Günümüzde yaşlılık, ‘hayattan emekli olmak’ anlamına gelmiyor. Yaşlılar, sağlıklı bireyler olarak kendi sosyal ortamlarında ve bağımsız yaşamlarını sürdürebilmeli. Bireylerin sağlıklı yaşlanması,hastane tedavisine gereksinim duymaması esas amaç olmalıdır.Hastanede tedavi gerekiyorsa en kısa süreli ve etkin tedavi ile sağlık sorunlarının çözümlenmesi sağlanmalıdır. Özellikle yaşlı hastalarda “Polifarmasi”nin (çoklu ilaç kullanımı) yaygın olması sebebiyle akılcı olmayan ilaç kullanımına sıkça rastlanıyor. Ülkemizde yaşlı hastaların reçetesiz olarak kullandığı ilaçların büyük bölümünü ağrı kesiciler, vitaminler, kabızlık ilaçları ve bitkisel ilaçlaroluşturuyor. Yaşlı hastalar genellikle kullandıkları bitkisel ürünleri, vitaminleri doktor ya da eczacılarına bildirmiyor. Fakat bu tür ilaç dışı gıda takviyeleri de ilaçlarla etkileşime giriyor ve istenmeyen etkiler gözleniyor. Oysa ilaçlar doktor ve eczacının önerdiği dozda ve tedavi şemasına uygun şekilde kullanmalı. Sorun veya sorular ile ilgili mutlaka doktora veya eczacıya danışılmalı. Ayrıca her belirti veya yakınma için hemen ilaç kullanmamalı. Yaşlılıkta hem kadınlarda hem de erkeklerde ortaya çıkan kemik erimesinde yani osteoporozda; kırıkların oluşumuna yol açan en belli başlı neden düşmelerdir. Bu nedenle osteoporozu olan kişilerin, yaşama alanında düşmeleri önleyecek düzenlemeler yapmaları gerekiyor: Ev ortamında küçük kilim ve paspaslar, kaygan cila, kordonlar ve kalabalık eşyalar mümkün olduğunca kullanılmamalı. Merdiven basamakları sağlamlaştırılmalı ve yaşlıların tutunabilmesi için trabzan yapılmalı. Düşmelerin önlenmesi için evdeki ortamın ışıklandırması iyi olmalı. Herhangi bir spor salonuna üye olmayagerek yok, evinizin etrafında yürüyüş parkuru bulunmasa bile, günlük hayatta uygulayacağınız bazı yöntemlerle hareketli olmak mümkün. Markete alışverişe gitmek, çöpü atmak, bahçede sebze ve meyve yetiştirmek, otobüsten iki durak önce inip yürümek, ev temizliğine yardım etmek, evde koridorda küçük yürüyüşler yapmak bunlar arasında sayılabilir. Sağlıklı ve bilinçli beslenerek zinde ve sağlıklı olabilirsinizBunun için de işe mutfaktan başlamanızda fayda var. Öncelikle pişirme şekillerine özen gösterin. Yağda kızartma ve kavurma gibi sağlıksız ve yanlış uygulamalardan vazgeçin. Bunların yerine; fırın, buğulama, buharda pişirme ve ızgara yöntemlerini kullanın. Margarinleri, raf ömrü uzun hazır gıdaları tüketmeyin. Tuz ve sodyumdan zengin besinlerden (turşu,balsamik sirke ve salamuralar) hazır pastalar,kızartılmış ve şerbetli tatlılardan uzak durun. Günde5-6 öğün beslenin, her gün 1,5-2 litre su için. Beyaz ekmeği bırakıp tahıllı ekmekleri tercih edin. Sağlık sorunlarına karşı renkli beslenmeyi tercih edin.Her gün farklı renkte sebze ve meyve tüketin.Kan sulandırıcı ilaç kullanıyorsanız ilaç besin etkileşimi konusunda diyetisyene danışın. Çalışma hayatından çekildiyseniz, kendinize sizi zinde tutacak hobiler edinin. Bir koroya katılmak, dikiş kursuna gitmek, briç kulübüne katılmak gibi kendi ilgi alanınıza uygun bir hobi belirleyerek,sosyal kulüplere katılarak hem zamanınızı daha kaliteli değerlendirmiş hem de moral gücünüzü de yüksek tutmuş olursunuz. Sağlık kontrollerinindüzenli yaptırılması ileri yaş gurubunda büyük önem taşımaktadır. Bilinen bir hastalık söz konusu ise ve doktor daha sık çağırmadıysa 6 ayda bir ilgili bölümde kontrol öneriyoruz. Her hangi bir sağlık sorununuz yoksa yılda bir kez genel kontrollerinizi yaptırınız.