar, sigara kullananlar ve geç saatlerde sık yemek yeme alışkanlığı olan kişileri daha çok tehdit etmektedir.
Tüketilmesi halinde reflüyü tetikleyecek gıdalar arasında özellikle soğan, sarımsak, çiğ salata, acı pul biber, kahve, turşu, portakal ve greyfurt bulunmaktadır. Bu besinlerin özellikle geç saatlerde daha fazla tüketilmesi de reflü hastalarına son derece zarar vermektedir. Öte yandan, hastalarda gece uyku şekli de son derece önemlidir.
Reflü hastaları uyuduğu zaman yatay pozisyon alırsa yemek borusu ve mide arasındaki açının düz olmasına neden olur. Uyku sırasında mide asidinin salgılanması normalden daha fazla görülür. Bu nedenle reflü problemleri genellikle gece daha fazla şiddetlenir. Dolayısıyla hastanın kendine en uygun yatış pozisyonunu bulması gerekir.
Reflü yastığı kullanmak ya da yatağın baş kısmını kaldırmak yardımcı olacaktır. Hastanın belden yukarısını biraz dikey pozisyona getirmesi amaçlanır. Bu sayede geceyi rahat geçirmesi sağlanır. Bu basit önlemler alınması ve diyet programına uyulması, sporu da alışkanlık haline getirmesi kişide reflü sorununu en aza indirmek mümkün hale gelmektedir. Peki, reflü hastalarının kesinlikle yanından bile geçmesi gereken besinler nelerdir? İşte o yiyecekler...
Domates: Domates yiyememek, bilindiği üzere reflü sorunu yaşayan hemen her yaşta kişinin en büyük sorunlarından biridir. Çünkü domates her ev için olmazsa olmaz ürünler arasında yer alır. Evlerin demir başlarından biri olan domates salataların, kahvaltıların ve birçok yemeğin olmazsa olmazlarındandır.
Reflüsü olan kişilerin yiyememesinin sebebine gelecek olursak dometesin asidik özellikler göstermesinden kaynaklanmasıdır. Ancak her ne kadar taze taze yenmesi refluyu tetiklese de reflü hastası olan kişilerin tamamen vazgeçmesi gerekmez.
Çünkü pişmiş domates asidik özelliğini büyük ölçüde yitirmektedir. Bu nedenle doya doya yenilebilir. Yine de hastaların bu konuda kendi doktoruna danışması ve o şekilde tüketmesi daha sağlıklı olacaktır.
Narenciye: Özellikle kış aylarında bizler için vitamin deposu oldukları için oldukça sevilen bir gruptur. Herkes tarafından sevilen portakal, mandalina, greyfurtlar ne yazık ki reflü hastalığına sahip kişiler tarafından rahat rahat tüketilmesi pek de doğru değil. Çünkü narenciyelerin içerisinde vitamin olduğu kadar bol bol da asit bulunmaktadır.
Bu da doğal olarak tüketildiğinde reflü sorunu yaşayan kişilerin midesine, yemek borusuna etki ederek daha büyük zararlar vermesi anlamına gelir. Günümüzde her vitamini almanın başka yolları da olduğu için reflü hastalığına sahip kişilerin narenciyeden uzak durması daha doğru olacaktır.
Ancak yemeden duramam diyen kişiler için çok sık olmamak şartı ile asla aç karna yenmemesi önerilir. Tok karna ve aşırıya kaçmadan ölçülü bir şekilde yemeye çalışmak refluyu tetiklememesi için önemlidir.
Turunçgiller; başta portakal, mandalina, greyfurt olmak üzere limon, üzüm, kavun, karpuz, yaban mersini, çilek, çekirdekli kara üzüm, kızılcık antioksidan bakımından oldukça zengin olmalarına karşın reflüde dikkatli olarak tüketilmelidir. Ancak her kişide farklı tepkiler gösterebilir. Bu nedenle besinleri deneyerek sorun yaratan besinleri diyetten çıkarmak gerekir.
Baharatlar: Baharatlar da her evde bulunması gereken, kullanıldığında harika lezzetler veren ürünler olarak bilinir. Tıpkı domates gibi neredeyse her yemeklerde severek kullanılan lezzetler arasındadır. Ancak ne yazık ki reflü sorunu yaşayan kişilerin karabiber ve acı kırmızı pul biber başta olmak üzere pek çok baharattan uzak durması hatta vazgeçmesi gerekiyor.
