Depremin sebebi yağmur ya da kar mı? 'Atatürk Barajı sismik aktiviteyi artırmış olabilir'
Japonya’da yapılan bir araştırma ‘yağmur ile deprem arasında ilişki olabileceği’ yönünde sonuç vermişti. Devasa bulutlarla yeryüzüne inen suyun etkileri gerçekten de depremi tetikleyebilecek kadar güçlü olabilir mi? Prof. Dr. Süleyman Pampal, Türkiye’den verdiği örnekle su kütlelerinin sismik aktiviteler üzerindeki etkilerini açıkladı.
Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – Bazı ülkeler için depremle yaşamak, hayatın bir parçası olmuş ve inşa edilen yapılar, kurulan şehirler hep bu afete karşı önlem alınarak oluşturulmuştu. Japonyo, Kırgızistan ve Tayvan 2024’te yaşadıkları depremlerle bunun en önemli örnekleri arasında bulunuyor. 1 Ocak 2024'te merkez üssü Japonya'nın Noto Yarımadası'nda bulunan Suzu şehrindeki 7.5 büyüklüğündeki deprem 2024’ün ilk büyük sarsıntısı oldu. Yaşanan depremde neredeyse kimse enkaz altında kalarak hayatını kaybetmedi. Depreme hazır ülkelerin başında gelen Japonya’da yapılan bir araştırma, sismik aktivitelerin sebeplerini araştırmaya odaklanarak ‘yağmur ve kar suyunun depremi tetikleyip tetikleyemeyeceğini’ inceledi. Deprem ülkesi olan Türkiye’de de 1999 Depremi ve 6 Şubat Depremleri'nden sonra yoğun yağışlar yaşanmış ve meteorolojik olayların depremi tetikleyeceği düşüncesi endişe uyandırmıştı. Peki, yağışlar gerçekten de depreme neden olabilir mi? Gazi Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Kurucu Başkanı ve Jeoloji Mühendisleri Odası Deprem Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Süleyman Pampal, konuyu çarpıcı Atatürk Barajı detayıyla Milliyet.com.tr’ye açıkladı.
JAPONYA’DAKİ ARAŞTIRMANIN SONUCU POZİTİF!
Science Advances dergisinde yayımlanan makaleye göre araştırmacılar, Japonya'nın batısındaki Noto Yarımadası'nda sismik hareketlerle mevsimsel kar ve yağmur yağış örüntülerinin oluşturduğu yer altı basıncındaki değişikliklerin eş zamanlı gerçekleştiğini gözlemledi. Son 11 yılı kapsayan araştırmada yağmur ve kar sularının yer altında sismik aktiviteleri tetiklediğini ortaya koyan araştırmacılar, yağmur ve karın büyük depremlerden çok art arda gelen, ana sarsıntısı olmayan sürekli bir deprem kümesi şeklindeki sismik aktivitelerde etkili olduğunu tespit etti. Her yıl adı depremlerle duyulan ülkelerin başında gelen Japonya’da 2024 yılının ilk gününde 7.5 büyüklüğünde bir depremle sarsılmıştı. Dikkat çekici olan ise Noto Yarımadası'nın kuzeydoğu ucunun 3 yıldır bir deprem sürüsüne maruz kalmasıydı. 7,5’lik deprem de Mayıs 2023'te meydana gelen 6,3 büyüklüğündeki sarsıntıyı geride bırakarak bu sürüdeki en büyük olay oldu. Bu deprem aynı zamanda, 1983'ten bu yana Japonya Denizi bölgesini vuran en güçlü depremdi. 8 Mayıs 2024’te yayınlanan çalışmada araştırmacı William Frank, "Yüzeydeki kar yağışı ve diğer çevresel yüklerin yeraltındaki stres durumunu etkilediğini ve yoğun yağış olaylarının zamanlamasının bu deprem sürüsünün başlangıcıyla iyi bir şekilde ilişkili olduğunu görüyoruz" diyor. Peki, yağmurlar gerçekten de sismik aktiviteyi artırır mı? Prof. Dr. Süleyman Pampal konuya şöyle açıklık getirdi:
“Yağmur suyu, kar suyu deprem oluşturacaks, sarsıntıların hiç durmaması lazım. Depremlerin suyla ilişkisi sadece çok derinlere inebilen, büyük barajların olduğu yerlerde, büyük su kütleleri olan yerlerde görülebilir. Yüzeyden daha derinlere bölgede faylar varsa, suyu geçirimi olur ve fayın kırılması bu şekilde kolaylaştırabilir. Ancak yüzeyden faya inen bu su, fayın yüzde 100 kırılmasına neden olmaz. Ancak kolaylaştırıcı bir etkisi olduğu bazı araştırmalarla söyleniyor. Bu noktada şahsi gözlemlerime göre Atatürk Barajı da dikkat çekici noktada bulunuyor.”
