Her 10 kadından 8’inde görülen HPV, kanser yapar mı?
Dünyanın hemen her yerinde yaygın şekilde görülen HPV’nin cinsel yolla bulaşan bir virüs olduğunu söyleyen Op. Dr. Cem Büyüktosun, düzenli hekim kontrollerinin, erken teşhis ve tedavi için önemli bir adım olduğuna vurgu yapıyor.
HPV (Human Papilloma Virüs) enfeksiyonları, rahim ağzı, genital organlar, makat, penis ve baş-boyun bölgelerinde kanserlere ve siğillere neden olabilen yaygın bir enfeksiyon türü olma özelliği taşıyor. Bu virüs ne yazık ki her 10 kadından 8’inde görülüyor. “Her ne kadar doğrudan yaşamsal fonksiyonları etkilemiyor olsa da uzun vadede neden olabileceği sorunların hayati risk taşıyacağından söz edilebilir” diyen Op. Dr. Cem Büyüktosun, “Örneğin; rahim ağzı kanseri nedenlerinden bir tanesi bu virüstür. Bu nedenle bu virüse karşı bilinçli olmak esasında dolaylı olarak hayati bir önlem olarak kabul edilebilir” dedi.
“HPV'nin 150'den fazla türü vardır ve bunların yaklaşık 15 tipi kanser yapabilen riskli tiplerdir. HPV enfeksiyonu, genital bölgenin teması sonucu yayılır. Pek çok enfeksiyon geçici olup 35-40 yaş altı grupta kendiliğinden iyileşir. Ancak bazıları kalıcı enfeksiyonlar oluşturur ve kansere neden olabilir. Rahim ağzı kanserlerinin yüzde 80-90'ı HPV tip 16 ve 18 ile ilişkilidir. Dörtlü ve dokuzlu aşılar, bu kanserlerin büyük kısmından sorumlu olan HPV tiplerine ek olarak genital siğillerin yüzde 90'ından sorumlu HPV 6 ve 11'e karşı ek koruma sağlar.”
ÇOCUKLAR 15 YAŞINDAN ÖNCE AŞILANMALI
“HPV aşısı ve düzenli kontroller, rahim ağzı kanseri gibi HPV ile ilişkili kanserlere karşı etkin bir mücadele yöntemidir” diyen Op. Dr. Cem Büyüktosun, “Dünya Sağlık Örgütü, tüm çocukların yüzde 90'ının 15 yaşından önce aşılanması ve kadınların 35-45 yaşlarında en az iki HPV testi yaptırması durumunda, 2120 yılında rahim ağzı kanserinin dünya genelinde yok olabileceğini açıkladı. Bu nedenle, HPV aşısı ve düzenli taramaların yaygınlaştırılması kanserle mücadelede büyük önem taşır” diye konuştu.
AŞININ YAN ETKİSİ YOK
HPV aşısının canlı veya ölü mikrop içermediğini ve HPV iltihabının kanser veya ölüm gibi yan etkileri olmadığını söyleyen Op. Dr. Cem Büyüktosun, “Ancak çocukluk aşıları gibi hafif ateş, aşı yerinde hafif ağrı ve kızarıklık yapabilir. Gebelik döneminde aşının uygulanması tercih edilmez ancak hamile olduğunu bilmeyen kişilerin aşı sonrasında gebeliği sonlandırmasına gerek yoktur. Ayrıca, maya alerjisi olan kişilere dörtlü aşı yapılmamalıdır ve ikili aşı, lateks tarzı materyallere duyarlılığı olan kişilere de yapılmaz” açıklamalarını yaptı.
“HPV enfeksiyonu, erkeklerde de siğillere ve tedavi edilmezse penis veya anal kanserlere neden olabilir. Ayrıca erkeklerde bulunan HPV, kadınların rahim ağzı kanseri olmasına da etki edebilir. Bu nedenle, erkeklerin de HPV aşısı olması önemlidir ve cinsiyet fark etmeksizin HPV ile ilişkili hastalıklara karşı korunma sağlanmalıdır. HPV aşısı, HPV enfeksiyonlarına karşı önleyici bir adımdır ve sağlık örgütleri tarafından öneriliyor. Aşılar, kanserlerin yüzde 70-90'ından sorumlu olan HPV tiplerine karşı koruma sağlar. İkili, dörtlü ve dokuzlu HPV aşıları, farklı tiplere karşı koruma içerir. Aşı, 11-12 yaşındaki çocuklar için cinsiyet fark etmeksizin uygulanmalıdır ve 45 yaşına kadar ertelenmemelidir. Kadınlarda yaş sınırı yoktur ve cinsel yönden aktif olsalar bile aşı yapılabilir. Ancak aşının kanser yapmayan HPV tiplerine karşı koruma sağlamadığını unutmamalıyız. Bu nedenle, aşılanan kişiler düzenli olarak hekim kontrolünden geçmelidirler.”
KANSERLE MÜCADELEDE GÜÇLÜ BİR KORUYUCU
HPV aşısının tarama testleriyle birlikte kullanıldığında daha etkili sonuçlar sağladığını aktaran Op. Dr. Cem Büyüktosun, sözlerine şöyle devam etti: “PAP smear testi ile HPV testinin beraber kullanıldığı tarama, 30 yaşından itibaren önerilir ve bu şekilde rahim ağzı kanseri veya kanser öncesi lezyon gelişme riski yüzde 0,08'e düşer. HPV aşısı yapılsa bile düzenli tarama programlarına devam edilmelidir. Aşı ve tarama birlikte, kanserle mücadelede güçlü bir koruyucu kalkan oluşturur. HPV enfeksiyonlarının yaygın olduğu ve ciddi sonuçlar doğurabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Toplumsal farkındalık arttırılmalı ve bilinçlendirme çalışmaları yaygınlaştırılmalıdır. HPV aşısının yaygınlaştırılması, düzenli taramaların teşvik edilmesi ve sağlık kuruluşlarının bu konuda aktif rol alması, HPV ile ilişkili hastalıklara karşı korunma ve kanserle mücadelede büyük bir adım olacaktır. Unutmayalım ki HPV enfeksiyonlarına karşı alınacak tedbirler ve bilinçli hareket etmek, sağlıklı bir geleceğin anahtarıdır.”