Çünkü özellikle de acı ve aşırı aromalı olan keskin tatlara sahip bazı baharatlar midede hemen ekşime ve yanmaya neden oluyor. Bu da doğal olarak midenin bir savunma mekanizması olan asit salınımını artırmasına sebep olur. Böylelikle reflü de oldukça belirgin bir şekilde mide ve yemek borusu yanması olarak kendini göstermektedir.
Tüm bunlar düşünüldüğünde baharatları ölçülü ve ya olabildiğince az kullanmaya özen göstermek gerekir. Hatta öyle ki mümkünse reflü sorunu yaşayan kimselerin hiç baharat kullanmaması uzmanlar tarafından tavsiye edilmektedir.
Nane: Baharatlar arasında yer alan nanenin yalnızca baharat olarak kullanılan kurutulmuş halini değil aynı zamanda taze halini de tüketirken ölçülü ve dikkatli olmak gerekiyor.
Aslında nanenin faydaları arasında mideyi rahatlatma özelliği de olmasına rağmen ne yazık ki reflüyü tetikliyor.
Bunun sebebi ise mideyi rahatlatma etkisi ile mide ve yemek borusu arasını daha fazla açmaktadır. Bu doğrultuda midedeki asidin ve midedeki yiyeceklerin yemek borusuna doğru yönelmesi yolunu daha da rahatlatmaktadır.
Yani adeta reflüye ön ayak oluyor ve bu durumu hızlandırıyor. Dolayısıyla vücutta ve midede huzursuzluk yaratıyor. Bu nedenle de nane, reflü sorunu yaşayan kişiler tarafından tüketilmemesi gereken yiyecekler arasında yerini en ön sıralardan alıyor.
Kızartmalar: Söz konusu ister kızartılmış hamur işi olsun, ister kızartılmış et, ister ise kızartılmış sebze... Yani kızgın yağ ile buluşan ve nar gibi uzun süre kızarıp sofralara gelen tüm besinler reflüyü tetiklemek adına hali hazırda bekleyenler arasında yer almaktadır. Çünkü bu besinler ne kadar lezzetli ise hazmedilmesi de o kadar zordur.
Bunun için midenin oldukça çaba sarf etmesi bu nedenle de zorlanması gerekir. Hal böyle olunca mide asitlerinin yemek borusuna koşarak tırmanması da hiç beklenmedik bir sonuç olarak gözükmüyor.
Bol yağlı yiyecekler: Kızartmalar için söylenilen her şey aslında tüm bol yağlı olan yiyecekler için geçerlidir. Çünkü içeriğinde yağ oranı yüksek olan yiyeceklerin hepsi bir şekilde mideyi zorlar. Aynı zamanda hazmın zor olması, boşaltımı da yavaşlatmaktadır. Boşaltımın yavaşlaması da midedeki basıncı artırır. Artan basınç ise hızla yemek borusuna doğru mide asidi ve yiyeceklerin gitmesine neden olur.
Bu durum ise reflünün tetiklenmesi anlamına gelir. Peki, reflü sorunu yaşayan kişilerin her yağlı yiyecekten kaçması mümkün müdür? Bu sorunun cevabı elbette ki hayır. Ancak bol yağlı hamur işleri, fast food, yağlı peynirler ve aşırı fıstık gibi içeriğinde yüksek miktarda yağ olduğu bilinen besinlerden uzak durmak gerekir. Kısaca, daha sağlıklı ve ağrısız yaşamak elbette ki seçimlerimizde gizlidir.
Kafeinli yiyecek ve içecekler: Bilindiği gibi Türk milleti olarak her gün çay ve ya kahve içmeden duramayız. Doğal olarak milletçe en dirayetsiz olduğumuz konulardan biri de reflü sebeplerinden biri olan kafein meselesidir.
Kafeinler, hızlı bir şekilde mide asidinin artmasına neden olduğu için özellikle de yatmaya yakın saatlerde içilen çay, kahve ve ya soğuk çay gibi her türlü kafeinli besinlerden uzak durmak gerekiyor.
Ancak yine de çok sık olmamak şartı ile tüketilmesinde sorun olmayabilir. Çayları daha açık tercih ederek mideyi rahatsız etmeden çay da tüketmek mümkün olmaktadır. Bununla birlikte kahve gibi bol kafein içeren yiyecek ve ya içecekleri de en azından gündüz saatlerinde almak daha iyi olacaktır.
Çikolata: Çikolata neredeyse herkes için çoğu zaman mutluluk demektir. Ancak ne yazık ki reflü sorunu yaşayan kişiler için durum tam tersi olmaktadır. Çünkü çikolata içerisinde de kafein yüksek miktarda bulunmaktadır. Üstelik kafeinin yanı sıra kendisi çok tüketildiği zamanlarda mide ve yemek borusu arasında yer alan kapakları gevşetmektedir.
