İstanbul'u yakan patlıcan! Sonuncusu 2 yıl önce yaşandı, muska bile yazdırıldı
İstanbul, yangınlarıyla sık sık gündeme gelen bir şehirdi. Kadim kentte tulumbacılar yaşanan yangınlar dolayısıyla her an her şeye hazırlıklı olurdu. Ancak İstanbul’un nadide ahşap yapılarını küle döndüren hiç beklenmedik bir şey, sofraların vazgeçilmezi patlıcandı.
Derleyen: Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – ‘Hünkâr Beğendi’, ‘İmam Bayıldı’ ve ‘Şehzade Kebabı’nın başrolü olan patlıcan, Osmanlı’da herkes tarafından afiyetle yenen yemekleri süslüyordu. Ancak bu sebze, Osmanlı topraklarında korku dolu anların da baş mimarıydı. 'Patlıcan yangınları' diye anılan yangınlar dolayısıyla tulumbacıların kapısı ağustos ila eylül aylarında sık sık çalınıyordu. Artık bu sebzenin lezzetinin yanında getirdiği felaketler de ün salmıştı. Peki, patlıcan nasıl oluyor da yangın çıkaracak kadar büyük olaylara sebep oluyordu? Osmanlı arşivlerine göre İstanbul’un yangın geçmişi bir hayli kabarık. Hatta çıkan yangınlar, bugünlerde İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yerleşkesi sınırları içinde yer alan yangın kulesinin inşa edilmesinde bile etkili oldu. Kule patlıcan yangınları için özel olarak inşa edilmemiş olsa da çıkan yangınların önlenmesinde ve fark edilmesinde önemli rol oynuyordu.
PATLICAN YANGINLARI NASIL ÇIKIYORDU?
Takvimler 28 Ağustos 1908’i gösteriyordu. Çırçır’da büyük bir yangın olduğu ihbarı tulumbacılara ulaşır ulaşmaz hareketlilik başladı. İstanbul'da ardı arkası kesilmeyen yangınlar, konakları patlıcan közleme uğruna kül ediyordu. O mevsimde zaten iyice bastıran sıcak, ahşap evleri iyice kasıp kavuruyordu. Patlıcan kızartılırken çıkan yangınlara halk, 'patlıcan yangınları' adını vermişti. Patlıcan tavasının ateşte unutulması ya da kızgın yağın içerisine su damlaması her şeyi başlatıyordu. Bir evde başlayan yangın, tamamı ahşap evlerden oluşan sokağı ve en sonunda da mahalleyi yakıyordu. 1908’de yaşanan da tam olarak buydu. Özellikle rüzgarlı günlerde yangın çok daha hızlı yayılıyordu.
Bu yangınlar sadece kazara çıkmıyordu. Bazı evlerde mangallar söndürülmeden bırakıldığından, rüzgar kıvılcımları dört bir yana savuruyor ve tulumbacıları harekete geçirecek alevler sokakları esir alıyordu.
TAM 2 GÜN SÜRDÜ, BULUTLAR KÜLLE DOLDU
Saraçhane ve Bozdoğan Kemeri çevresinden geceyi aydınlatan alevler yükseliyordu. Bin 500 kadar ahşap yapıyı yakan şey ise yine patlıcandı. Üstelik yanan sadece yuvalar değildi. Camiler medreseler ve dükkanlar da 2 gün süren yangında yok olmuştu. Zeyrek’te başlayıp Vefa’da söndürülen yangın pek çok gazetede yazarlık yapmış olan Ragıp Akyavaş’ın anılarında da yer etti. Akyavaş, İstanbul’un Yemen çöllerine döndüğünden bahsediyordu. 2 gün boyunca yanan ahşap yapılar gökyüzünü de yakmış, masmavi gökler gri kül bulutlarıyla dolmuştu. Akyavaş yazısına, “Çocukluğumda Kadıköy’ün ortasında çıkan ve büyük bir sahayı kül eden yangın, yorgancı İsmail Efendi’nin evinde patlıcan kızartılırken tavanın alev almasından çıktı” diye devam ediyordu.
MUSKALAR YAZILDI, ADAKLAR ADANDI
Patlıcan yangınlarının çok olduğu yıllarda gazetelerde ağustos ila eylül aylarında sık sık aynı ilanlar görülüyordu. “Patlıcan mevsimi geldi. Hanımlar yangına dikkat!” uyarısı büyük puntolarla dikkat çekici olarak gazetelere basılıyordu. Kimi evlerde ise patlıcan yangını korkusu o kadar hâkimdi ki yangından korunmak için sadece fiziksel önlemler alınmıyordu.
Âlimlere gidilip patlıcan yangınından korunmak için muskalar yazdırılıyor, adaklar adanıyordu. Ne yazık ki bu adımlardan hiçbiri sonu patlıcan yangına giden yolu değiştirmiyordu. On binlerce evle birlikte sanat eserleri, kütüphaneler, el yazmaları, konaklar, saraylar, insanlar ve sokak hayvanları da yangında yok oluyordu.
PATLICAN SEVDASI ORMAN BİLE YAKTI
Günümüzde de zaman zaman patlıcan közlemek için yakılan ateşten yangınlar çıkıyor. Bursa Osmaneli’de 19 Ağustos 2012’de, patlıcan közlemek için yakılan ateş orman yangınına sebep oldu. O dönem kaydedilen en büyük yangın olan patlıcan yangınında yaklaşık 200 hektarlık ormanlık alan yok oldu. Evlerde patlıcan kızartması sırasında çıkan yangınların sayısı da az değildi. Hatta patlıcanlar közlemek uğruna çıkan son yangının tarihi hiç de uzak değil.
23 Ağustos 2022’de Balıkesir Kepsut'ta patlıcan közlemek için yakılan ocaktan çıkan kıvılcımlar bacayı sıçramıştı. Olay sonucu evde çıkan yangın hızla ilerledi ve binanın çatısı tamamen yandı. Alevler ekiplerin müdahalesiyle söndürüldü. Ancak evin çatısı kullanılamaz hale geldi. İlçeye bağlı kırsal Bağtepe Mahallesi'nde ikamet eden Himmet Cınbız’ın, patlıcan közlemek için evindeki eski ocağı yakmasıyla başlayan son patlıcan yangını 2 yıl önce kaydedilmişti.