'Cuf Cuf' tarikatının içine girmişti! Türk gezginin her tarafını yaralar bastı
Pakistan'a giderek Türkiye'de 'Cuf Cuf Hoca' olarak tanınan sözde şifacının tarikatına giren ünlü Türk YouTuber Ali Ertuğrul Öztarsu virüs kaptı. Sosyal medya hesabından paylaştığı videoda zor günler geçirdiği anlatan ve vücudunun her tarafını saran yaraları gösteren Öztarsu, "Burası şifa değil, virüs dağıtıyor" dedi.
Gerçek adı Haq Khatteb Hussain (44) olan Pakistanlı hoca, dünyanın farklı yerlerinden gelen yüz binlerce hastayı sadece dakikalar içinde iyileştirdiğini öne sürmesiyle tanınıyor. Gezdiği ülkelerin kültürüne dair içerikler oluşturup Youtube kanalında yayınlayan Türk gezgin Ali Ertuğrul Öztarsu da çıkardığı değişik sesler ve hareketlerle Türkiye’de de 'Cuf Cuf Hoca' adıyla kendinden söz ettiren sözde şifacının tarikatına girmişti.
Girdiği tarikata ait tesiste videolar çeken ve sözde şifa seanslarında da hocaya migreni olduğunu söyleyen Ali Ertuğrul, buradan ayrıldıktan birkaç gün sonra yüzünde ve vücudunda kırmızı yaralar çıktığını gördü. Yüksek ateş ve çıkan kırmızılıklarla ilgili gittiği doktorun virüs kaptığını söylediği Ali Ertuğrul, bunun Pakistan’a özgü bir virüs olduğunu açıkladı.
Gittiği doktora virüsün nasıl bulaştığını soran Öztarsu, o ortamda herkesin birbirine dokunduğunu, üflediğini ve tükürüklü elleriyle herkesin kafalarına dokunduğunu söyledi. Kendisinin de virüsü, virüslü birisine dokunan sözde şifacının kendisine dokunmasıyla kaptığının muhtemel olduğunu kaydetti.
"Cuf Cuf Hoca şifa değil, virüs dağıtıyor" diyen Öztarsu, tarikatın içine girip video çektikten sonra çevresinde akıllı sandığı arkadaşlarının bile yapılanların işe yarayıp yaramadığını sorduğunu belirtti.
NELER YAŞANMIŞTI?
7 yıl önce Malatya’dan Güney Kore’ye okumak için giden ve oraya yerleşen Ali Ertuğrul Öztarsu, annesini de alarak bir dünya turuna çıkmaya karar verdi. Sosyal medyada milyonlarca izlenmesi olan Pakistanlı Cuf Cuf Hocaya denk gelen ve merak eden Ali Ertuğrul, kişilerle iletişime geçerek gelip görmek istediklerini dile getirdi. Kabul edilen Ali Ertuğrul, arkadaşı Tolga Öztürk ve annesiyle Pakistan’ın yolunu tuttu. Yaşadıklarını ise Milliyet.com.tr'den Gonca Kocabaş'a anlattı.
'Cuf Cuf' Hoca'nın tesisinin yer aldığı bölgeye gidebilmek için Ali Ertuğrul, Karachi şehrinden İslamabad’a uçakla geçti. Herkes, buranın çok tehlikeli olduğunu söyleyerek götürmek istemediğini dile getiriyordu. Ancak büyük bir para teklif ederek taksiciyi ikna eden Ali Ertuğrul, “Burası, Keşmir bölgesine çok yakın. Her yerde silahlı askerler var. Eğitim seviyesi maalesef çok kötü. Ben de biraz daha sıcakkanlı hareket ederek girmeyi başardım. Yanımda arkadaşım Tolga Öztürk ve annem de vardı, üçümüz gittik. En başta içeri girdiğimizde çok korktuk çünkü hemen kamerayı kapattırdılar. Hiçbir şey çekmemize izin vermediler. Bizi bir odaya kapattılar ve 2-3 kere teste soktular" şeklinde konuştu.
'ETKİSİ OLMAYINCA '7 HAFTA SONRA' DİYORLAR'
Ali Ertuğrul, annesi ve arkadaşı odada saatlerce oturdu. Verilen yemekleri yiyip yemedikleri, sularını içip içmedikleri sürekli kontrol edildi. Art arda sorular sorarak onları hem yakından tanımaya hem de güvenilir olup olmadıklarını kontrol etmeye çalıştılar. Testleri geçtikten sonra da daha fazla iletişim kurmaya başladılar. "Pek çok Türk dizisini severek izlediklerini söylediler. Bu sayede biraz daha güven kazandık" diyen Ali Ertuğrul, “Her yerde hocanın sağ kolu olduğu belirtilen yeşil takkeli kişiler vardı. Güven duyunca video çekmemize izin verdiler. Hoca herkese yaptığı ritüeli bize de yaptı. Ağrılarımızın olup olmadığını sordu, biz de olanı söyledik. İnandığımızdan değil ama yaptırdık ve o anları da videoya çektik" ifadelerini kullanarak şunları söyledi:
"Kesinlikle hiçbir etkisi olmadı. Biz bunu söylediğimizde de 7 hafta sonra her şeyin düzeleceğini söylediler. Yani öyle bir ikinci yol seçmişler. Eğer orada işe yaramıyorsa '7 hafta sonra' diyorlar. Burada gördüklerim hakkında bilgi verecek olursam, sanırım en az bin 500 kişi vardı. Yapılanlar için hiç kimseden ücret almadıklarını söylediler. Gelenlerden biri yürüyemiyordu, ayağında sorun vardı. O teyzeye üflendi, kadın ayağa kalktı fakat yürüyemedi. Yürümeyince hoca hemen oradan ayrıldı. Başka kişilere geçti. Arada yürüyebilenler de vardı. Biz onların oyuncu olduğunu düşündük. Çünkü uzun süre yürüyemeyen bir insan kas kaybı yaşar, koşturabilecek seviyede yürüyorlardı. Çok hızlı hareket ediyorlardı, bu da bize garip geldi."