“İshal, kişilere günlük hayatı sekteye uğratacak derecede rahatsızlık verebilir. İki haftayı geçen uzun süreli ishaller; doğumsal bağırsak hastalıklarının da habercisi olabilir diyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Musa Bostancıoğlu, ishallere karşı ebeveynleri uyardı, önemli tavsiyelerde bulundu: Mikrobik ya da mikrobik olmayan birçok nedenle ortaya çıkabilen ishal, çocuk ölüm nedenleri arasında 4. sırada yer alıyor. İshalin en sık nedeni besin zehirlenmesi olurken iki haftayı geçen uzun süreli ishaller ise çölyak, kistik fibroz, chron, ülseratif kolit gibi doğumsal bağırsak hastalıklarının habercisi olabilir. Dışkılamanın günde 6 ila 8 defadan fazla sayıda ve sulu olması; riskli olduğundan bu durumda hastanın en yakın bir sağlık kuruluşuna başvurması gerekir. Bebek ve çocuklar; kusma ve ishalle aşırı su kaybederek, erişkinlere göre daha hızlı şekilde, böbrek ve kalp yetmezliğine girebilirler. Bu nedenle ishale asla kayıtsız kalmamak gerekir. Herhangi bir mikroorganizmanın, bağırsak mukozasında yaptığı tahribat sonucu ortaya çıkan ishal durumuna, akut infeksiyoz ishal denir. Mikrop bulaşmış suların içilmesi, besinlerin yenmesi veya direnci azalmış hastada vücudun kendi bakterilerinin hastalık yapar hale gelmesiyle ishal oluşur. Mikropların çoğu iyi klorlanmış suda ölür ancak Rota virüsü gibi klora dirençli bazı mikroplar da vardır. Kanalizasyon karışmış suların bilmeden kullanılması, kapalı şehir suyu şebekesi dışından edinilmiş kuyu sularının içilmesi sonucunda da ishal gelişebilir. Tarihi geçmiş ya da açıkta fazla bekletilen; tavuk eti, yumurta, et ve diğer hayvansal gıdalar; ishale ve zehirlenmeye neden olabilir. Mikrop bulaşmış sucuk, pastırma, salam, konserve, et suyu ve soslar, pilav, makarna ve süt tozu, krema, mayonez, dondurma gibi gıdalar, süt, çiğ veya az pişmiş deniz ürünlerinin tüketilmesi ve de kanalizasyon bulaşmış suyla yıkanan sebze ve meyvelerin yenmesi de ishale yol açar. Hastanın klinik tablosu belirlendikten ve gerekli ise acil girişimlerde bulunulduktan sonra hekim tarafından laboratuvar tanıya geçilmeli. İshal tanısında en basitinden en karmaşığına kadar pek çok yöntem sırayla kullanılmalı. Bu süreçte hasta; ishalin süresi, sayısı, gıdalarla ilişkisi, sancılı olup olmadığı yönünden hekimi tarafından sorgulanmalı. Tedaviye dirençli uzamış ishallerde, ileri düzey tetkikler mutlaka yapılmalı. Çoğu ishal olgusunda, tedavi kaybedilen sıvı ve minerallerin en kısa sürede yerine konması yeterli olur. Bu amaçla aşırı sıvı kaybı olup ağızdan beslenemeyenlere hastanede damar yolundan serumla sıvı verilmeli. Kusması seyrek sıvı kaybı az olan hastalara, ağızdan sıvı yiyecekler ve su verilmeli. Ancak bu dönemde az az ve sık sık beslenilmeli, bulantı uyarılmamalı. İshali olan hastalara asitli içecek, kahve içirilmesi tamamen bir şehir efsanesidir. Tedaviyle birlikte hasta kişi yiyecek olarak yoğurt, ayran, muz, yayla çorbası, patates havuç, gibi gıdalarla beslenmeli. Aşırı yağlı olmamak kaydıyla hasta makarna ve pilav yiyebilir. Kişi bu dönemde; ayran, sade soda, şeftali ve elma suyu içebilir. Sadece; erik, kayısı, karpuz, kavun, kiraz, armut, mısır, kuruyemişler, bakliyatlar, kızartmalar gibi bağırsak çalışmasını hızlandıran yiyecekler kesilmeli. Bağırsakta bozulan mikrobik dengeyi yeniden oluşturmak için probiyotikler kullanılabilir, 1 haftayı geçmiş ishallerde yıpranmış bağırsak dokusunun daha hızlı iyileşmesi için çinko şurupları doktor önerisiyle verilebilir. Antibiyotikler ise gaita tahlili yapılmadan ve doktor yazmadan kesinlikle kullanılmamalı. Hasta bebek; emiyorsa emzirmeye devam etmeli, katiyen emzirme kesilmemeli. Bebek yediklerini dışkı ile atıyor diye su ve sulu gıdalar vermekten vazgeçilmemeli. İshalden korunmak için yapılması gereken en önemli şey ise hijyenik olmaktır.