SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Gemilerdeki tuvalet atığı denize mi akıyor? Böyle kurtuluyorlar, 'gri ve siyah' şartı var

Dünyada kişi başı yapılan günlük su tüketimi onlarca hatta bazı durumlarda yüzlerce litreyi bulabiliyor. Araştırmalara göre kullanılan suyun önemli bir kısmı da tuvalet ihtiyacının sağlıklı şekilde giderilmesi için kullanılıyor. Peki karada problem teşkil etmeyen kanalizasyon atıklarının açık denizde ciddi bir probleme dönüştüğünü söylesek... İşte binlerce kişiyi taşıyan gemilerin ardındaki gerçek.

|

Derleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr - Duş almak, tuvaleti kullanmak veya çamaşır yıkamak gibi kişisel bakımla ilgili tüm detaylar, her gün binlerce ton atık suya neden olabiliyor. Atık sular, karada kanalizasyon sistemi üzerinden arıtma tesislerine giderek toplum sağlığı açısından önemli oranda risk olmaktan çıkabiliyor. Ancak denizlerde yani gemilerde bu durum kimi zaman atık suyun denize boşaltılması yönünde yapılan önerilere neden olabiliyor. Birkaç kişiyi taşıyan gemiler veya deniz taşıtlarında bu dışarıdan bakıldığında çok büyük sorun yaratmayan bir olay gibi görünüyor olsa da halihazırda dünyanın en büyük yolcu gemisinin 8 bin kişiyi aynı anda misafir edebildiği göz önüne alındığında, bu durum büyük bir kaosa dönüşebilir. Şu anda açık denizde seyreden gemi sayısının yaklaşık 50 bin olduğu düşünüldüğündeyse ortaya çıkacak atık suyun direkt olarak denize boşaltılmasının yaratacağı çevre felaketi korkunç boyutlara ulaşabilir. Durum böyleyken birçok kişinin aklına ise şu soru geliyor: 'Gemilerde biriken atık sulara ne oluyor?'


ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERE GÖRE HAREKET EDİLİYOR

Birçok kişinin bu soruya ilk cevabı gemilerin atık suları açık denize boşaltması yönünde olabilir ancak bu cevap sorunun asıl yanıtının yanında biraz basit kalıyor. Bu yöndeki inanışın aksine denizlere boşaltılacak atık sulara ilişkin gemilerde yapılan bazı düzenlemeler ve bazı anlaşmalar mevcut. Bu kapsamda hemen her gemide arıtma ekipmanının olup olmamasından bağımsız olarak atık tankları bulunuyor. Bazı gemilerde parçalama ve dezenfeksiyon ekipmanları da kullanılıyor ve bu sistem tarafından kanalizasyon atığından arıtılan sıvılar, kimyasallar ile dezenfekte edildikten sonra filtrelenerek tuvalet sifonlarında tekrar kullanılabiliyor. Bu sistemler dışında daha gelişmiş atık su arıtma sistemleri bulunan gemilerde de biyolojik ve aerobik arıtma yapılarak arıtılmış su denize deşarj edilebiliyor.

Bu arıtma sistemlerinden ayrı olarak Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) MARPOL sözleşmesinin Ek-4 olarak bilinen bölümü tam da bu durumları düzenlemek için belirli kuralların uygulanmasını zorunlu kılıyor. Atık su arıtma tesisi olmayan gemilerde, MARPOL'ün minimum şartları doğrultusunda en azından atıkları muhafaza edecek bir atık tankı bulundurma zorunluluğu bulunuyor. Yetkili organların yaptığı denetimlerde, bu şartları karşılamayan veya bu kuralları ihlal ettiği belirtilen deniz taşıtlarına cezai yaptırımlar uygulanıyor.


Gemilerde biriken atık sular 'gri' ve 'siyah' su olarak tanımlanan 2 farklı gruba ayrılıyor. Gri su olarak bilinen atık sular bulaşık, duş, çamaşır, buzdolabı ve klima gibi cihazlardan gelen suları tanımlarken, siyah su olarak bilinen atık sular ise tuvalet, tıbbi kaynaklı atık sular veya gemi ambarında bulunan canlı hayvanların sebep olduğu atık suları tanımlıyor. Yoğun şekilde bakteri içeren atık suların gerekli işlemler gerçekleştirilmeden denize boşaltılması, göl, nehir ve deniz gibi sularda bulunan oksijeni hızlı şekilde tükettiği için doğal yaşama büyük ölçüde zarar veriyor.

Kurallara göre 15 kişinin üzerinde yolcu taşıyabilen ve belirli bir ağırlığın üzerindeki gemilerde atık su tankı veya onaylanmış atık su arıtma tesisi ya da her iki seçeneğin de bulunması gerekiyor. Bu koşulları karşılayan gemilerin en yakın karadan 3 deniz milinden (yaklaşık 5 kilometre) fazla bir mesafede onaylı bir sistem kullanarak parçalanmış ve dezenfekte edilmiş kanalizasyon suyunu boşaltması haricinde, kanalizasyonu denize boşaltılması yasak olarak kabul ediliyor. Ayrıştırıcıya sahip olmayan gemilerin de arıtılmamış olan atık suları en yakın karadan 12 deniz mili (22 kilometre) mesafede deşarj etmesine izin veriliyor. Her iki durumda da atık suların boşaltılması için gemilerin 4 knot ve üzeri hızlarda (saatte yaklaşık 7 kilometre ve üstü) olması zorunlu tutuluyor.

ÖZEL ALANLAR AYRI TUTULUYOR

MARPOL sözleşmesinde belirtilen özel alanlarda arıtılmamış atık suyun denize deşarj edilmesi yasak olarak kabul ediliyor. Baltık Denizi, Marmara Denizi, Karadeniz, Akdeniz, Kızıldeniz ve Antartika gibi bölgeler için alınan bu kararla özellikle yolcu gemilerinin çevreyi kirletmemesi ve gemide biriken atık suların arıtılması veya karada bulunan atık su tesislerine aktarılması hedefleniyor.

MARPOL sözleşmesinde belirtilenden daha az kişi taşıyan, iç sularda dolaşan feribotlar, gemiler ve yatlar ile ilgili bir düzenleme bulunmuyor. Ancak yasal yönetmeliklerin dışında kalan ve atık su deşarjı yapan bu araçların özellikle turizm bölgelerinde çevre kirliliğini önemli boyutta artırdığı ifade ediliyor.

© Copyright 2024

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.