ATATÜRK BARAJI ÇEVRESİNDE SİSMİK AKTİVİTE ARTTI MI?
1983 yılında inşaatı başlanmış olan baraj, 24 Temmuz 1992’de işletmeye açıldı. Güney Doğu'nun kalkınması için en önemli adımlardan biri olan baraj, Türk Lirası üzerinde de tarihe not düşülmüştü. 8 türbine sahip barajın yüksekliği ilk zamanlarda 169 metreydi. Kaya dolgu tipinde olan yapının gövde hacmi 84,5 milyon metreküp. Dış yüzeyi kaya içi kil ve topraktan oluşan Atatürk Baraj gölünün baskısıyla ilk inşasındaki yüksekliği 10 metre kısalmış durumda. Barajın işletmeye alınmasından sonra suyun yükselmesiyle yapının gövdesinde normal sınırların yaklaşık 10 katı civarında oturmalar meydana geldi. İnşasından sonraki 3 yıllık süreçte, 2 ila 3 metre civarında kaydedilen oturmalar bugün 10 metreyi bulmuş durumda. Peki Atatürk Barajı’ndaki su kütlesinin depreme etkisi ne yönde?
Prof. Dr. Pampal, “GAP bölgesi 1980 sonrasında Türkiye’nin en önemli projelerinden biri. Bunun en önemli parçası da Atatürk Barajı. Atatürk Barajı 84 buçuk milyon metreküp dolgu hacmiyle önemli bir malzemeyi barındırıyor. Türkiye’nin sınırlarını birkaç metrelik duvarla sarabilecek bir malzeme. Yani çok büyük bir ağırlık. Barajın yakınlarında Bozova Fayı var; barajın yaklaşık 500 metre güneyinde. Aslında barajın yapılması için en uygun bölge de burası. Atatürk Barajı’nın yeri bugünkü dolgu hacminin 4’te 1’iyle yapılabilecek bir yer. Ancak daha sonra ayrıntılı çalışma yapıldı ve Bozova Fayı dolayısıyla daha fazla dolgu gerektirmesi de göze alınarak baraj kuzeye çekildi. Benim de gözlemlerime göre, bölgede sismik aktivitenin barajın inşası sonrası arttı. Bu gibi büyük su kütlelerinin muhtemelen ağırlığın da etkisiyle hareketlenmeye yol açabiliyor. Bozova Fayı’nda ve çevrede belirlenen depremler 4 ila 5 arası büyüklükteki depremler. Zaten baraj yerleri seçilirken 5’in üzerinde deprem üreten fayların olduğun noktadan kaçılır. Bölgede 5’in üzerinde deprem üretecek faylar var. Ancak baraj bölgesi ve rezervuar alanı dışında kalıyor” diye konuştu.
1999’DA VE 2023’TE DE YAĞIŞLI HAVA HAKİMDİ
17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi’nden sonra pek çok kişi yağmur yağdığı için endişeye kapılmıştı. Depremin yağmurlarla ilişkisi olup olmadığına ilişkin kesin yargılara varılmasa da deprem sonrası yağan yağmur panik havasını artırıyordu. Yaşananlardan 24 yıl sonra 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli depremlerde de durum farklı değildi. Depremden önce yoğun kar, yer yer yağmur bölgeyi esir almış, 7.8 ve 7.6’lık depremlerden sonra da yağışlar devem etmişti. Depremlerin yağmurla ilişkisi Türkiye’de derin yaralar açan ve binlerce kişiyi hayattan koparan bu 2 depremden sonra gündeme geldi. Henüz kanıtlanmış olmasa da deprem-yağmur ilişkisi dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan ve ölümlerle sonuçlanan afetlerin bambaşka sonuçlarını ortaya koyuyordu. Enkaz alanına dönen yuvalarından depremzedelerin kurtarılması zorlaşıyor, hatta çoğu zaman onlara ulaşmak neredeyse imkansız bir hal alıyordu. Bu nedenle enkaz altında ölümle yaşam arasındaki çizgide kalan depremzedelerin yaşadıkları yürek sızlatıyordu, tıpkı en son 1 Ocak 2024’te Japonya’da olduğu gibi.
Japonya'da en az onlarca kişinin ölümüne neden olan depremde, sağ kalanları aramak için zamana karşı yarışılırken, tahliye edilenler dondurucu soğuklar ve şiddetli yağmur nedeniyle daha fazla yardıma ihtiyaç duyuyor. Büyüklüğü 7,5 olan deprem, yeni yılın ilk günü Noto Yarımadası’nı vurarak evleri yerle bir etti ve uzak bölgelerin yardımdan mahrum kalmasına neden oldu. Depremin vurduğu bölgelerde şiddetli yağmur beklenmesi, heyelan korkusunu da artırdı. Bu durum, enkaz altında kalan çok sayıda insanı kurtarma çabalarını daha da sekteye uğratarak onlara sağ olarak ulaşmayı zorlaştırdı.