Bu doğrultuda mide asidinin daha hızlı hareket etmesi kaçınılmaz olmaktadır. Bu yüzden reflüye sahip kişilerin olabildiğince çikolatanın her türünden uzak durması tavsiye edilir. Ancak yine yemeden duramam diyenler içinse kesinlikle tok karna tüketilmesi ve yine gündüz saatleri dahilinde yenilmesi gerekiyor.
Gazlı İçecekler: Gazlı içecekler de reflü sorununa sahip kişilerin kesinlikle uzak durması gereken besinler arasında yer almaktadır. Kimi zaman yemek ile birlikte tüketilen kimi zaman da tek başına içilen bu gazlı içecekler içerisindeki gaz sebebi ile midenin iç basıncını etkilemektedir. Hatta çoğunlukla da basıncı artırır.
Midedeki basıncın artması ise mide asidi ve midedeki yemeklerin daha kolay ve hızlı bir şekilde yemek borusu yönünde yol almasına neden olur. İlk içildiğinde rahatlama etkisi verse de gazlı içecekler reflü sorununu tetikleyen önemli unsurlardan biridir.
Sakız: Reflü teşhisi konan kişilerin sakız çiğnemeden kaçınmaları önerilir. Çünkü sakız çiğnendiğinde yutulan hava miktarı fark etmeden artar ve buna bağlı bir gaz oluşur. Bu durum ise reflüde artışa neden olur.
Çiğ sebze ve meyveler: .Reflü sorununun yoğunluğuna göre kimi zaman tüm çiğ sebze ve meyveler sorun olabilmektedir. Bunu deneyerek tespit etmek gerekir. Ancak özellikle de brokoli, karnabahar, brüksel lahanası, bezelye, lahana, turp, roka ve salatalık gibi besinler midede ağrıya, gaz ve hatta şişkinliğe neden olabilmektedir.
Diğer yağlı besinler: Yağlı besinlerin midede kalma süresi daha uzun sürmektedir. Bu da sindirilmesi için midenin daha fazla sindirim enzimi salgılanması anlamına gelmektedir. Yağ ve yağlı besinlere ek olarak kaymak, krema, margarin, yağlı soslar, kuyruk yağ ve tereyağ gibi besinlerin tüketiminin azaltılması gerekir. Mide asidinin uyarılmaması için; bu besinlerin hiç tüketilmemesi tavsiye edilmektedir.
Süt: Süt birçok kişide çok fazla gaz yapabilmektedir. Ancak reflü sorunu olan kişilerde bu durum daha sık görülür. Bu nedenle normal yağlı süt yerine laktozsuz süt, kefir ya da ayran tercih edilebilir.
Alkol ve sigara kullanımı: Alkol ve sigara içmek normal sağlıklı kişiler için de oldukça zararlıdır. Bununla birlikte sağlıklı bireylerin Reflü problemi yaşama riski de oldukça yükselmektedir. Çünkü içilen sigaranın % 5’i mide ve bağırsak sistemini etkiler.
Bu da sindirim sisteminde uzun vadeli problemlere sebep olur. Alkol de sigara gibi reflü problemine yol açan unsurlardan biridir. Alkol tüketimini sınırlandırmak ve hatta mümkün olduğunca hiç tüketmemek gerekir.
Diğer dikkat edilmesi gerekenler: Beslenme dışında bazı şeylere de dikkat etmek önemlidir. Örneğin dar beden kıyafetler giymek ya da gece tercih edilen yastığın yeteri kadar yüksek olmaması gibi durumlar da reflüyü tetiklemektedir. Yemeklerden sonra 45 dakika kadar dik pozisyonda oturmak midenin rahatlaması için önemlidir.
Ayrıca az ve sık beslenmek ve bir lokmayı en az 10 kez çiğnemek gereklidir. Sıkı kemerler tercih edilmemelidir. Bununla birlikte mideyi sıkacak dar giysiler de reflü şikayetlerini arttıran unsurlardan biridir. Reflüyü tetiklememek adına yemekten sonra en az 1-2 saat kadar uzanmamak gerekir.
Yatma pozisyonu alındığında ise yatağın baş kısmını 15 cm yükselterek uyumak daha sağlıklı olacaktır. Bunların yanı sıra yenilen yemeğin miktarı kadar yemeklerin hangi pişirme yöntemi kullanılarak hazırlandığı da önemli olan diğer bir noktadır. Eğer kızartma ya da kavurma ile yemekler hazırlanır ise bunun sindirimi oldukça zorlaşacaktır. Dolayısıyla reflü sorunu tetiklenecektir.