Dayak yedi, dahi oldu! Musluktan akan suya bakınca matematik sırrını çözdü
Her şey arkadaşlarıyla eğlenceden dönerken kimliği bilinmeyen kişilerce saldırıya uğramasıyla başladı. Kafasına sert bir cisimle vuruldu, komalık olacak düzeyde dayak yiyince de ciddi bir beyin sarsıntısı geçirdi. O gece sadece beyaz bir ışık gördüğünü hatırlayan genç adamın tedavi olduktan sonra yaşadıkları ise filmleri aratmadı.
Derleyen: Betül Topaklı / Milliyet.com.tr - Jason D. Padgett, 1970 yılında ABD'de doğdu. 9 yaşındayken ebeveynlerinin boşanmasıyla birlikte Jason, annesi ve erkek kardeşiyle birlikte Alaska'nın küçük bir kasabası olan Cantwell'de yaşamaya başladı. Derslerinde son derece başarısız olan genç adam, okuduğu koleji bırakarak, babasının şirketinde tezgahtar oldu. Jason, çevresindekiler tarafından sürekli kızların peşinde koşan, o yüzden de en çok saçlarının şekliyle ilgilenen, vücut yapmaya çalışan ve haftanın her gecesi partileyen biri olarak tanınıyordu. Genç adam, 2002 yılında yine böyle çılgın gecelerden birinde bir karaoke bara gitti. Sonrasında yaşananlar ise akıllara durgunluk verecek cinstendi.
Her şey Jason’ın arkadaşlarıyla eğlenceden dönerken kimliği bilinmeyen kişiler tarafından saldırıya uğramasıyla başladı. Kafasına sert bir cisimle vurulan ve komalık olacak düzeyde dayak yiyen genç adam, ciddi bir beyin sarsıntısı geçirdi. O gece sadece beyaz bir ışık gördüğünü hatırlayan Jason’ın tedavi olduktan sonra ise hayatında inanılmaz değişiklikler olmaya başladı. Hastaneden çıkıp eve dönen genç adam, önce dış dünyaya karşı büyük bir korku beslemeye başladı. Bu nedenle uzun süre kimseyle görüşmedi. Sonrasında yaşadığı bu travmatik olaydan ötürü kendisinde sürekli ellerini yıkama gibi obsesif kompulsif bozukluklar başladı. O, saldırı ardından girdiği depresyonla boğuşurken, aslında beyninde de ilginç değişimler oluyordu. Jason, önce görme yeteneğinde değişimler yaşadı.
ARTIK DÜNYAYI FARKLI GÖRÜYORDU
Jason, artık dünyaya daha önce hiç görmediği bir şekilde bakıyordu. Musluğu açıp akan suya baktığında sadece su değil, yüzlerce birbiriyle çakışan ya da teğet geçen çizgiler de görüyordu. Genç adam artık her şeyi kesikli bir film izler gibi ve pikseller halinde algılıyordu. Yani aslında bir film izlerken gerçekten de birbirinden bağımsız sabit resimler görürüz. Fakat insan beyni 1 saniye içerisinde 12’den fazla resmi gördüğünde bunları hareket halindeymiş gibi algılar.
TÜM HAYATI DEĞİŞTİ
Ancak Jason uğradığı saldırı sonucu yaşadığı beyin sarsıntısının ardından bu resimleri hareketli olarak görememeye başladı. Üstelik aynı sorun gerçek dünyada da devam etti. O da gördüğü garip eğrileri daha iyi anlamak için internette araştırmalar yapmaya başladı. Sonunda matematikteki fraktal geometri ve mandelbrot kümesiyle karşılaştı. Kendisini çok etkileyen bu çizimler ise sonrasında onun da kendi fraktallarını çizmesine olanak sağladı. Bu çizimlerin bir gün profesyonel bir matematikçinin eline geçmesi ise satış elemanı olan Jason’ın hayatını tamamen değiştirdi.
Binlerce çember, fraktal, karelerin bölünmesi üzerine çizim gerçekleştirerek kendisini bu alanda neredeyse uzmanlaştırdı. Gördüğü tüm şekilleri küçük doğru parçalarıyla birleştiren Jason, devamında matematikle ilgili çalışmalara da başladı. Ayrıca sayılar teorisi üzerine dersler aldı. Halen birçok çizim gerçekleştiren Jason, matematik ve fizik üzerine çalışmalarına ABD’de devam ediyor.
