Alerjiyi engellemek için üç temel faktöre dikkat edilmesi gerekiyor. Bunlardan birincisi, çevre. İçinde yaşadığımız çevreyi kontrol etmemiz oldukça zor olabilir çünkü söz konusu olan sadece evdeki kişisel çevremiz değil. Burada kastettiğimiz, toplumsal çevre. İkincisi, beslenme. Bağışıklık sisteminin çalışmasını etkileyen belli besinler de bu konuda önem taşıyor. Üçüncü faktörse vücudumuzda yaşayan mikroplar. Normalde vücudumuzda trilyonlarca mikrop yaşar. Ciddi alerjileri tetikleyebilen mantar ve mayaya dikkat edilmesi gerekiyor. Geleneksel yeme alışkanlıklarında yaşanan değişiklikler nedeniyle vücudun bağışıklık sistemini dengelemek için şart olan bazı besinlerden yoksun kalması ve çevre kirliliğinin etkisiyle modern dünyada alerjiler sıkça görülebiliyor. Omega-3 yağları, bağışıklık sisteminin tepkisini dengelemede önemli etkiye sahip. Tükettiğimiz gıdalardaki Omega-3 miktarı, 20. yüzyılın başından beri sistemli olarak azaltıldı çünkü bu yağlar, pek dayanıklı değil. İçinde Omega-3 bulunan gıdaların raf ömrü, nispeten daha kısa olur. Bu nedenle sebze yağlarını daha istikrarlı yağlara dönüştürmek için gıdalar hidrojenleme işlemine tabi tutulur. Bu da büyük bir soruna yol açar. Özellikle çocuklar üzerindeki etkisi düşünüldüğünde. D vitamini çok önemli bir vitamin ve bağışıklık sistemi üzerindeki etkisi her geçen gün daha fazla kabul görüyor. Eskiden D vitaminin, kalsiyum emilimi ve kemikler için önemli olduğunu düşünürdük. Ancak D vitamini kalsiyumun ötesinde bağışıklık sistemi üzerinde dengeleyici bir etkiye sahip. Salgın bu durumu hiç olmadığı kadar görünür kıldı. Balık yağı ve keten yağı, çok iyi Omega-3 kaynaklarıdır. Ayrıca balık yağında D vitamini de bulunur. Bu yağların, çocuklarda alerji ve bağışıklık sistemi üzerinde kayda değer etkilerini gözlemlendi. Çilek, önemli antialerjik bileşenler içeriyor. Ahududu, böğürtlen ve neredeyse bütün orman meyveleri, biyoflavonoid adı verilen bitkisel besleyiciler bakımından oldukça zengin. Biyoflavonoidlerin, antiinflamatuvar ve antialerjik etkileri var. Hatta elma için dahi böyle bir durum söz konusu. Zengin bir karoten ve A vitamini kaynağı olan havuç, antiinflamatuvar etkiye sahiptir ve bağışıklık sisteminin dengelenmesine yardımcı olur. İnanılmaz bir süper gıda olan brokoli, birçok farklı bileşen içerir. Brokolinin içindekilerden en çok magnezyumu severim çünkü magnezyum, antialerjik ve bağışıklığı dengeleyici etkilere sahiptir. Probiyotiklerin etkisini göstermesi yaklaşık 12 hafta sürer. Etkisi ilaçlara benzemez. Bağışıklık sisteminin değişmesi zaman alır. Vücuttaki bağışıklık sisteminin üçte ikisi bağırsak yolunda bulunur. Bağırsaklarda yaşayan mikroplar, bağışıklık sistemiyle sürekli etkileşim içindedir. Onu eğitirler. Bağırsaklardaki bağışıklık hücreleri, orada kalmaz. Vücudun tamamını dolaşıp geri gelir. Vücudun diğer kısımlarındaki bağışıklık sistemine, bu mesajları aktarırlar Ayrıca özellikle keten yağının da bağışıklık güçlendirici etkileri var. Çok fazla değil, günde yarım çay kaşığı küçük bir çocuk için yeterli olacaktır. Ancak yağı buzdolabında saklamak gerek, çünkü çok hassas bir ürün. Bunun yanı sıra çinko da çok önemli. Pek çok çocukta çinko eksikliği olduğunu görülüyor. Çinko takviyesi, çocuklarda bağışıklık sisteminin işleyişini fazlasıyla etkileyebiliyor.