ARAŞTIRMALARA GÖRE 'DÂHİ'
Peki, genç adamın dünyası neden geometrik şekiller ve grafiklerden oluşuyordu? Kendisi de bu sorunun cevabını merak etti ve Miami Üniversitesi’nde bilişsel bir sinirbilimci olan Berit Brogaard ile iletişime geçti. Görüşmelerinin devamında Jason kendisinde sinestezi oluştuğunu anladı. Sinestezi, duyulardan yalnızca birini uyarması gereken bilginin birkaç duyuyu birden uyardığı nörolojik bir durumdu. Bu kişilerde duyular birbirine karışıp, birleşiyordu. Yani duyma, dokunma, tat alma, görme, işitme iç içe geçiyordu. Bu duruma aynı zamanda birleşik duyu da deniyordu.
BEYNİN ERİŞİLMEYEN KISIMLARINA ULAŞIYOR
Nüfusun yaklaşık yüzde 4’ünde gözlemlenen sinestezi doğuştan olabildiği gibi bir kafa travması sonrasında da gelişebiliyor. Jason, durumu daha da iyi anlayabilmek için beyin taramaları yaptırdı. fMRI cihazı içindeyken ona matematiksel formüller gösterdiklerinde, beyninin belli bölümleri harekete geçiyordu. O sırada geometrik şekiller gördüğünü söylüyordu. Sonuçlar onun, beynin bilinçli erişime sahip olmadığımız kısımlarına erişebildiğini ve görsel korteksin beynin matematiksel işlemlerle ilgili bölümüyle birlikte çalıştığını ortaya koydu. Bu onun durumunun daha da özel olduğunu gösteriyordu. Uzmanlar bu saldırı sırasında aldığı darbelerin beynin kortikal dokusunu etkilediğine karar verdi. Bu durum da normalde uykuda olan matematik yeteneğini açığa çıkardı.
DÜNYADAKİ 40 KİŞİDEN BİRİ
Jason Padgett, sonradan kazanılmış Savant Sendromu'na sahip olan dünyadaki 40 kişiden biri. Bu durum matematik, sanat veya müzikte müthiş yeteneklerin beyin hasarı veya hastalığı sonrasında aniden ortaya çıkmasıyla gerçekleşiyor. Kazayla dâhiye dönüşen Jason, tanıştığı bir fizikçinin teşvikiyle okula geri döndü ve yeniden üniversiteye başladı. Jason o günü, “Öğretmen tahtaya bir denklem yazıp bunun grafiğini çizdiğinde bir uyanış daha yaşadım. O travmatik deneyim sonrasında elde ettiğim yetenekle, nereye baksam gördüğüm o geometrik desenlerle, okulda tahtaya çizilen formüllerin aslında aynı şeyler olduğunu fark ettim. O güne kadar doğru düzgün bir eğitim almadığım için kullanamadığım matematik terimlerini öğrendim” dedi.
Acaba bizim beynimizde de uyumakta olan bu tür bir yetenek var mı? Yoksa Jason’ın zaten doğuştan çok özel bir beyni vardı da kazaya kadar bu özel yetenekler uykuda mıydı? Onu inceleyen doktorlardan biri, "Eğer o özel bir beyne sahip olsaydı ve sonra bir sakatlık geçirseydi, bu çok büyük bir tesadüf olurdu. Büyük olasılıkla herkesin beyninde uykuda olan bir şeyler var" diyor.
EVLENDİ, KİTAP YAZDI
Jason’ın okulla beraber yeniden döndüğü hayatı o günden sonra oldukça iyi bir yöne doğru ilerledi. Kendisinin durumunda olan diğer kişilere yardım eden genç adam, yeniden gitmeye başladığı okulun kafeteryasında onu çok iyi anlayan biriyle tanışıp evlendi. Sonrasında ise hayat hikâyesini 'Struck by Genius: How a Brain Injury Made Me a Mathematical Marvel' adlı kitapta kaleme aldı.